PKK’ya karşı operasyonlarda nitelik değişikliği
Milli Savunma Bakanlığı, 4 Ekim’de Irak’ın kuzeyinde PKK’ya karşı operasyonlarla ilgili çok önemli bir gelişmeyi duyurdu. Açıklamada şöyle dendi: “Pençe-Yıldırım operasyon bölgesindeki Avaşin-Basyan’da bulunan, PKK/KCK terör örgütünün çok güvendiği ve ‘ele geçirilmesi imkânsız’ diye tanımladığı sözde ‘doğu karargâhı’ ele geçirildi. Başarılı bir operasyonla mağaraya sızmayı başaran ve teröristlerle çatışmaya giren komandolarımız, PKK/KCK terör örgütü mensubu 12 teröristi silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirdi”.
1 Ekim’de de PKK/KCK'nın sözde Kerkük alan sorumlusu "Delil Siirt" kod adlı Mehmet Hatip Arıtürk, MİT ve TSK’nın ortak operasyonuyla, hem de Kandil’de etkisiz hale getirilmişti.
Güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre, PKK’nın istihbarat faaliyetlerini de organize eden teröristin, Kandil sahası ideolojik alan sorumluluğu görevini de yürüttüğü öğrenildi. Ayrıca güvenlik kaynkları, “Arıtürk’ün, 2016'da Irak'ın Kerkük kentinde PKK’nın ‘diğer ülkelerden temin ettiği’ ve Türkiye'ye yönelik eylemlerde kullanılan füze/ağır silah mühimmatı temini faaliyetlerinde yer aldığı tespit edildi” bilgisini verdi. “Diğer ülkeler”den kastedilen, ABD. Arıtürk, ABD’nin PKK/YPG’ye güya IŞİD’e karşı kullanma bahanesiyle verdiği ve sınır ötesi operasyonlarda Türkiye’nin karşısına çıkan tanksavar türü silahların alımında rol üstlenmiş.
MİT ve TSK ortaklığıyla yapılan bu havadan nokta atışları ile Pençe harekâtlarıyla karada icra edilen operasyonlarda, teröre karşı mücadeledeki nitelik değişikliğinin sonucunda önemli başarılar elde ediliyor. Artık, 1982 yılından beri üslenmeye başladığı Irak’ın kuzeyi, PKK için güvenli bölge olma özelliğini kaybediyor.
KALICI ÜSLERLE ALAN KONTROLÜ
1991-2003 arasında, çok geniş çaplı askeri operasyonlar dahil olmak üzere icra edilen operasyonlarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), operasyonun hedefi olan alanları teröristlerden temizledikten bir süre sonra çekilirdi. TSK çekildikten sonra bu alanlarda PKK yeniden konuşlanırdı. Bu harekatların, 1990’lı yıllarda yapılan operasyonlardan en önemli farkı, TSK’nın Türkiye’de olduğu gibi Irak’ın kuzeyinde de alan kontrolünü kalıcı üslerle sağlanarak ilerlenmesi. TSK Pençe harekatlarıyla, Irak’ın kuzeyinde Kandil-Mahmur-Sincar üçgenindeki silah ve terörist trafiğini kesmek için tayin edici önemde sonuçlar elde etti. Bu yılın başındaki, ağır mevsim ve arazi şartlarında yapılan PKK’nın merkez karargâhının bulunduğu Gara operasyonuyla da örgüte büyük darbe vurulmuştu.
ARKA PLANDAKİ BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİ
Türkiye’nin 24 Temmuz 2015’te başlattığı yurt içinde ve dışında teröre karşı topyekûn mücadele konseptinin en önemli bileşenlerinden biri, bölgesel iş birliği.
Mayıs 2019’da başlayan Pençe harekatlarının arka planı 2017’ye kadar uzanıyor. TSK, Eylül 2017’de Irak’ın kuzeyindeki bağımsızlık referandumu girişiminden hemen önce Habur’da bir tatbikat yapmış, ardından Zap, Avaşin-Basyan Kandil, Metina ve Gara bölgeleri Türk Hava Kuvvetleri tarafından vurulmuştu.
ABD, aynı dönemde PKK’yı tırlar dolusu silahla donatıyor, bu malzemeleri Irak’ın kuzeyinden Suriye’ye geçiriyordu. Bir yandan da Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetimini bağımsızlık için teşvik ediyordu.
ABD ve İsrail’in yönlendirdiği Irak’ın kuzeyindeki sözde bağımsızlık referandumu dönüm noktası oldu. Bölge ülkeleri, bu girişime karşı bir araya geldi. 23 Eylül 2017’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Irak-Suriye tezkeresi uzatılırken, Irak Genelkurmay Başkanı Osman Ganimi ile Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Ankara’da buluşmuştu.
Referandum girişiminden hemen sonra Ekim 2017’de bu kez Irak Ordusu Irak’ı kuzeyinde operasyon başlattı. Bu operasyon sonucunda Peşmerge Kerkük’ten ve ABD işgalinden sonra fiilen otorite kurduğu alanlardan çıkarıldı. Bölgesel yönetim, 2003 öncesindeki sınırlara çekilmek zorunda kaldı. Irak’ın bu operasyonuna Türkiye ve İran da destek verdi.
SIRADA SURİYE’DEKİLER VAR
24 Temmuz 2015’te başlayan Türk Ordusu’nun operasyonlarını “saray savaşı” diye niteleyip her operasyonu “seçim ayarlı” diye karalamaya çalışanlar oldu. Aynı çevreler, bugün de Türk Ordusu’na yönelik Atlantik merkezlerinin yürüttüğü psikolojik harekatta görev üstleniyor ve komuta kademesine karşı bu merkezlerde üretilen yalanları yayıyorlar. Ama çabaları nafile.
Erdoğan-Putin görüşmesinin sonuçları, sadece Suriye’de değil bölgesel düzlemde yeni bir dönemin habercisi. Sırada, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin kanatları altına gizlenen PKK yapılanması var.