Polis Gençliğe Hitabe’yi okudu
19 Mayıs günü önemli bir olay oldu.
TV’lerde izlemişsinizdir, polis Gençliğe Hitabe’yi okudu.
Ben Ulusal Kanal’da izledim, birkaç ayrı merkezde kadınlı erkekli polislerimiz topluca ve gür bir sesle o çok sevdiğimiz sözcükleri sıralıyorlardı. Mısralar diyesim geliyor. Hitabe şiire uygun, polislerimizin okuması da öyleydi.
Böyle bir olay 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde var mı, bilmiyorum.
Biz ecdadın rehberliğinde gençliğinden güç, tarihinden ilham alan, yüreği övünç ve gururla dolu, sayısız başarılara imza atmış büyük bir millet, güçlü bir devletiz. Şanlı bayrağımızın gölgesinde ilelebet var olacak ve nice 19 Mayıs’ları aynı gururla kutlayacağız. #19Mayıs pic.twitter.com/jaCN1CFhEm
— Türk Polis Teşkilatı (@EmniyetGM) May 18, 2020
'İKTİDAR SAHİPLERİ MÜSTEVLİYLE BİRLEŞİRSE'
Hitabe’den birkaç bölümü hatırlayalım. Şöyle başlıyor:
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”
Devam edelim:
“İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”
Şöyle bitiyor:
“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
TGB’li gençler okuduğunda doğal geliyor. Polis memurları okuduğunda olağanüstü…
Geldiğimiz yeri iyi özetleyen bir olaydır kanısındayım.
ÜÇ BAŞROL: DEVLET, ABD, VATAN PARTİSİ
Türkiye bir devrim sürecinin içinde diyoruz ve sayıyoruz.
15 Temmuz’da ABD Gladyosunun ezilmesi…
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla yine ABD’nin dünya çapındaki projesi “2. İsrail”in gömülmesi…
Perinçeklerin, komutanların çıktığı cezaevlerine FETÖ’cülerin ve PKK’lıların tıkılması…
Dikkat ederseniz, bütün bu olaylarda üç başrol var. Devlet, ABD ve Vatan Partisi.
Vatan Partisi bir öncü parti ve görevini yerine getiriyor. Yol gösteriyor, ön açıyor, siper oluyor, birleştiriyor…
Devlet, bütün üretici sınıfların ortak örgütü olarak emperyalizme direniyor, vatanı koruyor.
ABD de malum, yıkma ve dağıtma peşinde. Neyi; 1980’lerden beri devleti. Ondan sonra da Türkiye’den geri kalan ne varsa onu.
DEVLETİ HÜKÜMET YÖNETİR
Bir ara not yazalım. Bazı dostlarımız, ısrarla devletle hükümeti ayırıyor. Bu çok temel bir yanlış. Doğru, siyasal idareyle bürokrasi farklı şeylerdir. Fakat her hükümet kendine uygun bürokrasiyi kurar ve onunla çalışır. Bu konuda açıklayıcı bir deney Ergenekon sürecidir. Başlangıç aşamalarında ordusuyla, polisiyle, yargısıyla bürokrasinin nasıl davrandığını gayet iyi biliyoruz. Bazı direnişlerin olması temel uygulamayı değiştirmez. Türk devletini dağıtmak, vatanı bölmek hedefiyle kurulan kumpas, bürokrasi eliyle yürütülüyordu. Çünkü siyasal irade Ergenekon kumpasını başlatmıştı ve sürdürüyordu.
SINIFLARIN ÇIKARI
Süreç içinde hükümetin tavrı değişti. Çünkü o siyaset, adına iktidar koltuğuna oturduğu sınıfların çıkarına temelden aykırıydı. Türkiye’nin işçisi, çiftçisi, sanayicisi, tüccarı, esnafı devletinin dağıtılmasına ve vatanının bölünmesine izin vermezdi, nitekim vermedi de. Vatan Partisi önderliğinde Silivri duvarı yıkıldı. Bu aynı zamanda, ülkemizdeki siyasal akışın kökten değiştiği bir dönüm noktası oldu.
Devlet dediğimizde, siyasal iktidarı kenara koyan fikirlerin sınıf temelli olmadığını görüyoruz. Bu tür analizler, bilimsel olmuyor, yanlışa götürüyor. Ak Parti ve MHP’nin bugünkü tavrını da izah edemiyor.
İşte polisin Gençliğe Hitabe’yi okumasını da bu olguları göz önünde tutarak değerlendirmek gerekiyor.
Polis diyor ki, “Ey idareciler bir gün gelir de siz istilacıyla birleşirseniz, ben de sizi korumayı bırakır, sizle savaşırım.”
Girilen yol budur ve değişme olasılığı yoktur. Zikzaklar olur, ileri geriler olur ama rota değişmez.
HDP KAPATILINCA CHP NE YAPACAK
Nitekim son olgular da rotayı gösteriyor.
Vatan Partisi kampanyalar yapıyor ve toplum da talep ediyordu.
HDP’nin kapatılması artık bütün partilerin gündemindedir.
Kapatılınca CHP’nin ne yapacağı ayrı bir konudur.