18 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pompeo'nun mumu yatsıya kadar bile yanmıyor

Hüseyin Vodinalı

Hüseyin Vodinalı

Eski Yazar

A+ A-

ABD’de eski CIA Başkanı ve şimdiki Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, tarihi bir laf etti geçenlerde.
Tam olarak tarih ve yer vereyim.
15 Nisan 2019’da Texas A&M Üniversitesi’ndeki konuşmasında yaptı bu itirafı.
Pompeo aynen şunları söyledi:
“West Point’te askeri öğrenciyken (kadet) bize, ‘Yalan söylemeyeceksin, hile yapmayacaksın, çalmayacaksın ve bunları yapanları da hoş görmeyeceksin’ ilkesini öğretmişlerdi. CIA Başkanı olduğumda ise, yalan söyledik, hile yaptık ve çaldık. Bunlar için de çok kapsamlı eğitimler verdik. Bu bize Amerikan deneyiminin zaferini gösteriyor.”
Dinleyiciler bu sözlere güldü ve alkışladılar.
Oysa Pompeo şaka yapmıyordu!
Gerçeği söylüyordu.
Amerikan Devleti’nin işi gücü epey uzun zamandır tam olarak da buydu.
Amerikan “demokrasisi”, “hür dünya” edebiyatının kandırmacadan başka bir şey olmadığını bilenler uzun zaman “komplo teorisyeni” olmakla suçlandı, ciddiye alınmadı ve dışlandı.
Lusitanya’nın batırılması, Tonkin Körfezi saldırısı, petrole bulanmış karabatak, Saddam’ın kitle imha silahları ve daha pek çoğu halka yutturuldu.
İnternet devrimi, ABD’deki egemen sermayenin televizyon ve haber ajansı tekelini yıkınca, yalandan yapılan demokrasi makyajı bir anda akmaya başladı.

WIKILEAKS
“Anonymus’u” saymazsak, bu dijital devrimin kimliği belli olan 3 kahramanı var.
Julian Assange, Bradley Manning ve Edward Snowden.
İlk ikisi Wikileaks adresinde buluştu.
2007’de kurulan WikiLeaks, kaynaklarının gizliliğini koruyarak hükümetlerin ve küresel şirketlerin kirli çamaşırlarını içeren hassas ve resmi belgelerini yayınlayan, İsveç merkezli bir uluslararası organizasyondu.
Kurucusu 1971 Avustralya doğumlu Julian Assange idi.
En önemli belgelerden birini ona sağlayan ise Irak’taki gazeteci ve sivillerin Amerikan Ordusunca bilinçli olarak katledildiği görüntüleri veren Askeri İstihbarat Analisti Bradley Manning idi.
Wikileaks, pek çok gizli belgenin yanısıra 2007'de bir Apaçi helikopterinin Irak'ın başkenti Bağdat'a düzenlediği ve aralarında Reuters haber ajansı fotoğrafçısının da bulunduğu onlarca kişinin ölümüne sebep olan saldırının görüntülerini yayınladı.
Er Bradley Manning, binlerce gizli belgeyi Wikileaks'e sızdırdığını itiraf ederken, bunu ABD'nin dış politikasıyla ilgili bir tartışma başlatmak için yaptığını söyledi.

Manning 7 yıl hapis yattı.
Bu arada cinsiyetini değiştirip kadın oldu, ismini Chelsea olarak değiştirdi.
Assange ise itibarsızlaştırma saldırılarına uğradı, kadınlara tecavüzle suçlandı ve sonunda Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne sığınmak zorunda kaldı.
O da Manning gibi 7 yıl elçilikte hapis kaldı.
Wikileaks kapatıldı.
Ekvador’da Amerikancı yönetim iktidara gelince Assange elçilikten çıkarıldı ve tutuklandı.
Manning de hemen arkasından Assange’ın aleyhinde ifade vermediği için tutuklandı.
Edward Snowden ise nispeten daha şanslıydı, Rusya’ya kaçtı.
EDWARD SNOWDEN

Amerikalı bilgisayar uzmanı Snowden, CIA ve Ulusal Güvenlik Dairesi NSA çalışanıydı.
Edward Snowden, Gizli NSA belgelerini medyaya ifşa etti.
5 Haziran 2013 tarihinde başlayan bir süreç, Amerika’nın istihbarat birimlerinden Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) ve Federal Soruşturma Ofisi (FBI) tarafından kullanılan telefon dinlemek ve internet kullanıcılarını takip etmek için kullandıkları PRISM (Prizma) adlı programı açıklamasının yanında Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın, vatandaşların özel hayatlarının gizliliğini yasal olmayan yollarla, gizlice ihlal ettiğini açığa çıkardı.
Raporlar, Snowden’in NSA çalışanı Booz Allen Hamilton için çalışırken The Guardian ve The Washington Post’a sızdırdığı belgelere dayanmaktadır. Gazetelere yapılan siyasi baskılar sebebiyle Kasım 2013’e kadar The Guardian belgelerin yüzde birini yayımlayabildi.

Milyonlarca telefonun dinlenmesiyle kalmayan, aralarında Facebook, Google, Microsoft, Yahoo, PalTalk, AOL, Skype ve Apple gibi teknoloji devlerinin de adı geçtiği üst düzey güvenlik gerektiren birçok kişisel hesaba da direkt olarak bağlandığı iddia edilen PRISM adlı program, öncelikle İngiliz The Guardian gazetesinde, ardından da Washington Post Gazetesi’ndeki haberler ile gündeme gelmişti.
Edward Snowden, halkı onlar adına ne yapıldığı ve onlara karşı neler yapıldığı konusunda bilgilendirmek amacıyla kahraman, ihbarcı, muhalif, hain ve vatansever olarak nitelendirildi.
Snowden 2013’ten beri Rusya’da siyasi sığınmacı olarak yaşıyor.
Siyasi jargonda, Assange, Manning ve Snowden için “Whistle Blower” ifadesi kullanılıyor.
Yani devlette veya büyük kurumlarda dönen yolsuzlukları ve kirli işleri kamuoyuna açıklayan kişi demek.
Pompeo ve şürekasının yaptıklarına ise “False Flag Operation” deniyor. Yani hedefe konan ülke, grup ya da kişileri yok etmek için düzenlenen sahte saldırı veya kumpaslar.
Pompeo ve yeni CIA Başkanı Gina Haspel, bugünlerde yoğun.
Venezuela, İran, Çin, Türkiye ve Rusya’ya yönelik faaliyetler arttı.
CIA taşeronu selefi teröristlere sefer görev emri verildi.
Irak’ta IŞİD Türkiye ve İran’a karşı, İdlib’de Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin Suriye kolu Türkistan İslami Partisi Rusya’ya karşı birer video yayınlayarak saldıracağını ilan etti.
Pakistan’da El Kaideci Belucistan Kurtuluş Örgütü de hakeza Kuşak ve Yol projesine karşı harekete geçti.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Aleksandr Bortnikov’a göre ise, Afganistan’ın kuzeyine, Orta Asya’daki eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile olan sınır yakınlarına, IŞİD’in uzantısı Horasan Vilayeti örgütünden yaklaşık 5 bin terörist yığıldı.
Bortnikov, teröristlerin elinde kimyasal silah ve biyotoksin geliştirmek için gerekli malzeme, teknoloji ve altyapı olduğunu ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı da, ABD'nin IŞİD'le arasındaki bağı işaret eden yeni bulgular ortaya çıkarıldığını belirtti.
Pompeo ve Haspel’in son “False Flag” adresi de Suriye oldu. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, İdlib’de Suriye ordusunu kimyasal silah kullandığı yalanını yeniden piyasaya sürdü.
Evet, belki Assange, Manning ve Snowden bugün mağdur ve konuşamıyor, Pompeo, Bolton ve Haspel gibiler ise yalanlarına devam ediyor ama yalancılar da ifşa oluyor.
Bugün ABD başta olmak üzere tüm dünyada binlerce bağımsız internet haber sitesi var ve hiç biri New york Times veya Fox News gibi kodamanlardan izin alarak yayın yapmıyor.
Artık tüm dünya halkları, ABD’nin gerçek yüzünü görüyor.
Yalancının mumu yatsıya kadar sürüyor.
Assange, Manning ve Snowden üçlüsünün bugün Almanya’nın başkenti Berlin’de heykeli de dikildi.
Pompeo’nun ise biblosu bile yok ortalıkta.