24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PPK kararları

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Merkez Bankası perşembe günü yaptığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonucunda “POLİTİKA FAİZİ” olarak adlandırılan faiz oranını arttırmayarak yüzde 10,25 oranında tuttu.

Politika faizi ne demek? Merkez Bankası’nın açtığı bir hafta vadeli repo ihalesi faizi demek. Bu faiz oranı ve bu ihale ile bankalara hazine bonosu rehni karşılığı kredi veriyor.

Sonuçta bankalar sıkıştıklarında; topladıkları mevduatlar, yapılacak ödemelerine yetmediğinde, Merkez Bankası’nın her bankaya tanıdığı limit ölçüsünde bu krediyi kullanarak ödemelerini yapabiliyor.

Bu faiz oranı neden önemli, bankalar mevduata daha yüksek faiz verme gereksinimi duymadan geçici nakit ihtiyaçlarını bu yolla karşılıyorlar, piyasada faiz oranı yükselmiyor. Krediler daha pahalı olmuyor. Piyasada faiz oranı dengeleniyor.

Bu arada Merkez Bankası Politika Faizini arttırmadı ama GLP(Geç Likidite Penceresi) faizini yüzde 14,75’e yükseltti.

Merkez Bankası bankalara diyor ki. Gün içinde ayağını denk al. Akşam paraya ihtiyacın olursa yüksek faiz ödersin.

SICAK PARACILAR NE DEDİ?

Bugün politika faizi artmayınca gelen tepkilerden birkaç örnek vereyim.

“Hayal kırıklığı”, “Biz bunu yabancı yatırımcıya nasıl anlatacağız”, “piyasa yapıcılara (Kimse bu piyasa yapıcılar) yol gösterici olmalı”, “yabancı yatırımcı belirsizlikten kaçar”, “Bizim getirmeye çalıştığımız yatırımcı 80 ülkeye yatırım yapıyor. Yatırımcıya anlatamıyorsun, zaten jeopolitik risk var diyor.”

Bir tanesi doğru bir şey söyledi; ‘Merkez Bankası zaten bir haftalık repo ihalesi açmıyor, politika faizi zaten işlevi olan bir faiz değil”

Bu eleştirilerin nedeni ne, bu işten Türkiye ne kaybediyor önce buna bakalım.

Yukarıda bahsedilen yatırımcı, Aydınlık Gazetesi okurları ve Ulusal Kanal izleyicileri tarafından çok iyi bilinen, SICAK PARACILAR. Bunlar bugün burada, sisteminiz onlara uygun olduğu, sermaye transferi serbest olduğu için yarın Arjantin’de, öbür gün Kore’de. Sizi severler mi? Asla. Kimi severler, en düşük riskle, en yüksek getiriyi veren ülkeleri severler.

IMF’Cİ ÇETE

Bugüne kadar kurlar neden aniden arttı. SICAK PARA risk görüp, daha güvenli bir piyasaya gitmek istediği için arttı. Aniden kaçtığı için.

Sonuç olarak bu para el yakan, ocak söndüren bir paradır. Ocak söndüren deyimini bilerek kullandım. Borsaya evini arabasını satıp girenlerden gitti her şeyim diyeni duymuşsunuzdur. Kumarhanede çoluk çocuklarının geleceklerini batırırlar. İşte onun için bu sıcak para ocak söndürür.

Bu paralar bize gelmeyecek diye dövünüyorlar.

Böyle yüksek sesle faiz artmamasını eleştirebilmelerinin nedeni ise; Türkiye’nin uzun yıllardan bu yana hatalı ekonomik politikaları nedeniyle oluşan cari açığın, döviz ihtiyacının son pandemi ile patlayan kriz sonucunda tekrar baş göstermesi. Bu açığa çare olarak sıcak paranın tekrar ülkeye girmesinin elzem olduğunu söylüyorlar. Aynı ağızlar, IMF’yi de döviz ihtiyacına tek çare olarak önümüze koyanlardır.

ARTIRMAK HATA MI?

Bir soru sormak istiyorum. PPK toplantı karar tutanağında enflasyon tehdidinden bahsediliyor. Piyasadaki likiditenin kontrol edilmesinden bahsediyor. Ticari kredilerden sonra bireysel kredi artışının da normal seviyeye geldiğini söylüyor. Sonuçta piyasa gerçekleri var.

Peki, Bu Merkez Bankası PPK’ya rapor veren bürokratlar, PPK üyeleri, faiz artırmaktan korktukları için mi (cevap hazır, Cumhurbaşkanı talimat vermiştir.) faiz artırmıyorlar. Faiz artırmak çok mu elzem? Bu bürokratlar kimseden korkmuyorlar ise herkesin bas bas bağırdığını duymuyorlar mı?

Nerede hata yapıyorlar?

Yoksa gerçekten politika faizini artırmak hata mı?