27 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Prof. Dr. Hakkı Keskin’in eleştiri ve uyarıları

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Yarın Vatan Partisi’nin Merkez Karar Kurulu ve İl Başkanları genişletilmiş olarak toplanıyor. Partide canlı bir tartışma ortamı oluşturmanın önemini elbette herkes kabul etmektedir.

PROF. DR. HAKKI KESKİN

Prof. Dr. Hakkı Keskin, Vatan Partisi’nin önder kadrosu içinde eşsiz tecrübeleri olan bir arkadaşımızdır. Almanya Meclisi’nde milletvekilliği yapmış, Avrupa Parlamenterler Meclisi üyeliğinde bulunmuş, Almanya’daki Türk toplumu tarafından lider özellikleriyle benimsenmiş bir siyasetçi, bilim adamı ve aydınımızdır. Vatanımıza bağlılığı, Atatürk Devrimi rotasındaki kararlılığı, Avrupa’da yüzen gezen Türkiye karşıtı cereyanlara karşı dik duruşu ve sağlam karakteriyle herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştır.

Prof. Dr. Hakkı Keskin Arkadaşımız, 19 Eylül 2016 günü bana bir mektup yolladı. Eleştiri ve uyarılarının herkes tarafından bilinmesi yerinde olur. Yanlışların elenmesi ve doğruların pekişmesi için, özgür tartışma ortamı ve disiplin birbirini tamamlar.

Hakkı Keskin arkadaşıma teşekkür ediyor ve mektubunu olduğu gibi yayımlıyoruz.

PROF. DR. HAKKI KESKİN’İN MEKTUBU

Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek,

Değerli Başkanım,

Son yıllarda Mayıs-Ekim aylarında Burhaniye’de yaşamaya başladım. Bu aylarda sadece bazı etkinlikler için Almanya’ya gidiyorum. Kendimizi eşimle birlikte artık Burhaniyeli hissediyoruz. Bu nedenle konferans için buraya gelmeniz bizi sevindirdi.

Yakın dostum olan Prof. Ahmet Öztürk ve eşi, savcı/hakim görevleri yapmış arkadaşım Erhan Özen, yine Vatan Partisi’ne sempati duyan Berlin’den 40 yıllık dostum olan Yücel/Bengü Cengiz ailesi, CHP’li olduklarını bildiğim bazı arkadaşlarımla birlikte sizi dinlemeye geldik.

Türkiye’de parti üyeleri, bildiğim kadarıyla Genel Başkanlarını eleştirmezler, gördükleri noksanları ve yanlışları söylemekten çekinirler. Almanya’da iki dönem milletvekilliği ve bir dönemde Avrupa Parlamenterler Meclisi (Avrupa Konseyi) üyeliği yapmış birisi olarak, bizim deneyimimiz bu konuda farklıdır. Görülen yanlışların parti yararına anlayışla söylenmesi, partinin geleceği ve kamuoyundaki değerlendirilmesi bakımından son derece önemlidir. Almanya’da Parti Gurup toplantılarında genellikle haftanın değerlendirilmesi yapılır, gerekiyorsa eleştiriler dile getirilir ve tartışılır. Türkiye’de ise lider konuşur, toplantı kapanır.

Ben uzun yıllardır vermekte olduğunuz kararlı, inançlı yurtsever mücadelenizi takdirle izleyen birisi olduğum için, Vatan Partisi çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla yanınızda yer aldım. Bu tavrımda kişisel herhangi bir beklentimin olmadığını sizde biliyorsunuz.

İzninizle Burhaniye toplantısına ilişkin değerlendirmemi sizinle paylaşmak istiyorum. Konuşmanızda vurgu yaptığınız konular önemliydi, analiziniz doğruydu. Ancak konuşmanız yanılmıyorsan iki saat kadar sürdü. Kanımca konuşmaların etkili olabilmesi için bir saati aşmaması daha uygundur. Konuşmanızda bir hayli tekrarlar vardı. Uzamasının bir nedeni de bu olsa gerekir. Bir saatlik konuşmadan sonra, soru-cevap kısmına daha fazla zaman ayrılması, hatta dinleyicilerden gelen görüş ve önerileri sizin de dinlemeniz ve değerlendirmeniz yararlı ve gereklidir kanımca.

Sizi tanıdığım kadarıyla, sorulara son derece sabırla yanıt veren birisiniz. Oysa bu toplantıda özellikle iki kişiye hakarete varan biçimde yanıtlar verdiniz, serzenişte bulundunuz. Sizin gibi 50 yılı aşkın deneyimi olan birisinin ve bir parti başkanının böyle davranmasını doğrusu ben de, arkadaşlarımda anlayamadık. Bu sizin aşırı yorgunluğunuzdan olabilir.

Bir örnek vereyim. En arkalarda oturan bayan Güler Akıncı, Burhaniye Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, “Erdoğan’ı yıllardır takiyeleriyle tanıdığımızı, bu nedenle kendisine nasıl güvenilebileceğine” ilişkin soru sordu. Bu neredeyse herkesin kafasında bulunan ve tekrarlanan bir soru. Bu arkadaşımıza hak etmediği ölçüde ağır serzenişte bulunarak, yanıt verdiniz. Kendisine bağnaz görüşü olması ve “deniz kenarında dinlenen”, birisinin savaş durumunda olanları anlayamayacağı, gibi bir serzenişte bulundunuz. Güler hanım burada Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olarak son derece aktif, çok okuyan bilgili birisidir. Ayrıca Vatan Partisi’ne ve partililere de sempatiyle bakan kişidir. Bunu Vatan Partisi ilçe yetkilisi arkadaşların da doğrulayacağı kanısındayım. İkinci veya üçüncü sırada oturan bir diğer kişiye de yine sert ve serzenişli bir yanıt verdiniz.

Bu duruma ben gerçekten üzüldüm.

Yanımda oturan eski savcı/hakim, şu anda avukat arkadaşım Erhan bey de size soru soracaktı, ona da benzer bir davranış gösterirsiniz diye, onun sözüyle “benim de ağzıma tükürür endişesiyle” soramadım diyor. Eşiniz Şule hanım`la konuyu görüştü. Ahmet bey ve Erhan bey de size sempatisi olan, çalışmalarınızı takdirle izleyen, Aydınlık okuyan kişilerdir. Hatta ben gerek Prof. Ahmet Beyin ve gerekse Erhan Beyin Partiye üye olabilecekleri umudunu bile taşıyordum. CHP`ye ilişkin yaptığınız eleştirilerde kanımca, genelleme yapmaktasınız. CHP parti politikası olarak, Kılıçdaroğlu da Genel Başkan olarak, Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesine karşı olduklarını tekrar, tekrar söylüyorlar. Yani Türk Milleti ve Türklüğün anayasadan çıkmasına Parti olarak karşı olduklarını söylüyorlar. CHP Parti amblemi 6 Oku taşıyor. Atatürk ilkelerini savunduklarını belirtiyorlar.

Kuşkusuz, partide Tanrıkulu, Bekaroğlu gibi tam aksi görüşleri savunanlar vardır. İşte bunu belirterek, bu kişilerin CHP`de, hem de Bekaroğlu`nun Genel Başkan Yardımcısı olarak partide bulunmaları eleştirilse, bu tavırların parti çizgisi hakkında kafalarda kuşku yarattığına vurgu yapılsa, konu daha doğru anlaşılır ve buna da gerçek CHP’liler itiraz edemezler.

CHP’ye genellemelerle eleştiri yaparken, AKP hakkında dolaylı eleştirilerle yetindiniz. Oysa Türkiye’nin karşı karşıya geldiği günümüz sorunlarının baş sorumlusunun tabii ki AKP ve Erdoğan olduğuna vurgu yapmanız kanımca gerekirdi. Siz AKP’ye ilişkin sorulara yanıt verirken, PKK, FETÖ, Rusya ve Suriye politikaları konusundaki bu yanlışlardan döndüklerini söylemekle yetindiniz.

Öte yandan Bekir Coşkun ve Sözcü’yü eleştirdiniz. Bir süre önce Ulusal Kanal’daki yayında da Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun’u takdir ettiğinizi söyleyerek, kendilerini eleştirdiniz. Doğrusu hayret ettim ve size yazmayı düşündüm. Çünkü bu değerli gazeteci ve yazarlar Vatan Partisi`ne sempatiyle bakan, hatta Yılmaz Özdil Türkiye Gençlik Birliği’ne destek veren birisidir.

Değerli Başkanım,

Kanımca Vatan Partisi’nin ve Genel Başkan olarak sizin, bu değerli gazetecileri, bazı konularda farklı düşünceleri nedeniyle karşınıza almanız Partiye yarar sağlamaz, aksine.

Toplantıya büyük bir ilgi duyarak gelen arkadaşlarım, özellikle soru soranlara verdiğiniz yanıtlar, CHP’ye genel eleştirileriniz ve Sözcü’ye yönelik serzenişiniz, ancak AKP’ye eleştiri yapmamanız, arkadaşlarımda hayal kırıklığı yarattı. Benim önerime uyarak toplantıya gelen aktif bir CHP’li, sizin CHP’ye yaptığınız genelleyici eleştiriler nedeniyle toplantıdan ayrıldı.

Değerli Başkanım,

Belki siz bu yoldan bazı CHP’lilerin Vatan Partisi’ne gelebilecekleri veya oy verebilecekleri beklentisinden hareket ediyorsunuz. CHP`ye yapılan genel ve abartılı eleştirilerin partiye yarar sağlayacağı kanısında değilim. Güvendiğim bir arkadaş, en az on kişinin bu nedenle okumakta oldukları Aydınlık’ı artık satın almadıklarını söyledi. Seçim sonuçları da bunu ne yazık ki doğruluyor. Vatan Partisi olarak dilerseniz bu konuda bir araştırma yaptırabilirsiniz.

Bir dinleyiciden, AKP ve Erdoğan`dan hesap sorulmasına ilişkin bir soruya siz, hesap sorulmanın ortaçağ zihniyeti olduğu yönünde bir açıklama yaptınız. Ben bu görüşte değilim. Devleti yönetenler, özellikle kamuya ait kaynakları, devletin imkanlarını kendi yararlarına kullanmışlarsa ve rüşvet almışlarsa, bunun hesabı Dünyanın neresinde olursa olsun sorulur ve sorulmalıdır da. Özellikle ileri demokrasilerde bunun affı ve özrü yoktur.

Bu değerlendirme ve eleştirilerimi, Vatan Partisi’ni destekleyen ve sizin bir dostunuzdan gelen samimi, içten ve yapıcı uyarılar olarak değerlendireceğinize inanıyorum.

Başarı dileklerimi ve dostane selamlarımı iletirim.

Hakkı Keskin