Prof. Dr. Muammer Aksoy ve iktisadi bağımsızlık
24 Ocak 1993'te öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy'un ölüm yıldönümlerini belirleyen 24 Ocak-31 Ocak günleri arasındaki haftanın, demokratik kitle örgütleriyle birlikte, 'Adalet ve Demokrasi Haftası' olmasına karar verilmişti. Bu yıl 29. kez yapılan etkinliklerin ana teması “Hukuk Devleti mi Orman Kanunları mı?” olarak belirlenmiş. Bir üstyapı kurumu olan hukuk kurumunun altyapı yani ekonomik yapıya uygun olarak biçimlendirildiği konusunda en güzel çalışmaları yapan aydınlarımızdan biriydi Prof. Dr. Muammer Aksoy. Bu yılın “Adalet ve Demokrasi Haftası”nın son gününde (31 Ocak) düzenlenen bir etkinlikle Muammer hocamız anılacak.
Bir hukuk uzmanı olmasının yanı sıra yaşamın tüm alanlarına bütünsel bakabilen bir anlayışa sahip olması, ülkemiz aydınlarında çok karşılaşılan bir durum değildir. Söz ADD’den dışarı, cefa ve sefa ikileminde sürüklenip giden toplumumuzda vefayı elden bırakmamak gerek diye düşünüyoruz.
KİMDİ MUAMMER HOCA?
1917’de doğan hocamız, Ankara Üniversitesi’nde hukuk okuduktan sonra Zürih’te yaptığı doktora çalışmasının ardından Türkiye’deki akademik yaşamına başlar. Bir ara üniversiteden ayrılıp CHP’de siyasete girer; sonra yine üniversiteye döner; 1960 Anayasası’nın yapımında etkin bir rol alır; Türk Hukuk Kurumu ve Ankara Barosu başkanlıkları da yapar. 12 Mart döneminde tutuklanıp sonra aklanan hocamızın 1989 sonlarında kuruluşu tamamlanan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Kurucu Genel Başkanlığını yaparken ertesi yılın başında öldürülmesi çok üzücü bir olay olmuştur.
MUAMMER HOCA’YI KİM ÖLDÜRDÜ?
Hocamızın ölümü ile ilgili karanlık noktalar aydınlatılmayı beklemektedir. Kimi aydınlar onun laiklik konusundaki tutumları nedeniyle dinci odaklar tarafından öldürüldüğünü söylemektedir, örnekse Turan Dursun. Bir başka açıklama Kontrgerilla (Gladio) tarafından öldürüldüğüdür, ikinci açıklama daha açıklayıcı gözükmektedir, birinci odaklar tetikçi olarak kullanılmış olsa bile!
MUAMMER HOCA VE İKTİSADİ BAĞIMSIZLIK
Petrol ve maden davasının adamı olarak konuya Muammer Hoca ile ilgili bir anı ile başlamak okur açısından belki ilginç olabilir. Muammer Aksoy Zürih’te okurken, ileride Enerji Bakanı olacak ihsan Topaloğlu ile tanışır ve dost olur. Daha sonra 1960’ların başında yabancı petrol şirketleriyle anlaşmazlıklar olduğunda Topaloğlu’nun hukuk desteği istemi ve yönlendirmesi ile Aksoy, petrol ve giderek madenlerin sömürülmesi konularına girmiş oluverir. Hatta hoca bu konuda makaleler ve kitaplar çıkarır. Türk Petrol Kanunu 1980’li yılların sonunda gündeme geldiğinde yasaya Aksoy’un çok sert eleştirileri olur. Alın size Süper-Nato tarafından öldürülmesi için bir neden daha!
Muammer hocanın geçimbilimsel (iktisadi) bağımsızlığa ilgisi Hoca’nın A.Ü. SBF Yayını Yavuz Abadan’a Armağan da Atatürk’ün Işığında Tam Bağımsızlık İlkesi adlı makalesi ve devamı niteliğinde olan Atatürk ve Tam Bağımsızlık adlı çalışma -ki daha sonra kitap olmuş (Gündoğan Yayınlan, 1990) – ve kimi çalışmalarından anlıyoruz ki Hoca, M. Kemal Atatürk’ün tam bağımsızlık yaklaşımı konusunu özel olarak incelemiş.
Andığımız kitap çalışmasında Muammer Hoca, M. Kemal Atatürk’ün çeşitli zaman ve yerlerdeki ifadelerinden yararlanarak bağımsızlığa bütünsel yaklaşımını ele almış. Altyapıda da (eşdeyişle geçimbilimsel olarak) bağımsız olunmadıkça üst yapıda (eğitim, hukuk vd. alanlarda) bağımsızlığın yeterli olup olmayacağı işlenmiş ve olamayacağı sonucuna varılmış. Hoca, tam bağımsızlığa giden yoldaki en önemli tuzaklardan birinin kültür emperyalizmi ve bunun getirdiği bağımsız düşünme yeteneğinin yitirilmesi olduğunu vurgular.
SONSÖZ
Işıklar içinde yatın sevgideğer Hocamız. Geçimbilimsel bağımsızlık konusunda yaktığınız meşalenin ateşi sönmedi ve sönmeyecek.