Putin ile Trump’ın Ukrayna muhabbeti
Malumun ilamı olacak ama savaşın en mağdurları yaşlılar, çocuklar, kadınlar, gençler, kadim kentler ve belki de yılların kapatamayacağı derin yara ve travma sahipleridir. Keşke olmasa, keşke sevgi ve barış her yeri kaplasa istiyoruz. Ancak keşkeler ile keşkek olmuyor. Kalu beladan beri bir realite var. İnsanoğlunun olduğu her yer ve zamanda gece ve gündüz, karanlık ve aydınlık, iyi ve kötü, tamahkâr ve kanaatkâr, nefret ve sevgi, savaş ve barış, tekelci ve paylaşımcı, zalim ve mazlumun ahı mücadelesi kavgaları ve savaşları baki ve daim olacaktır. Bunun sonunda kim mi galip gelecek? Hangi tarafı daha çok beslersen. Belki de hepimizin bindiği dalı kesiyoruz, içinde olduğumuz gemiye denizin ortasında delikler açıyoruz. Gemiyi hep birlikte kendi ellerimizle batırıyoruz. Düşmanı yok ediyoruz sanarken belki de kendimizi de yok ediyoruz.
Dr. Zeynel Abidin Erdem gayet efendi ve çok kıymetli bir insan. Kültürlü, tecrübeli, tarih, siyaset ve diplomasi ilmine gayet vakıf, varlıklı ve çok yönlü ilişkilere sahip olmasına rağmen çok mütevazıdır. Kendisiyle 15 sene önce Şam’da tanışmıştık. Birlikte Şam’ı kuşbakışı seyreden Kasyun Dağına çıkmıştık. Tarih ve siyaset konularında uzun sohbetlerimiz oldu. Aslen medeniyetler şehri Mardin’den. Başarılı bir iş insanı. 2 Mayıs 2006 tarihinde yapmış olduğu hizmetler ve katkılar dolayısıyla kendisine TBMM Üstün Hizmet Ödülü verilmiş. Başta Sudan, İspanya ve Amerika ile Türkiye arasında dostluk ve ticareti teşvik etmiştir. Türkiye-Suriye kardeşliğine özel bir ehemmiyet vermiştir. Ticari, sosyal ve kültürel kurumlara onursal başkanlık yapmış. Kimya alanında doktora sahibi.
'RUSYA SAVAŞIN EN SON KAZANANIDIR'
Tecrübe ile sabittir ki, söylem ve eylemiyle bir yurtsever ve Türk milliyetçisidir. Türkiye çıkarları için hem Batı hem de Doğu, Kuzey ve Güney ile münasebetler kurmuştur. 2007’den sonra kendisini tekrar görme fırsatım olmadı. Telefonda konuşur, whatsapp üzerinden mesajlaşırız. Geçen gün Ukrayna ile ilgili bir tweetini paylaştı. Sayın Erdem diyor ki; “NATO ülkelerine bir nasihatimdir. Rusya tarih boyunca her zaman savaşın en son kazananıdır. Üzerine çullanırsanız bir sonraki savaş odun ve taşlarla olacak.” Kıssadan hisse eğer dünyayı meçhul bir sona atmak, Alemi yakmak ve yok olmak istemiyorsanız, Rusya ile ilişkilerinizde savaşı değil kazan-kazan formülünü öğrenmelisiniz mesajı vardır.
'MEDENİYET TİMSALİ' BEYAZ IRK
Ukrayna savaşının öğrettiği en önemi derslerden birisi “komşuda pişer bize de düşer” atasözünün ne kadar doğru ve gerçekçi olduğudur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın merkez sahası olan Avrupa devletleri Almanya ve Fransa bu yıkımı tekrar yaşamamak için Avrupa Birliği şemsiyesi altında örgütlendiler. Bu birliği Doğu Avrupa’dan Akdeniz’e kadar genişlettiler. Kendi evinde yaşadığı savaşları, yıkımları ve acıları uzak tutmaya çalıştılar. Mavi gözlü, beyaz tenli ve sarışın Avrupalı savaşlara, yıkımlara, göçlere maruz kalmamalıydı. Demokrasiye, barışa, huzura, zenginliğe ve istikrara emsal teşkil edecekti. Beyaz ırk medeniyet timsali olacaktı. Savaşlar, ölümler, göçler, acılar ve yoksulluk beyaz dışında kalan kızıl, siyah, sarı, buğday, açık kahve tenli milletlerin kaderi kalmalıydı.
BEYAZ AVRUPA DÜNYA YANARKEN SAÇINI TARADI
Filistin, Lübnan, Afganistan, Irak, Yemen, Libya, Sudan, Myanmar, Filipinler, Afrika, Latin Amerika ama özellikle Suriye yanarken sadece seyretmediler. Konvansiyonel silahlarıyla, kimyasallarıyla, biyolojik silahlarıyla, sentetik uyuşturucu haplarıyla, pornografileriyle, medyasıyla, yalanlarıyla, talanlarıyla, ekonomik ambargo ve ablukalarıyla, mali saldırılarla bu coğrafyalarda krizleri büyüttüler. Savaşları beslediler, etnik ve mezhep çatışmalarını körüklediler, ülkeleri böldüler. Kabile, aşiret ve feodal yapılara sahip çıktılar. Birleştiren milli devletlerden nefret ettiler. Milli olan her şeye saldırdılar. Riyakâr, bencil ve tekelci beyaz Avrupa, dünya yanarken saçını tarayan misali davrandı. Uzak diyarlarda yaşanan acıları, dökülen gözyaşlarını sınırından uzak tutabileceğini sandı. Aynı dünya gemisinde olduğumuzu, ‘kurtulmak yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ temel prensibini inkar ettiler ve rafa kaldırdılar.
UKRAYNA'YLA SAFLAR BELİRGİNLEŞİYOR
Batı ile Doğu'nun en şiddetli çatışması Suriye sahasında yaşandı ve devam etmektedir. Şam, ABD öncülüğündeki tek kutuplu Nizam-ı Âleme ağır bir darbe vurdu. Rusya, İran ve Çin’in elini kuvvetlendirdi. Suriye, dünyayı yeniden ikiye böldü. Ukrayna bu bölünmeyi derinleştiriyor. Ukrayna meselesi safları daha belirgin hale getiriyor. İngiltere, Almanya, İsveç, Polonya Rusya’ya karşı yaptırım açıklamaları yaparken, 'Zelenskiy saltanatına daha çok silah sevkıyatı yapacağız' derken, Macaristan bu karara onay vermiyor. Ukrayna’nın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü yalanları üzerinden -zira bu söylemleri Ukrayna için dillendirenler aynı şeyi Irak, Suriye, Yemen, Libya, Sudan ve daha nice ülkeler için talep etmediler- NATO taraftarlığında militan olup Rusya karşıtı cephede mevzilenenlere bakalım;
EL NUSRA'NIN RUSYA'YLA SAVAŞMA FETVASI
ABD’de Biden ve taifesi, İngiltere’de Johnson ve taifesi, Almanya’da Scholz ve taifesi, ülkemizde Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, HDP, muhalefet medyası ve taifesi, hükümet medyası, Kalın, Akar ve taifesi, Ukrayna hapishanelerinden salınacak olan katiller, çeteler tecavüzcüler ve taifesi, Ukrayna’da Rusya’ya karşı olmayanları sokak ortasında infaz eden neo-Nazi örgütler ve taifesi, İngiltere’den devşirilen paralı askerler, Gürcistan’dan Ukrayna’ya Rusya’dan intikam almaya gelen kuyruk acısı olan Gürcü lejyonerler ve El Nusra Şer Cephesi. Evet, yanlış okumadınız İdlib’e musallat olmuş El Nusra. Bir fetva yayınlayarak Müslümanları en büyük düşman Rusya’ya ve onun yanında savaşan Çeçenistan ordusuna karşı savaşmaya davet etmiş. Müslümanları Rusya’ya karşı Suriye ve Ukrayna’da savaşmaya çağırmış. IŞİD ve Suriye sahasına Ortaçağ karanlığını dayatan dini-dar örgütler Rusya’ya karşı cihat çağrısı yapmış.
BUMERANG GİBİ BATI'YI VURACAK
Ukrayna savaşının en başta Ukrayna’ya zarar verdiğini söyleyebiliriz. Şüphesiz ki, Rusya’da geçici bir müddet finansal, ticari ve siyasi sıkıntılar yaşayacak. İsrail, Biden ve taifesinin esas itibariyle merkezi Avrupa devletlerin başında gelen Almanya ve Fransa’yı Rusya ile çatıştırmak planı işe yaradı. Zira bu ülkelerin başında kendi ülkelerinin çıkarlarını hiçe sayan NATO ve Biden’cı yöneticiler var. Ancak kısa bir müddet sonra bu politikaları bumerang misali gelip onları vuracak. Almanya ve Fransa’da ciddi bir siyasi çalkantı yaşanacak. Ukrayna meselesi ABD’de de bir iktidar değişikliği getirebilir. Putin ile kazan-kazan formülüne çok sıcak bakan Trump yeniden Başkanlık koltuğuna oturabilir.
İngiliz gazeteci ve yazar Michael Baxter’in çevrimiçi haber sitesi ‘Real Raw News’te ilginç bir iddia ortaya atıldı. Habere binaen Putin’in geçen hafta eski ABD başkanı Trump’ı arayarak Ukrayna operasyonu hakkında konuştuğunu ve kendisini gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini yazdı. Geçen Perşembe Putin’in aynı gün içerisinde Trump ile üç kez telefonda konuştuğunu iddia etti. Batı medyasında yer alan asparagas dahil her türlü iddiaya sazan gibi atlayan Türkiye medyasında bu iddia gündeme gelmedi. 26 Şubat’ta Trump, Florida eyaletinde, Muhafazakar Siyaset Aksiyonu Konferansı'nda binlerce taraftarına hitaben bir konuşma yaptı; Bu konuşmasında “akıllı, dahi ve bilgili” diyerek Putin’i övdü. “Sorun Putin’in akıllı olması değil, ki o gerçekten akıllı birisi, sorun Biden’in aptal olmasıdır. Bizim liderlerin aptal olmasıdır. Putin Biden ile davul gibi oynamaktadır… Ben olsaydım bu savaş olmazdı.” demiş.
SEÇİM KAZANMAK İÇİN KARŞIT SÖYLEM ELZEM
Trump aynı zamanda Zelensky için de “kahraman” demiş. Rusya’yı eleştirmiş. Tehditler savurmuş. Moskova düşmanlığının iliklere kadar girdiği ABD toplumunda bu tonajda ve minvalde Rusya karşıtı ifadeler kullanmak seçim kazanmak için siyaseten elzemdir. Kendisi iktidarda olsa işlerin çok farklı olacağını söylemiş. Gerçekten de farklı olacağını başkanlık döneminde ibraz etmişti. Rusya ile savaşmak yerine anlaşmak ve ganimeti paylaşmak prensibini uygulamıştı. Ukrayna krizinde ciddi bir çizik yiyen Biden’ın önünde sadece iki alternatif var; Ya koltuğunu kendi şürekasından saldırgan ve savaş yanlısı bir kaplana bırakacak yahut kazan-kazan prensibini temsil eden Trump yeniden başkan seçilecek.