Putin’in ikilemi... İsrail zayıf karnı mı?
Rusya, Suriye’deki oyun değiştirici hamlesiyle Batı Asya ve genel olarak da Avrasya’da önemli bir noktaya geldi.
Batı Emperyalizmi’nin Afganistan, Irak, Libya, Lübnan, Mısır tecavüz silsilesi Suriye’de Putin kayasına çarptı.
Putin, kararlı ve otoriter duruşunun yanı sıra akıllı ve sağduyulu tarzıyla da dünya üzerindeki liderler arasında açık ara öne çıkan bir figür.
Mesela Davutoğlu, Rus uçağını düşürdüğünde sakin ve temkinli tavrıyla, oyunu daha sonra lehine çevirmeyi başardı.
ABD ve İsrail’in Rus askerlerini de hedef alan kimi saldırılarında da bu tutumunu sürdürdü.
Ancak son İsrail saldırısı sonucu düşen Rus askeri haberalma uçağı sonrası takındığı tavır soru işaretleri yarattı.
Boru değil, tam 15 seçkin Rus askeri İsrail’in yüzünden (Suriye S200’leri vursa da) yaşamını yitirmişti.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, doğrudan İsrail’i suçladı ve bunu yanıtsız bırakmayacağız dedi.
Eski Genelkurmaş Başkanı Tuva Türkü asıllı Şoygu, “intikamımızı alacağız” dedi, net.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü Konaşenkov da benzer biçimde İsrail’in Rus İlyuşin uçağını tuzağa düşürdüğünü ve bunu bilinçli yaptığını söyledi.
Ama bir de baktık en sert tepkiyi göstermesi gereken Rus Lider Putin, olayı alttan aldı.
Şoygu’dan sonra bir açıklama yapan Putin, TSK'nın Rus Su-24 uçağını düşürmesi ile İl-20 faciasının birbirinden farklı durumlar olduğunu ve karşılaştırılmaması gerektiğini ifade etti.
Putin "O zaman Türk uçağı bilinçli olarak uçağımızı vurmuştu. Burada trajik tesadüfler zincirine benzeyen bir durum var gibi. Zira İsrail uçağı bizim uçağımızı düşürmedi" dedi.
Konuya ciddi yaklaşmaları gerektiğini söyleyen Putin olayın ardından Suriye'deki Rus güçlerinin güvenliklerini arttırılacaklarını da ifade etti.
Putin, Şoygu’nun “cevabını” yumuşattı bir de üstelik.
Putin "Bu adıma cevap vermeye gelince, cevabımızı vereceğiz. Cevabımız öncelikle Suriye'deki Rus güçlerimiz ve üslerimizin güvenliklerini arttırmak şeklinde olacak. Bu adımlar herkesin hissedeceği türden olacak" dedi.
Zaten önceki İsrail saldırılarında da Rusya’dan cılız tepkiler gelmişti.
İsrail’in İran ve Suriye güçlerine yönelik hava saldırılarına kör baktı.
Bibi lakaplı Binyamin Netanyahu, zırt pırt Moskova’ya uçup Putin ile özel görüşmeler yapıyordu.
İsrail sanırım buna çok güvendi ve Rus uçağının düşürülmesini tezgahladı.
Hatta olay sonrası “Tüh yav, çok üzgünüz suçlusu Esad ve İran”dır diye bir de şımarıkça artistlik yaptılar.
Aslında İsrail’in bu saldırıları, sadece Soçi’deki Türkiye Rusya anlaşmasına yönelik de değildi.
Saldırıların bana göre asıl sebebi, Rusya’nın tam da aynı gün Doğu Akdeniz’de başlattığı geniş kapsamlı deniz tatbikatıydı.
Emekli Albay Vasiliy Dandıkin, Akdeniz'deki Rus deniz grubunun çok büyük olduğuna dikkat çekiyor.
Rus uzman, "Orada, üç filonun gemileri bulunuyor. Hazar Filosu'na bağlı iki küçük füze gemisi. Bu gemiler, meşhur Kalibr füzeleriyle donatıldı. Orada, Karadeniz Filosu'na bağlı iki denizaltı var. Ayrıca çok güçlü hava savunma sistemleriyle donatılan Marşal Ustinov füze kruvazörü de var" dedi.
25 silah yüklü savaş gemisi ve 30 savaş uçağıyla yapılan bu tatbikat, İsrail, Fransa, Kıbrıs Rumları ve ABD’nin Doğu Akdeniz’de enerji ve askeri hegemonya planlarına da bir yanıt oluyordu.
Çünkü İsrail planı, Avrupa’nın doğalgazda Rusya’ya bağımlılığını kırmak ve Avrupa’yı yeniden Amerikan eksenine döndürmek.
Türkiye’nin de doğrudan karşı olduğu işte bu plana Rusya eylemli olarak bu tatbikatla karşı olduğunu ortaya koyuyor.
Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki tatbikatı 26 Eylül’e kadar sürecek.
Ancak ortada ciddi bir sorun var.
Putin’in “ortağımız” dediği İsrail’e karşı yumuşak tutumu, Netanyahu’yu şımartıyor.
O İsrail ki, 1967 Arap savaşında bir Amerikan gemisini de bombalamış ve hiçbir ceza görmemişti.
Rusya’daki milliyetçiler, askeri kanat, Putin’e karşı öfkeli.
İsrail’in Rusya gibi bir ülkeye bu derece küstahça davranması Moskova’daki çelik çekirdeği kızdırıyor.
Mesela Rusya’dan bir internet haber sitesi aynen şu başlığı atmış: “Putin’den Suriye’ye saldıran kuvvetlere mesaj: Lütfen askerlerimi öldürmeye devam edin, ben bu konuda hiçbir şey yapmayacağım”
Rus kamuoyundaki algı bu yönde
Putin, onları bir şekilde şimdiye kadar yatıştırmayı başarsa da, er veya geç İsrail ile karşı karşıya kalacakları da bir gerçek.
Çünkü İsrail, hem Suriye, hem de İran’da yeniden bir saldırı başlatmanın peşinde.
İsrail’in hizmetkarı Neoconlar tarafından “testislerinden yakalanmış” bir Trump da bu işe giderek sıcak bakıyor.
18 yıldır dünya jeopolitiğine ustalık ve kararlılığıyla damga vuran Putin, bu noktada zor bir yol ayrımında.
Ya uçağını doğrudan düşüren Türkiye’yi olduğu gibi, İsrail’i de bu argüman ile yanına çekecek, ya da hem ülkesinde, hem de bölgesinde aslında güçsüz bir lider olduğu izlenimi yaratacak.
İsrail’i yanına çekmesi ancak bir fantezi olabilir.
Ancak başta ABD’den çok net tehdit alan bir ülke olarak zayıflık belirtileri vermesi Putin’in siyasi karizmasında onarılmaz bir çatlağa yol açar.
O çatlak da günün yüksek basıncıyla kısa sürede patlar.