Ramazan Bayramı ve sadaka
Öncelikle Müslüman okurlarımızın Ramazan Bayramını kutluyoruz. Bir bayram yazısı tuşladık meraklısı için.
Bir Bektaşi ile bir softa iftar sırasında samimi bir biçimde atışıyorlar. Softa, ‘Ramazan keşke senede iki kez gelse’ diye duygularını ifade edince, Bektaşi yanıtını yapıştırıverir : ‘ O halde Ramazan gider gitmez neden bayram yaparsınız, insan sevdiği gidince bayram mı yapar hiç?’
RAMAZAN MI YOKSA ŞEKER BAYRAMI MI?
Değil efendim, sadaka bayramı! Dinbilime göre Ramazan Bayramı’nın hadislerde geçen adı ‘Fıtır bayramı’ (İydü’l-fıtır) imiş. Fıtır oruç açmak, iftar etmek, yemeğe dönmek demek. Fıtır ayrıca ‘yaratılış’ anlamına da geliyor. Baş ve bedenin zekâtı sayılan fıtır sadakasının (fitrenin) ramazan ayı sürecinde verilmesi nedeniyle bu bayrama Fıtır Bayramı da deniliyor. Şeker bayramı ifadesi bayramın içeriğiyle uyuşumsuz sanki!
Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan bedeninin zekâtı niteliğindedir. Dolayısıyla sadaka-i fıtr’a “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Fıtır sadakasının temel gereksinimlerinin dışında belli bir miktar mala sahip olan müslümanların kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir.
FITIR SADAKASI KAÇ TL
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca (DİB) 2022 yılı Ramazan başlangıcı - 2023 yılı Ramazan başlangıcı arasındaki süre için Fitre (sadaka-i fıtır) miktarı (aynı zamanda günlük oruç fidye miktarı) 40 TL (nakdi veya aynî) olarak belirlenmiştir. Fitreye, günümüz koşullarında bir kişinin günlük gıda gereksiniminin ortalaması esas alınmaktadır. Bununla birlikte her bir yükümlü (fitre veren kişi) bir günlük kendi gıda harcamasına denk düşecek tutarı ya da daha fazlasını fitre/fidye olarak da verebilir. Sevgideğer öğrencim Kerem Tanrıverdi derste sordu: “Peki kripto para ile ödenmesi caiz mi?” DİB’e göre, “kripto para kullanımı caiz olmadığı için zekât verirken de kullanılması caiz değil”!
FITIR SADAKASININ VERGİSİ!
Zekât alanlar, karşılıksız bir menfaatin kendilerine geçmesi nedeniyle Veraset ve İntikal Vergisi yükümlüsü olarak vergi ödemek zorundadırlar. Veraset ve İntikal Vergisi Yasası’nın (bkz.www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.7338.pdf) 1. Md.’nde verginin konusuna giren “İvazsız (karşılıksız) İntikal” Yasa’nın 2. Md. (d) bendinde şöyle tanımlanmış: “Hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisaplar (kazanımlar)”. Fıtır sadakası da bu tanıma giriyor. Zekât sadaka sayılır, adı da fıtır sadakası! Teoloji ayrı, maliye ayrı; dinsel yükümlülüğün vergisi de oluyor! İstisnalarla ilgili 4. Md.’nin (ç) bendinde bilumum sadakalar istisna kapsamına alınmış ama aynı Madde’nin (d) bendinde buna bir sınırlama getirilmiş.
Bu sınırlamanın tutarı 1.1.2022’den geçerli olmak üzere 10.491 TL’dir. Alınan zekâtın bu tutardan fazlası Veraset ve İntikal Vergisi’ne tabidir. Aynı kişi birden fazla kişiden zekât aldığında bu sınırın her zekât için ayrı ayrı hesaplanması gerekir. Bu vergi 2022 tarifesine göre, ilk 500 bin TL için yüzde 10; sonra gelen 1.200.000 TL için yüzde 15; sonra gelen 2.500.000 TL için yüzde 20; sonra gelen 4.900.000 TL için yüzde 25, matrahın 9.100.000 TL’yi aşan bölümü için yüzde 30 oranında hesaplanarak ödenecektir. Sadakanın intikal ettiği kişi vergi beyannamesini bir ay içinde vermekle yükümlüdür (Md. 9’un ikinci fıkrası). Beyannamenin her yükümlü için ayrı ayrı verilmesi de gerekmektedir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın burada oluşan vergi yitim ve kaçaklarını (örneğin ücretler gibi banka kanalını zorunlu tutarak vs.) izlemeli mi ya da bu konuda bir düzenleme yapmalı mı acep ?
SONSÖZ
TÜİK’in istatistiklerine göre sosyal yardım alanlar ve sosyal yardıma muhtaç hane sayısı hızla artıyor. Başka bir deyişle bunlar fıtır sadakası alma adayları!
İşbu yazı premodernteo-politik konusunda metamodernist bir bayramlık aşure olduysa ne mutlu bize! Yazının fişini çekmeden önce vurgulayalım: “Çelişkili gözükecek ama sorunların ana kaynağı yanlış çözümlerdir”. Bayramlarımız da tozbombe oldu ya!