28 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Recep Tayyip Erdoğan’ın anlamadığı

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu haber diye yazmış, şimdi Granada'da internetten okuyorum. Konu 2020 Olimpiyat Oyunları: Başbakan Erdoğan, "Tokyo, Madrid daha önce almıştı, İstanbul almamıştı. Adil davranılmadı. Bir buçuk milyarlık İslam dünyası ile bağları kesip atıyorlar" diyesiymiş.

Adam gibi gazeteci için son derece dişi bir cümle, birçok soru içeriyor:

"İslam dünyasının Olimpiyat Oyunları ile ilişkisi ne ola ki?.."

"İstanbul, İslam dünyasını mı temsil ediyor, bu yetkiyi kimden aldı? İslam dünyasını ancak Halifelik temsil eder. Halifelik makamı İstanbul'da mı?"

"Müslüman ülkelerin tamamı İstanbul'un lehinde mi oy verdi ki siz bir temsilden söz ediyorsunuz?"

Hayal ve gerçek dünyası İslam'la sınırlı bir insana bu soruları mutlaka sormak ve böbrek taşları düşene kadar sarsmak gerekmez mi?

***

Enis Berberoğlu, top kaldırarak Başbakan Erdoğan'a yöneltilen soruları ve yanıtlarını aktarıyor:

"Japon Başbakanı'na, görüştüğünüzde ne dediniz?"

Başbakan Erdoğan (Gülerek): "Ne diyeyim, hakları değildi ki... Bize Gezi'yi kimse sormadı, ancak Japonlara nükleer sızıntı konusu soruldu. Cevaplayamadılar. 6 yıl içinde sorunu çözeceklerini söylediler. Önümüzdeki altı yılda her şey değişebilir. Akdeniz Olimpiyatları'nı Yunanistan mali sıkıntı nedeniyle yapamayınca biz üstlendik. 18 ayda Mersin'i hazır hale getirdik."

Başbakan Bey Japonların işi beceremeyeceğini, işin kendisine kalacağını söylemek istiyor ki avucunu yalar. Japonların cebinde kim bilir kaç tane Erdoğan ve AKP tarikatı var.

Soru: "Yeni hedefinizi madalya ve sporcu olarak koydunuz... İstanbul'un hiçbir eksiği yok. Belki organizasyon eksiklikleri olabilir. Mersin'de Akdeniz Olimpiyatları'nı yapmamış olsaydık, burada madalyada ilk ikiye kalamazdık. Fransa'nın önüne geçtik."

Böyle bir soru sormak için gazeteci değil, kapıkulu olmak gerekir. Gerekmez mi?

Hacivat-Karagöz gösterisinde Başbakan devam ediyor:

"Bunlar tabii bizi üzdü. Madrid elendikten sonra Avrupa ülkeleri de bize verir diye bekledik ama olmadı."

"Türkiye'ye gelseydi, bir sonraki olimpiyat Avrupa'ya kalmazdı hesabı yapıldı deniliyor..."

"Aynen..."

Başbakan hâlâ anlamıyor

Dünyayı ve Antik Yunan aklının Olimpiyat anlayışının ne olduğunu bir türlü anlayamıyor. Klasik Yunan Olimpiyatı'nda din değil bireylerin sportif becerisi önemliydi. Dünya, Müslüman dünyasına ve onun kendi kendine gelin-güvey olarak temsilciliğine el koyan Erdoğan'a olimpiyat oyunlarını vermez. Birtakım şampiyonluk organizasyonlarını deneme için Türkiye'ye verdi ama Erdoğan kendisine verildiğini sanıyor.

Erdoğan şunu öğrenmek zorunda: Olimpiyat Komitesi, oyunların Siyasal İslam'ın gösteri alanına dönüştürülmesine kesinlikle izin vermez. Çünkü Olimpiyat Oyunları'nın mayasında her zaman laiklik var oldu ve öyle kalacak.

Sponsorlara borç

Soru: "Büyük şirketler olimpiyatlara verdikleri destekle, sponsorlukla oylamada etkili oluyorlar öyle değil mi?"

Başbakan Erdoğan yanıtlıyor:

"Bunda Senegalli Uluslararası Atletizm Federasyonu Başkanı'nın da rolü var. Kendisi olimpiyat için açıktan Tokyo'yu destekledi. Senegal Başbakanı ile konuştum, sonra kendisiyle de görüştüm. Bana sponsor firmalar nedeniyle 'Onlara borçluyuz' dedi. Böyle şey olmaz..."

Ama... Senegalli başkan, "Sen Afrikalılara rüşvet verirken iyi, ama başkaları verince kötü! Bu ne biçim bir düşünce tarzı" dese, nasıl cevap verecek?

Doping bilinçli değil

Soru: "Sporda neler yapılacak?

Başbakan Erdoğan: "Arapların bir lafı var, ben de söylerim. Her olayda bir hayır vardır. Bunda da vardır. Buraya dünyanın parasını harcayacaktık. Bakanım Suat Bey'e de söyledim. Biz bu yatırımları sporculara yapalım ve madalyaları alalım. Atletizm ve yüzme gibi alanlarda şimdi yurtdışından antrenör getiriyoruz. Belki bir mayalanma sağlar diye dışarıdan devşirme bir-iki sporcu da getiririz."

Eleştirel akıl bu açıklamaya şöyle cevap verir: "Her olayda bir hayır vardır atasözünü Sümerler bile söylemiştir. Neden ille Araplar?"

Başbakan Erdoğan çocuk kandırıyor: "Evet... Halterde çok ciddi bir şamar yedik. Doping konusunda çok daha hassas olmamız, sağlam durmamız lazım. Aslında bunların bir kısmı bilinçli doping değil, beslenme veya ilaç kullanma hataları. Biz dopinge karşı sıfır tolerans dedik ve çalışmalarımızı başlattık. Kim buna tevessül ederse spor hayatı biter."

Suat Kılıç: "Aferin ilacı bile içerdiği maddeler nedeniyle doping sayılıyor. Öksürük şurubu, ağrı kesici filan bilmemekten kaynaklanıyor."

"Doping çıktıktan sonra bile sporcuya verilen ödül geri alınmıyor, geri almak gerekmez mi?"

"Biz almıyoruz. Bir de atletizm de mesela 15 günde çıkması gereken testleri 3 ay sonra açıklayıp, biyometrik pasaport gibi yeni uygulamalarla çocukları yakıyorlar."

"Oylama sırasında İstanbul'da da büyük heyecan yaşandı, duydunuz mu?"

"Evet. İlk elemede değil de, finale kalınca bayrağını kapan Sultanahmet'e gelmiş."

"Ama Türkiye'nin kazanamamış olmasına sevinenler de var sosyal medyada..."

"Türkiye'de bazılarının Tokyo'nun kazanmasına sevinmesine çok şaşırdım. Ben G-20'de aile fotoğrafı çekilirken yere konulan Türk Bayrağı'nı yerden kaldırıyorum. Ben bayrağa basmam, ha başkaları külot yapıyor, olsun. Bizim hamurumuzda bu var. Karşılığı da var toplumda ki yüzde 50 oy alıyoruz. Dolayısıyla bazılarının Türkiye kaybetti diye sevinmesini anlayamıyorum. Halkımız en iyi cevabı zamanı gelince verecektir."

***

Geçelim bunları: İspanya Başbakanı ülkesine oyunlar verilmediği için ağlamadı, ağırbaşlı ve ülkesinin onurunu yerle bir etmeden kararı kabul etti.

Bundan ders çıkarmak gerekiyor!...