Rehabilitasyon merkezleri
Bugün, özel bakım ve rehabilitasyon merkezlerini, bu kurumlara giden engelli öğrencilerin durumunu, kurumların sorunlarını ve devletten beklentilerini işlemeye çalışacağım. Bu hafta, bu konular ile ilgili öğrenciler, veliler, kurum sahipleri ve idarecileri ile bir dizi toplantı yaptık. Bizi bu çalışmaya hem öğrencilerin ve velilerin kuruma hem de kurumların bize devletin sıklıkla değişen uygulamaları yönündeki, şikayetleri yönlendirdi. Yaptığımız bu toplantılardan biz de dersimizi aldık. Kulağımıza gelen sorunlarla ilgili kurum yöneticilerini suçlarken aslında onların da mağdur olduğunu, sorunların ya onların elini kolunu bağlayan yasaların ya da konuya vakıf olmayan bürokratların oturduğu yerden imza attıkları yönetmeliklerin uygulanmasından kaynaklandığını öğrendik.
HAFTADA YALNIZCA İKİ SAAT EĞİTİM
Devletin aslında sosyal devlet olgusunu hiçe sayıp büyük çoğunluğunu özelleştirerek kendi sorumluluk alanının dışına attığı bu merkezler ile ilgili şikâyet konusu olan mevzular kamuoyunun önüne bir bir seriliyor. Ancak, sosyal medyanın da gündemine düşen bu kurumların hali, yetkilileri çözüme yönlendirecek kadar etki bırakmamış görünüyor. Çok acıklı ki fincancı katırlarını ürkütmemek uğruna pisliği hasıraltı yapıp ceremesini engellilere çektiriyorlar. Şöyle ki bu özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine giden engelli öğrenciler haftada sadece 2 saatlik bireysel eğitim alıyor. Toplam haftalık 40 saatlik normal eğitime kıyasla korkunç bir fark bu. Bu çocukların haftalık iki saatlik bir eğitimden rehabilite olarak çıkmasını beklemek abesle iştigal. Öte yandan, iki saatlik de olsa, bu eğitimlerin özellikle de fizyoterapi uygulamalarının fiziksel sorun yaşayan öğrencilere çok faydasının olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, eğitim saatlerinin arttırılması çok önemli. Ayrıca bu kurumlar, çocukların ve ailelerinin tanışıp bir araya gelmesine vesile olup onları kendilerine benzer insanların arasında olmanın rahatlığına kavuşturuyor. Bu sosyalleşmenin zihinsel engelli çocukların zihinsel ve fiziksel iyileşmesinde muazzam bir etkisi var. Görüştüğümüz velilerin Ders saatlerinin azlığını dile getirmesi bizi kurum sahiplerine yönlendirdi. Kurum sahipleri ise ders saatlerinin azlığının devletin kendilerine sunduğu programın bir sonucu olduğunu, ders saatlerinin mutlaka arttırılması gerektiğini, fakat bunun yeni psikolog ve fizyoterapist istihdamı anlamına geldiğini de dile getirdiler.
AĞIR ENGELLİNİN FİZYOTERAPİ HAKKI
Ağır engelli bireylerin şimdiye kadar Rehberlik Araştırma Merkezinden eğitim raporu alması için uzmanların engelli bireyin evine gelerek kontrol yapması yeterli görülüyordu. Alınan bu rapor doğrultusunda ilgili rehabilitasyon merkezi engelli bireyin evine fizyoterapist göndererek eğitim seansını bireyin evinde yapıyordu. Devlet bu uygulamayı kaldırdı. Getirilen yeni uygulamayla, engelli bireyin rehberlik araştırmaya o ağır engelli hali ile gitmesini ve eğitim seansını da ilgili kuruma giderek oradan alması zorunlu kılındı. Evde seans uygulaması doğru dürüst bir gerekçe gösterilmeden böylece kaldırıldı. Öyle ağır engelli bireylerden bahsedildi ki, cihazlara bağlı evinde kıpırdamadan yatıyor. Bu duruma isyan eden rehberlik araştırma merkezlerindeki, memurlar bile seslerini yükselmenin kıyısında durmaktalar.
GRUP EĞİTİMİ KALKIYOR MU?
Diğer bir sorun da Rehberlik Araştırma Merkezleri’nde yürütülen grup eğitimlerinin kaldırılacağına dair ailelerde başlayan endişe. Grup eğitimlerinin özellikle zihinsel engelli çocuklar için faydaları saymakla bitmez. Bu derslerde, engelli çocuklar, gruplar halinde eğlenceli oyunlar oynayıp, el becerilerini geliştirecek birtakım faaliyetler yapıyor. Bu sayede, kendi gibi çocukların arasında hem özgüvenleri gelişiyor hem de gündelik hayatlarını kolaylaştıracak beceriler kazanıyorlar. Böyle bir ders programının, grup eğitim programının iptal edilmesi engelli eğitimine büyük darbe vurur. Umarız Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde böyle bir çalışma yoktur. Yok varsa, gücümüz yettiğince sivil toplum örgütlerini bakanlığı bu kararından caydırmaya yönelik bir kampanya başlatacağımızdan kimsenin endişesi olmasın. Bu konuyu işlemeye önümüzdeki haftalarda da devam edeceğiz.