Rus ve Suriyeli uzmanlar yorumladı: Çatışma riski yüksek
Yakın süreçte başta Başkan Donald Trump olmak üzere birçok ABD'li yetkili, sert salvolar eşliğinde Pentagon'un, Suriye'yi hedef alan oldukça kapsamlı bir askeri harekat planı üzerinde çalıştığını duyurdu.
ABD cephesinden gelen bu kurgulanmış reaksiyonların temelinde, yakın zamanda, başkent Şam'ı çevreleyen bir banliyö bölgesi olan Guta'da gerçekleştirilen kimyasal saldırı iddiaları vardı.
Suriye Silahlı Kuvvetleri komuta merkezi 31 Mart'ta yayınladığı bir açıklamada, Suriye ordusunun müttefik güçlerin desteğiyle Şam’a çok yakın bir konumda olan Doğu Guta bölgesindeki tüm kent ve yerleşim birimlerini teröristlerden arındırdığını duyurdu.
Bir çok uzmanın, "Guta'da güç dengesi değişti. Kimyasal iddiaları yeniden tedavüle sokulabilir" uyarılarını sürdürdüğü sırada gerçekleşen bu son derece şüpheli saldırıyla birlikte, 'Suriye'ye Amerikan müdahalesi' haberleri yeniden uluslararası toplumun gündemine ilk sıradan girdi.
Aydınlık, Rus dış politikasına yön veren haber ve analiz platformlarından biri olan Geopolitica'nın Genel Yayın Yönetmeni Leonid Savin ve Londra merkezli Gnosos düşünce kuruluşunun kurucusu ve Direktörü, Suriye kökenli siyasi analist Ammar Wakkaf ile Suriye'ye yönelik muhtemel bir ABD saldırısını, bu saldırının potansiyel sonuçlarını ve nihayet ABD ve Rusya arasında çıkması muhtemel sıcak çatışma ihtimallerini konuştu.
'RUSYA VE ABD ARASINDA SICAK ÇATIŞMA RİSKİ YÜKSEK'
ABD'nin yakın zamanda, Suriye'ye yönelik kapsamlı bir askeri müdahalede bulunup bulunmayacağını sorduğumuz Suriye kökenli siyasi analist Ammar Wakkaf'a göre, "ABD ve müttefikleri çok yakında Suriye'ye saldırmaya hazırlandıkları algısını yaratmaya çalışıyor. Ancak, ABD'nin, Rus ordusunun açıkça konuşlu olduğu hedeflere saldırmak isteyip istemeyeceği ise son derece şüpheli."
Wakkaf, söz konusu algı operasyonunun hedefinin, ABD'nin rakiplerinden tavizler koparmak için ürettiği bir taktiğin parçası olabileceğine yönelik de derin kuşkular taşıyor.
Wakkaf'a göre, "ABD, bir yıl önce Şayrat hava üssüne yönelik gerçekleştirilen saldırıya benzer bir saldırı gerçekleştirirse, Suriye ordusu bunu görmezden gelip kontrolü dışında kalan alanları İslamcı militanlardan temizlemeye devam edebilir. Ancak, ABD ve müttefiklerinin çok daha geniş çaplı bir harekat icra etmeleri halinde, Rusya'yı da içine alan bir doğrudan çatışma durumu kaçınılmaz olur."
Uzmanların ortak görüşü: Uluslararası arenada giderek gerginleşen ilişkiler ve sahada birbirine böylesi yakın mesafelerde konuşlanan rakip güçlerin sert manevraları, sıcak çatışma riskini her daim canlı tutuyor.
ABD'NİN SURİYE'YE SALDIRISI TERS TEPER
"Suriye'de çatışma riski hala çok yüksek, zira Washington yönetimi tüm enerjisini Rusya'yı kışkırtmak için harcıyor" diyen Leonid Savin'e göre, sıcak çatışmaya zemin hazırlayacak önemli etkenlerden ilki, Rusya ve ABD arasında, Suriye'de yürütülen askeri koordinasyonun oldukça kısıtlı olması.
Wakkaf ise çatışma riski oldukça yüksek olmasına rağmen bu durumun, (hedef Suriye bile olsa) tamamen ABD lehine sonuçlanmayabileceğine dikkat çekiyor. Zira Wakkaf'a göre, hızla modernize olan ve çeşitli dış taarruzlarda savunma sistemlerini başarıyla test eden Suriye ordusunun arkasındaki Rus silah desteği, ABD'nin kayıplarının artmasına neden olabilir.
Savin de bu noktada Ammar'ın tespitini paylaşıyor. "Suriye'deki askeri tesisler artık daha sofistike bir şekilde savunuluyor" diyen uzmana göre, "Yeni nesil Rus elektronik savaş sistemleri, insansız hava araçları yoluyla düzenlenecek konvansiyonel saldırıları da içine alan güvenlik riskleri karşısında oldukça başarılı."
Hatırlayacağımız gibi Rusya Savunma Bakanlığı, İsrail jetlerinin Humus'taki Tiyas (T-4) askeri üssüne yönelik gerçekleştirdiği saldırının ardından yayınladığı açıklamada, İsrail jetleri tarafından fırlatılan 8 füzeden 5'inin 'Suriye savunma güçleri' tarafından etkisiz hale getirildiğini duyurmuştu.
'DAİMA HAZIR OLMALIYIZ'
Geopolitica.ru Baş Editörü Savin, 'sıcak çatışma' riskine değindiğimiz sırada, geçen Şubat ayının ortasında Deyrizor'un, Fırat'ın doğu yakasındaki bölümünde gerçekleşen kapsamlı Amerikan taarruzunu hatırlatıyor. Savin'e göre, bölgedeki sıcak çatışma ihtimali bu olayla birlikte hat safhaya çıkmıştı.
Zira ABD ordusu, Air Force AC-130, F-15 ve F-22 savaş uçaklarının yanı sıra Apache helikopterleri ve deniz piyadeleri ile yürüttüğü geniş çaplı bir operasyonda Rus özel güvenlik gücü Wagner milisleri ve Suriyeli askerlerden oluşan 100 kişilik bir grubu imha ederek ilerleyişlerini durdurmuştu. Söz konusu grup, Fırat'ın doğu yakasında, IŞİD ve PKK/PYD tarafından kontrol edilen bir gaz sahasını geri almaya hazırlanıyordu.
İlgili haber: ABD'nin Suriye saldırısının perde arkası
"Rusya ne yazık ki bu saldırıya hiçbir cevap vermedi" diyen Savin, Rusya'nın sivil ya da resmi olsun, vatandaşlarını korumak için güç kullanması gerektiğini savunuyor.
Savin, Suriye'deki Rus görev gücünün her halükarda hava, deniz ve kara yoluyla düzenlenecek saldırıları bertaraf etmeye hazır olması gerektiğine inanıyor.
GUTA'NIN SIRRI ŞAM'A OLAN YAKINLIĞI
Bu sırada, henüz hiç bir somut delil ortaya konulmuş olmamasına rağmen Batı koalisyonu tarafından Suriye hükümetine ihale edilen ve bütün bu 'askeri müdahale' söylemlerine de zemin hazırlayan 'Doğu Guta'daki kimyasal saldırı iddiaları', hem ulusal hem de uluslararası basın da ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Savin'e göre, Şam'ı çevreleyen bir banliyö bölgesi olan Guta'nın kıymeti Şam'a olan yakınlığıyla ölçülüyor. Savin bu durumu şu şekilde ifade ediyor, "Batı tarafından koordine edilen terörist grupların, Şam'a saldırı düzenleyebilmeleri için bu bölgeyi kontrol altında tutmaları gerekiyor. Söz konusu kimyasal saldırıyla ile ilgili tüm yanlış bilgiler de bu sebepten dolayı ortalığa saçılıyor."
Savin'e göre, tam da Suriye ordusunun önemli manevralarla bölgede kontrolü sağladığı bu süreçte ortaya atılan kimyasal iddialarının hedefi, "Durumu, teröristlerin yararına olacak şekilde onarmak."
Wakkaf'a göre bu bölgenin Suriye ordusunun denetimine girmiş olması, Şam'ın tehditten arındırılmasına ve dolayısıyla, Suriye ordusunun [başkenti savunmak için seferber ettiği] askeri kaynaklarının önemli bölümünü, ABD'nin şimdilik arzu etmediği diğer alanlara aktarmasına yardımcı olacak.
MUSTAFA BİROL GÜGER [email protected]