26 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı hayat kurtarır!

Tarık Tekgözli

Tarık Tekgözli

Eski Yazar

A+ A-

İş kazaları; her ne kadar duyarsız kalsak da görmezlikten gelsek de ülkemizin en önemli sorunlarının başında geliyor. İşyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları sağlanmadığı için tehlikeler ciddi risk oluşturuyor. Mali giderlerden kaçınmak adına "Bir şey olmaz" diyerek gerekli önlemleri almayan bazı işverenlerin bu tutumu, ne yazık ki çalışanların "yaşam hakkı"nı tehdit ediyor. Her ne kadar çalışanların sağlığını ve güvenliğini sağlamak için 2012 yılında İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu çıkarılsa da işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları henüz sağlanmış değil. Öyle ki; bu yılın ilk sekiz ayında en az 1174 emekçi iş kazaları sonucu hayata kaybetti. Tabii sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını da bir kanunla sağlamak mümkün değil. Bu noktada yasa koyucu devlete, asli sorumlu işverene ve yaşam hakkı tehdit altında olan çalışana büyük görevler düşüyor.

SIKI DENETİM, CAYDIRICI YAPTIRIM

Devlet; yasaların çiğnenmesine karşın denetim ve yaptırım mekanizmalarını en iyi şekilde işletmelidir. Aksi durumda caydırıcı olmayan yaptırımların, göstermelik denetimlerin, kağıt üzerinde tamamlanan sorumlulukların bedelini, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamından yoksun çalışanlar ödemek durumunda kalıyor. Böyle bir tabloyla karşılaşmamak adına öncelikle işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını sağlamayan işverenlerin ağır cezalarla karşı karşıya kalmasını öngören yasal mevzuatlar bir an önce çıkarılmalıdır. Ayrıca işverenlerin bu yasalara uyup uymadığını kontrol edebilmek için "denetim elçileri" olan müfettişlerin istihdamı artırılmalıdır. Devletin görevi bunlarla da bitmiyor.

UZMAN BULUNDURMAK ZORUNLU OLMALI

2012 yılında çıkarılan yasayla birlikte, çalışan sayısı ve tehlike sınıfına göre bazı işyerlerine iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu getirildi. Ancak iş kazaları; zaman ve adres sormuyor. Bu nedenle iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun tüm işyerlerini kapsaması gerekiyor. İş güvenliği uzmanları, işverenler için adeta bir pusula görevi görüyor. Uzmanlar, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması için işverenlere danışmanlık yapıyor. İş güvenliği uzmanları; işyerlerinde tehlikeleri tespit eder, riskin ortadan kaldırılması için alınması gereken önlemleri tek tek belirler, yazılı hale getirir. Ve sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının sağlanması için işverene öneride bulunur, bunun takibini yapar. Çalışma ortamını gözetir, mevzuat gereği yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlar ve uygulamalarını kontrol eder. Acil durum planlarının hazırlanması çalışmalarına katılır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği için çalışanlara gerekli eğitimleri verir. Ancak uzmanların bu görevleri eksiksiz şekilde yerine getirebilmesi için mesleki bağımsızlığının sağlanması ve korunması gerekiyor. Bunun için uzmanların işverenlere olan parasal bağımlılığına son verilmelidir. Ücretlerin de devlet tarafından oluşturulacak ortak havuzdan karşılanması sağlanmalıdır.

TEDBİR ALINMASINDAN İŞVEREN SORUMLU

İşverenler, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını sağlamakla sorumlu olan taraftır. İşverenler; risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Görev verirken çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden uygunluğunu göz önünde bulundurur. Her türlü tedbirin alınması, bununla ilgili araç ve gereçlerin sağlanması, mesleki risklerin önlenmesi, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi, mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışma yapar. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını sağlamak için alınan tedbirlere uyulup uyulmadığını izler, denetler, uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

ÇALIŞANLARA DÜŞEN GÖREV

Çalışanlarsa görev alanı içerisinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı oluşturulması için hem işverenle hem de çalışan temsilcisiyle işbirliği yapmalıdır. Talimat doğrultusunda yaptıkları işten diğer çalışanların etkilenmemesine özen göstermeli, etkilenmenin söz konusu olacağı vakit onların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye sokmamaya dikkat etmelidir. Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmalı ve korumalıdır. İşyerlerinde sağlık ve güvenlik yönünden ciddi bir tehlikeyle karşılaştıklarında veya koruma tebdirlerinde eksiklik gördüklerinde bunu işverene veya çalışan temsilcisine derhal bildirmelidir.

Özetle yukarıda ifade ettiğimiz; devlete, işverene ve çalışana düşen sorumlulukların eksiksiz şekilde yerine getirilmesi durumunda ölümlü iş kazalarında ciddi oranda azalma olacağını öngörebiliriz. Kuşkusuz sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı hayat kurtaracaktır