Yandex
25 Mart 2025 Salı
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sağsan kralsın, yoksan hiç!

Latif Bolat

Latif Bolat

Gazete Yazarı

A+ A-

Yine yaratılan gündeme esir olmamaya çalışmaktayız. Hindistan’ın başkenti Delhi’nin bir kenar mahallesindeki ucuz otel odasında, Ekrem İmamoğlu’nun inanılmaz yükselişi ve inanılır düşüşüne dair düşünmekteyiz. Çünkü bu, Suriye’de olup bitenden bile daha acil hale getirilen, herkesin dedikodu malzemesi bugünlerde. Büyük çoğunluğumuz, milyonuncu kere, salim kafa ile ne olup bittiğini analiz etmek, son 10 senede bu konudaki gelişmeleri üstün körü de olsa gözden geçirmek zahmetine bile girmiyoruz. Futbol takımı siyasetçiliği, hâlâ en ihtişamlı günlerini yaşamakta memleketimizde. Birdenbire aklımıza, daha kasım ayındaki ABD ziyaretimizde, Biden’i eleştirmek “gafletinde” bulunduğumuz 40 yıllık arkadaşımızın, üzerimize yürüyüp elini kaldırdığı geliyor. Ve bu insan halinin, sadece Türklere değil tüm insanlığa ait olduğunu hatırlatıyor bize.

SİYASETTE EN TECRÜBESİZLER LİGİ!

Sağsan kralsın, yoksan hiç! - Resim : 1

O nedenle de İmamoğlu konusunu gazete köşelerinde, TV ekranlarında, sosyal medya sayfalarında “kahramanca” tartışanlara bırakıp, şu anda suyunu içip yemeğini yediğimiz Hindistan ellerindeki bir benzer hali anlatalım. Böylece Kaliforniya’dan İstanbul’a, oradan da Delhi’ye dünyadan insan manzaralarını yansıtalım ki, bu mantıksızlıkların ve basitliklerin sadece bize ait olmadığını görüp, biraz rahatlayalım. Yine de insan sormadan edemiyor ama: Son 50 senedir dünyanın başka bir ülkesinde 500 senede yaşanabilecek siyasi tecrübeyi yaşayan Türk milleti, sağcısıyla ve solcusuyla neden hala bir “yeni yetme” seviyesinde olabiliyor ki?

BAŞKA HİÇ SORUN YOK SANKİ!

Sağsan kralsın, yoksan hiç! - Resim : 2

Gelelim Hindistan’ın yukarda bahsettiğimiz benzer bir hikayesine: tam tamına 300 sene önce vefat etmiş, törenlerle gömülmüş, o günden bu yana da temsil ettiği siyaset ve devlet defalarca el değiştirmiş olan bir imparatorun mezarına ne yaparsınız? Bahsini ettiğimiz imparator Muhyiddin Muhammed Alamgir, ya da daha bilinen adı ile Aurangzeb, Hindistandaki Çağatay Türk devletinin en son büyük devlet adamı. Onun zamanında, Babür’ün ve Büyük Akbar’ın kurduğu Timurluların Mughal imparatorluğu, en büyük toprak genişliğine ulaşmıştı. 50 senelik yönetiminde, bizim ilk Osmanlı sultanları gibi sarayında bile durmayan, sürekli savaş alanlarında ordusunu yöneten, kefen parasını bile elleriyle kopyaladığı Kuran satışından elde ettiği 300 rupiden ödenmesini vasiyet etmişti bu dünyanın en zengin kralı. Aurangzeb’in hayatının, Orhan Pamuk’un Nobel ile ödüllendirildiği kitaplarının toplamından bile daha anlamlı ve okunabilir olduğunu ifade edelim ve bu da sizleri Hindistan’daki Türk varlığına ilgi göstermeye bizim bir davetimiz olsun.

Şimdi, bu kadar açıklamayı neden yaptığımızı merak etmişsinizdir. İmparator Aurangzeb tam da 3 Mart 1707’de savaş alanında, 88 yasında vefat etmişti. Ve Delhi, Agra gibi diğer imparatorların tercih ettiği büyük merkezlerde değil, Maharashtra’nın Khuldabad şehrindeki mezara gömülmesini vasiyet etmişti. Ve kendisinden sonra tepetakla giden Mughal devleti ise, İngiliz sömürgecilerin elinde yok edilmişti bir süre sonra.

ÖLDÜĞÜN GÜN YOK OLMAK

Sağsan kralsın, yoksan hiç! - Resim : 3

İşte bu Khuldabad şehri, Hindistandaki Hindu milliyetçilerinin önemli bir bölgesi olan Maharashtra’da bulunduğu için, sürekli bir sorun çıkarma kaynağı olarak kullanıma açık bir yapı idi. Aynen bizim siyasi dünyamızda olduğu gibi, ne zaman Hindu partiler destek ihtiyacı duysalar, Aurangzeb’in koyu müslümanlığını öne sürerek milleti etkileme çalışmaları yaparlardı. Siyasilerin gözleri o kadar kapalı idi ve seçmenlerinin kafası o kadar karışık idi ki, Aurangzeb’in imparatorluğu zamanında, devletteki Hindu memurların toplam içinde yüzde 31.6 oranına yükselmesi ve yıktırdığı bazı Hindu tapınakların yanı sıra, inşa ettiği Hindu tapınaklarının varlığı bile, siyasi hengame içinde unutulup gitti.

Bugünlerde, Khultabad’daki Aurangzeb’in mezarı yine gündeme getirildi. Ve Hindu kalabalıklar, mezar çevresinde gösteriler yapmaya başladı. Hindular mezarın kendi şehirlerinden kaldırılıp başka bir yere gönderilmesi talebi ile yollara düştüler. Mahalli polis kaynakları da tüm şehirde drone uçurulmasını yasaklayarak, herhangi bir bombalama ihtimaline karşı önlem almış oldu. Aynı gösteriler, yakınlardaki Nagpur şehrinde de yoğunlaştı. Yani tüm bölge, günümüzün yakıcı problemleri ile uğraşıp çözüm istemek yerine, ellerine tutuşturulan 300 senelik bir “nano-problem” ile avutulmakta uzunca bir süredir.

HİNT HALKININ SIFIR-PROBLEMİ

Daha dün, yakınlardaki Goa’daydık ve bugün Delhi’deyiz. Aynı Hintli insanların hayat kalitesindeki problemleri, ilk elden senelerdir görürüz. Ve onların bu fakirlikten, yoksulluktan ve problemli hayattan kurtulması için yollara düşecekleri yere, 300 sene önce vefat etmiş Aurangzeb’in mezarı ile uğraştırılmaları bizi hayretler içinde bırakıyor.

Hintli siyasiler eğer geçmiş ile yüzleşecekse, bizce işe İngilizlerin son 200 senede İngiltere’ye taşıdığı 2 trilyon sterlinlik Hint varlığı ile perişan ettiği Hint ekonomisinin hesabını sormalı. (Bu rakam bir Hintli ekonomistten alınmadır.) 300 sene önce ölmüş bir imparatordan hesap sormak ve bunun için mezarını taşımak işin en kolay kısmı. Hindistan’ın her yerinde hala İngiliz kraliçesinin ve İngiliz baş-sömürgecilerinin adını taşıyan binlerce yol, sokak, bina, şehir isimleri, birer tarihi belge olarak gözlerin önünde durmakta.

Gerçek anti-sömürgecilik ve anti-emperyalistlik, hala varlığını sürdüren ve dünyanın başında hala bir felaket tellalı gibi duran İngiltere’ye karşı yapılmalı. Artık var olmayan bir Mughal devletinin, 300 sene önce vefat edip bu dünyadan göçmüş olan Aurangzeb’ine karşı gösteriler yapıp, halkı kışkırtmak çok kolaydır. Gerçek siyasetçilik, halktaki bu protesto potansiyelini, hala Hindistan’ın ve dünyanın tüm mazlum milletlerinin başında bela olarak dönüp duran İngilizlere karşı organize edip hem Hint hem de diğer mazlum milletlere büyük hizmet vermekten geçmektedir bizce.

YOK ASLINDA BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ MI?

Evet, Ekrem İmamoğlu ve CHP hikayesinden bahsetmemek için, sizleri Hindistan’a götürdük. Ama gördüğünüz gibi, insanoğlu hala inşaat halinde bir yaratık, her yerde. Doğru düzgün okumayan, yazmayan, tahlil etmeyen, çok kolaylıkla dolduruşa gelen, tekrar tekrar aynı hatayı yapabilme yeteneğine sahip bir yaratıktan, daha mükemmelini beklemek de bizim bir hatamız olsun, vesselam!

Hindistan
Yorumlar (13 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...