28 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 26°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sahi bu nasıl iş? (3)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Dün yayınlanan yazımın sonunda "Tamam mı? Benden bu kadar!" diye yazmıştım ama meğer bu kadar değilmiş. Yazı, topuğumdaki diken gibi zonklamayı sürdürdü.

Demek ki yazmam gereken bir şeyler varmış daha.

Mevki Mersin'in Mahmudiye Mahallesi; Hastane (Bozkurt, Kuvvayı Milliye) caddesine açılan Büyük Çıkmaz Sokak. Sokağı Kevser Halam'ın evi ve bizim oturduğumuz ek ev tıkar ve çıkmaz yapardı. Şimdi ev yıkılmış, sokak açılmış. Sokağın üzerinde Migros var.

İşte orada, 5 yaşımda falanım, Kevser Halam'ın küçük kızı Feriha'nın eteğinden çekerek şöyle dediğimi anımsıyorum:

-Abla öteki dünyada zenginler fakir, fakirler zengin olacakmış, doğru mu?

O da enseme vurarak,

-Saçmalama! demişti.

***

Çocuk zihinleri bile zehirleyen hurafeye, safsataya bakın: Bu dünyanın işçileri öteki dünyada patron olacaklar. İyi mi? Oysa, "Kimsin sen?" sorusuna, "Ben tornacı Mustafa'yım. Sömürülen bir emekçiyim!" diye cevap vermeyi öğrenmedikçe kurtuluş murtuluş yoktur. Patronlar öteki dünyada da dört ayak üzerine düşecekler.

Tornacı Mustafa'nın dindar olmasının-olmamasınının hiçbir kiymeti harbiyyesi yoktur. Ama tek olan İslâm'ın çok olan (mezhepler, tarikatlar, vb) Müslüman fetvacıları, mollaları, ulema, âlim ve muallimleri, emekçilerin ve yoksulların konumunu değiştirmek istemedikleri için, gözlerini açmak istemedikleri için, onlara öteki dünyada cennette bir yer vaat ederler. "Sen cehennemi burada yaşa, öteki dünyada sana cennet var." Ama zenginin bu dünyada da öteki dünyada da yeri cennet. Eşitlik bunun neresinde? Hiçbir yerinde!

Bu nedenle: Özgürleşmek ve bu dünyayı da kazanmak isteyen emekçi, "bu dünya" ile "öteki dünya"yı birbirinden ayırmak zorundadır. Tıpkı, laik rejimin bu dünyanın işleri ile öteki dünyanın (dinin) işlerin birbirinden ayırmak zorunda olması gibi.

Laik devlet ve rejim; laik düşünceli vatandaş-emekçi!

Yeryüzünde kurtuluşun formülü budur. Öteki dünyaya gelince: Bu dünyada emekçi olan kimse, zaten hiçbir yere uğramadan, doğrudan cennete gider.

Bu da benim fetvam!

***

AKP kurnaz ise, emekçi de kurnaz olmak zorunda. AKP, sendikaları, dernekleri, meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini neden ele geçirmek istiyorsa, emekçi onun niyetinin tersine bunlara sahip çıkmak zorundadır.

Başbakan'ın dediği gibi bu noktanın noktasında, Ahmet Hakan'dan bir alıntı (Hürriyet, 15.11.2013) yapacağım:

"Hükümetimiz 1 milyar 860 milyon liralık Konut ihalesini İhlâs Holding'e vermiş.

***

Bize imam hatipte... İhlâs sahibi olmanın insanlara öteki dünyada çok büyük kazançlar sağlayacağı öğretilmişti. Örnek olayımızdan anlıyoruz ki: İhlâs sahibi olursan bu dünyada da 1 milyar 860 bir liralık bir mükafat elde edelibirmişsin."

***

Ahmet Hakan'ın sözünü ettiği "İhlâs" sözcüğünün İslam'da çok derin anlamı vardır: "Arıtma, saflaştırma, ayırma, katışığını giderme anlamına gelmektedir. [... ] İnsanın aldanma yolları çok fazladır. İşte, mü'mine düşen bütün bunlardan kurtulup yalnızca Allah'a ibadet etmesi, kalbini nefsin ve şeytanın her türlü etkilerinden, amelini ve niyetini riyadan, Allah'ın rızası dışındaki razılıklardan arındırması ve dince Allah'tan ve O'nun rızasından başka hedef gözetmemesidir; işte bu ihlâs'tır." (Ali Ünal, Kur'an'da Temel Kavramlar, Kırkambar Yayınları, s.476)

***

Adamlar kâr amaçlı şirketler kurmuşlar ve bunları İhlâs Holding adı altında birleştirmişler, mültimilyoner, milyarder olmuşlar ve AKP tarikatı hükümeti bunlara 1 milyar 860 milyon liralık konut ihalesi vermiş. Demek ki bu ihlâs sahibi muhteremler dünya işleriyle ahret işlerini birbirine karıştırmıyorlar.

Ey ihlâs sahibi emekçi, memur, emekli ve genç kardeşim, dünyanın en ahmağı sen misin, sen neden kendi çıkarlarını düşünerek sendikaya girmiyorsun, neden eksiksiz grev hakkı istemiyorsun, neden ailene bu dünyada iyi bakmak için grev yapmıyorsun; neden kendi sınıfınla dayanışma içinde değilsin? Neden, seni değil İhlâs gibi holdingleri kayıran, seni adam yerine koymayan AKP'ye oy veriyorsun; AKP döneminin hırsız ve madrabazlarına (sözde ve geçersiz) besmele çektikleri, alınları seccadeye değerken şeytanla pazarlık ettikleri için mi?

***

Laik ortamda AKP türünden tarikat partilerinin emekçileri, memurları, emeklileri, gençleri kandıramaması gerek. Ama kandırıyor ve oy alıyor! Neden? Gerçekten Müslüman oldukları için mi? Ne biliyorsun gerçekten Müslüman olduklarını? Dar gelirli gerçek bir Müslüman evlâdının evlâdı birkaç yıl içinde helâl para ile 5-6 gemi alabilir mi? Sen çocuğuna, torununa oyuncak gemi bile alamıyorsun.

AKP tarikatının kuyruğuna takıldığı vahşi kapitalizmin temel ilkesi şudur:

İhlâs sahibi işçi, emekli, memur, çiftçiye bu dünya üzerinde cehennem hayatı.

İhlâs sahibi işçi, emekli, memur ve çiftçi, adı "sömürü" olan yeryüzü adaletsizliğini ve zulmünü, karşısına kader ve kısmet, rızk gibi afyon kavramlar çıkartılacağı için, dinsel inanç bağlamında açıklayamaz.

Bu arkadaşlara istediğiniz kadar gerçekleri anlatmaya çalışın, anlatamazsınız. O da gider, aynı inancı paylaştığını sandığı liderlerin partisine oy verir.

Laik düşüncelinin bir sorunu yok: Dinsel kanıtlarla karşısına çıkan siyasetçiye, "Sen bırak gavgav etmeyi, Anayasa'ya ve yasalara saygı göster, mevzuatı benim lehime değiştir!" der. Ve oyunu AKP türünden partilere vermez.

Oyunu AKP türünden partilere veren "İhlâs sahibi" emekçiye gelince, ona kendisinden ve sınıf yoldaşlarından başkası yardım edemez.

İster ihlâs sahibi dindar isterse hurafe Müslümanı olsun, onun da beyninde bir kibrit çakması gerekiyor: Onun kurtuluşu İslâmcı sendikalarda, İslâmcı birlik ve derneklerde, İslâmcı partilerde değildir. Bu çok zor, devenin hendek atlamasından, iğne deliğinden geçmesinden de zor. Bir mucize gerek!

Mucizenin olup olmadığını, olup olmayacağını 2014 ve 2015'te göreceğiz!

AKP, bu mucizenin olmaması için ülkeyi imam-hatip medreseleriyle işgal ediyor!

Jean-Paul Sartre'ın dediği gibi: Bir işçi, işçi olduğunu (Dalaman işçileri gibi) hissederek bilinçlenmezse bu dünyada kazanamaz!