Salgın sürecinde küresel yoksulluk
Kovid-19 salgını dünya genelinde yoksulluğu artırdı. ABD kökenli JP Morgan Bankası'nın ekonomistleri, Dünya Bankası'nın PovcalNet veri tabanından elde edilen hane halkı geliri ve tüketim anketi verilerini kullanarak yoksulluktaki artışı ölçtüler. JP Morgan, yoksulları (veya derin yoksulluk içinde olanları) günde 2 dolardan daha az (ki bu gülünç derecede düşük Dünya Bankası seviyesidir); 'yoksulluğa yakın olanlar' günde 2-10 dolardan (ki bu gerçekten daha iyi bir yoksulluk ölçüsüdür); 'orta gelir’ günde 10-50 dolardan (bir yaşam için biraz hareket özgürlüğü) yaşayanlardır ve sonra ’yüksek gelirli' günde 50 dolardan fazla ya da yılda yaklaşık 18.000 dolar yaşıyor.
TABLO 1
Kovid-19'dan önce, ‘gelişmekte olan piyasalar’ olarak adlandırılan 6,5 milyar insanın yaklaşık yarısı ‘orta gelirli’ olarak kabul edilebilirdi. Bu, en az 3 milyar kişinin korkunç bir yoksulluk içinde olduğu anlamına gelir (‘ekonomik açıdan zayıf’ veya daha kötüsü).
JP Morgan, bu tanımları kullanarak, salgından sonra yaşanan ekonomik kriz sırasında küresel yoksullukta keskin bir artış olduğunu tespit ediyor. Dünya Bankası verilerine göre, yoksulların sayısı (günlük 1,90 ABD dolarının altında yaşamak olarak tanımlanır) 2020'de 97 milyon arttı-bu veriler Asya Finansal Krizi'nden bu yana küresel yoksulluktaki ilk net artışı gösteriyor (Tablo 2). Ayrı bir Pew Araştırma Merkezi araştırması, salgının 131 milyon insanı yoksulluğa ittiğini ortaya koyuyor. Ve bu yoksul kitle sadece kırsal köylülerden değil, kentsel ve çoğu zaman eğitimli kesimlerden de oluşuyor.
TABLO 2
Yoksulluğun artışı ve buna karşılık ‘orta gelirli’ nüfustaki düşüş ülkeden ülkeye değişiyor. 2020'de ekonomisi en çok daralan ülkeler (Peru ve Arjantin gibi) ‘orta gelir’ grubunda en büyük düşüşleri yaşadı. Genel olarak, nüfusun payı olarak en çok büyüyen (% 1.9 puan) ’zayıf' kesim oldu, ‘orta gelir’ kesimin payı ise en çok azalan kesimde yer aldı (% -1.8 puan).
TABLO 3
Bazı ülkeler ekonomik çöküşten nispeten az hasar aldı. Çin'in ’ilk giren ilk çıkan' Kovid-19 deneyimi, ülkeyi üst ve orta sınıfların daralmasından tamamen korumadı, ancak Pew tahminlerine göre en yoksul nüfusun yalnızca küçük bir artış oldu.
TABLO 4
Salgından önce Pew, 2020'de yaklaşık 100 milyon insanın Hindistan'ın orta gelirli nüfusunu oluşturduğunu ve üst orta sıralarda 22 milyon daha olduğunu tahmin ediyordu. Ancak salgın, Hindistan'ı 2020'de reel GSYH’nin % 7 oranında daralmasıyla sert bir şekilde vurdu, bu nedenle orta ve üst orta nüfus çarpıcı biçimde darbe aldı (ortaklaşa 39 milyon kişi azaldı — Tablo 5). Bu arada şaşırtıcı bir şekilde 75 milyon insanın yoksulluğa düştüğü tahmin ediliyordu ki bu rakam yeni küresel yoksulların neredeyse % 60'ını oluşturuyor. Bu, dünyanın en kalabalık iki ülkesi arasındaki karşıtlıktır.
TABLO 5
Çin'de, 2011'den 2019'a kadar 247 milyon insan orta gelir seviyesine yükseldi. Ve üst-orta gelirli nüfus 60 milyondan 234 milyona yani neredeyse dört katına çıkmıştı. Her iki cephede de, bu kademelerde küresel ölçekte artışın çoğunluğunu yalnızca Çin yaptı. Hindistan'daki çoğu insan salgından önce küresel ölçekte düşük gelir seviyesindeydi. Dünyada yasayan düşük gelirli 1,2 milyar nüfusun % 30'u Hindistan’da bulunuyor.
Çin'de artık küresel orta ve üst orta gelir düzeylerinde yoksulluktan ve düşük gelir düzeyinden daha fazla insan var. Salgın sürecinde Çin'deki yaklaşık 10 milyon insanın orta sınıftan yoksulluğa düştüğü tahmin edilse de bu salgından önce orta sınıfta olan 504 milyonun küçük bir payını oluşturuyor. Benzer şekilde, Çin'deki düşük gelirli kesimin salgın sırasında 611 milyondan 641 milyona ya da yoksul sayısının 3 milyondan 4 milyona çıkması nispeten mütevazıdır.
TABLO 6
İnsanlar derin bir yoksulluğa düştüklerinde, eğitimlerini destekleyecek ve onları sağlıklı tutacak imkânları yoktur. Ve bu, diğer bariz sonuçlara maruz kalmanın yanı sıra, verimliliklerinin düşmesi ve ekonomiye bir bütün olarak zarar vermesi anlamına geliyor. Tablo 7'de Çin'in kişi başına eğitim ve sağlık yatırımının (PISA puanı) küresel ortalamadan 2 standart sapmanın üzerinde ve diğer ‘gelişen’ ülkelerden (Singapur veya Kore gibi kişi başına geliri daha yüksek olanlar bile) daha yüksek olduğunu görüyoruz.
TABLO 7
Salgın, Hindistan halkı için milyonlarca insanı derin yoksulluğa sürükleyen bir felaket olurken, Çin halkı çoğunlukla yoksulluğun içine düşmedi. Gerçekten de, Çin ekonomisi, 2019'un sonundan ve andeminin başlamasından bu yana iki yıl içinde en büyük ekonomiler arasında en fazla büyüyen ülke oldu. Söz konusu büyüme ABD'deki büyümenin dört katından ve Hindistan'ın altı katından fazla oranda gerçekleşti. Bu süreçte büyük ekonomilerin önemli bir kısmı küçüldü.
TABLO 8