22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Salvador Dali

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Bu hafta, bizim göremediklerimizi görüp, onları hayal gücüyle yeniden şekillendirip, tualine geçirerek, sonunda şaheser resimler olarak bize sunan İspanyol ressam Dali’yi anlatayım size.
Sevgili Dali; 11 Mayıs 1904’te İspanya’nın Katalonya Bölgesi’nde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişsin. Senden dokuz ay önce ölen ağabeyinin ismini koymuşlar sana (Salvador Felipe Jacinto Dali). Bu senin kimliğini şekillendiren en önemli etmen olmuş ve benliğinde yaralar açmış. Çocukluk hayatın ölen ağabeyinin gölgesinde geçmiş. Yıllar sonra demişsin ki; “Doğar doğmaz, tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım” .
10 yaşında bir resim okuluna kaydolup, ilk eserlerini evinizde sergilemişsin. İlk resmi sergini ise 1919’da Figueres’teki Municipal Theater’da açmışsın. Sonra Madrid’de bulunan San Fernando Güzel Sanatlar Okulu’nun öğrenci yurduna yerleşmiş ve burada empresyonist/ realist ressamları tanımış ve kübizmi keşfetmişsin. 1925 yılında, kübizmin etkisiyle ürettiğin eserlerle Barcelona’da açtığın kişisel sergin çok başarılı olmuş. 1920 – 1929 yılları arasında kız kardeşin Anna Maria modelliğini yapmış ve bu yıllarda Paris’te, büyük Picasso ile tanışmışsın.

SÜRREALİST DALİ

Sürrealizm (gerçeküstücülük) akımının etkileri eserlerinde iyiden iyiye hissediliyormuş artık. 1929’da Luis Buñuel ile beraber “Bir Endülüs Köpeği” isimli kısa filmi çekerek, sürrealist çevrelerin dikkatini çekmiş ve bu sayede akımın öncüsü P. Eluard ve karısı Elena Ivanovna Diakonova (nam-ı diğer Gala) ile tanışmışsın. Hayatının dönüm noktası olmuş bu tanışma. Gala sana hem tutkulu bir âşık, hem bir ilham perisi, hem de model olmuş.
Sana göre insan gerçek bir düş dünyası yaratmalı, ama bunu yaparken de usun denetim altında tutulup, iradenin bilinçli olarak bir süre askıya alındığını da unutmamalıymış. Bu yöntemin sanatsal yaratının yanı sıra, günlük yaşamda da benimsenmesini savunmuşsun ve hem yapıtlarına, hem de yaşamına bu doğrultuda yön vermişsin. Bir sergiye dalgıç tulumu giyip, tasmalarından tuttuğun iki tazıyla gelmiş ve sonrasında hep benzer aykırı davranışlarınla anılır olmuşsun. Ama en çok İspanya İç Savaşı sonrası Diktatör Franco’yu desteklediğini açıklayarak tepki çekmişsin. Bu nedenle sanatçılar sana karşı tavır almışlar, ama sen aldırmamışsın. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1940’ta birçok Avrupalı sanatçı gibi ABD’ye gidip sergiler açmış ve “La vie secrete de Salvador Dalı (Salvador Dalı’nin Gizli Yaşamı)” adlı otobiyografini yazmışsın.
Betimlediğin gerçek dışı düşsel mekân ve garip düşsel imgelerle yarattığın resimlerinde, düşle gerçeği kimse ayıramaz olmuş. Böylece günlük uğraşları, alaycı bir tavırla düşsel hale getirme amacına ulaşmışsın.
Yaşlandıkça sürekli bir ölüm korkusu seni sarmış, bol miktarda antidepresanlarla bu korkuyu aşmaya çalışmışsın. Sonunda büyük aşkın Gala’yı kaybetmiş ve çok geçmeden sen de 23 Ocak 1989 günü, 85 yaşında hayata gözlerini yummuşsun.
Işıklar yoldaşın olsun deli Dali!
Salvador Dali - Resim : 1
Dali otoportre