Şampiyon Şeref Eroğlu'na yöneticilik önerileri

AVRUPA Güreş Şampiyonası'nı madalya sıralamasında birinci tamamladık. Topladığımız puanlarla takım sıralamasında erkekler grekoromende birinci, kadınlarda ikinci ve erkekler serbestte üçüncü olduk. 6 altın kazandığımız şampiyonada; Rıza Kayaalp'in, 1988-2000 arasında katıldığı 12 Avrupa Şampiyonası'nda yenilgisiz 12 kez Avrupa şampiyonu olan Aleksandr Karelin'in şampiyonluk sayısına ulaşması en önemli bireysel başarımızdı.

2021'deki Dünya Şampiyonası'nda Burhan Akbudak'ı finalde yenen Refik Hüseynov, karşılaşma sonrasında Türk ve Azerbaycan bayrakları ile şampiyonluk turunu atmıştı. Rıza Kayaalp de, finalde Azerbaycanlı Sabah Shariati'yi yenince şampiyonluk turunu Türk ve Azerbaycan bayrakları ile atmak istedi. Geçen hafta Erivan'da Avrupa Halter Şampiyonası'nın açılışında Azerbaycan bayrağı yakılmıştı, Prag'da FIBA Kadınlar EuroLeague yarı final maçından sonra sporcularımızın Türk bayrağı ile sevinmeleri engellenmişti. Erivan'da ve Prag'da yaşananların bir benzeri Zagreb'de de yaşandı. UWW yetkilileri Kayaalp'i hemen uyardı, "Şampiyonluğu Türk bayrağı ile kutlayabilirsin ama Azerbaycan bayrağını bırakmalısın." diye. Neden? Azerbaycan Dünya Güreş Federasyonuna (UWW) üye bir ülke; Kayaalp'in de finaldeki rakibinin ülkesi. Hem dostluk hem sportmenlik dolu bu hareket, Türkiye-Azerbaycan dostluğunun minderde sergilenmesi, 2021'de Hüseynov'un değerli jestine verilecek bu anlamlı yanıt hangi kurala göre ve niye engellenir? Avrupalının Türk ve Azerbaycan bayraklarından bu korkusu nedir?

SÖZDE BAYRAĞA İZİN GERÇEK BAYRAĞA YASAK

Diyebilirsiniz ki, "Şampiyon sporcular kendi ülke bayraklarından başka hiçbir bayrak taşıyamaz." Kayaalp'in şampiyonluğundan dakikalar önce Ermeni güreşçi Malkhas Amoyan 77 kilo finalini kazanınca elinde iki bayrakla tur attı. Biri Ermenistan bayrağıydı. Diğeri ise iki beyaz şeridin arasındaki kırmızı şeridin üzerinde Kürt Güneşi denen 21 saçaklı sarı bir sembolün bulunduğu bir bayraktı. Bu sembol, 1920'lerde Ararat Cumhuriyeti adı altında Ağrı'da bağımsız bir Kürt ülkesi kurma hayalindekilerin tasarladığı bayrağın da benzeri olan, Kuzey Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bayrağında da bulunan bir sembol. Avrupa Şampiyonası'nda Amoyan'ın şampiyonluk turu attığı bu bayrak da neydi? UWW; üyesi, toprağı ve dünyada tanıyanı olmayan, Türkiye'nin Suriye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüğünü tanımayan bir paçavraya, sözde Yezidistan bayrağına minderinde Ermeni sporcunun elinde izin verirken, Kayaalp'in elinden Azerbaycan bayrağını alıyordu. Üstelik aynı sözde bayrak Dünya Şampiyonası finalinden sonra da Amoyan'ın elindeydi.

BUSE'NİN HAKKI ARTIK YENMESİN

UWW'nin rezaletleri bayrakla sınırlı da değildi. UWW hakemlerinin Buse Tosun ile derdi ne anlamıyorum. Buse'nin altını geçen sene Akdeniz Oyunları'nda Fransız'a, Avrupa Şampiyonası'nda Alman'a hediye edilmişti. Bu sefer de, güreş dışı puanlarla altın Romen'e teslim edildi. İhtar ve puanlarla yıpratılan Buse, son 2 saniyedeki şaibeli karar ile finali 4-4 kaybetti. Çalınan bir diğer altın da Ali Cengiz'indi.

Avrupa Şampiyonası'nda müthiş bir yetenek izledik. Tüm karşılaşmalarını teknik üstünlük ile kazanan Adem Uzun, hem güreşin seyir zevkini yükseltiyor hem de o küçük bedeniyle gösterdiği inanılmaz gücü atikliği ile birleştiriyordu. Türkiye'ye uzun yıllar altın kazandıracak Uzun, en ağır kilolardaki üstünlüğümüze en hafif kiloyu da ekleyecek.

OLİMPİYATIN KÖKLÜ SPORU

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) bazı spor federasyonlarına ölümü göstererek sıtmaya razı ediyor. IOC'nin tehdit ettiği sporların başında güreş geliyor. Halbuki 1900 Olimpiyatları dışında tüm Olimpiyat programlarında yer almış güreş, Olimpiyat denince akla gelen 3-4 branştan biridir. Dünya ve Avrupa şampiyonalarında erkekler serbest, erkekler grekoromen ve kadınlarda 9'ar sıklette düzenlenen güreş yarışmaları Olimpiyatlarda 6'şar sıklete düşüyor. Örneğin erkeklerde Adem Uzun'un sıkleti 55 kilo yok, Buse Tosun'un sıkleti 72 kilo da yok. Adem Uzun gibi bir yeteneği Olimpiyatta göremeyecek miyiz? 2024 Paris için Adem Uzun'un 60 kiloya çıkması ve Kerem Kamal'ın Murat Fırat'la 67 kiloda çekişmesi daha doğru olabilir mi? Ya Buse Tosun? Paris 2024 için Buse'nin 68'e, Nesrin Baş'ın 62'ye düşmesi düşünülebilir mi? Aslında yapılması gereken kavga Olimpiyatlarda güreşin hak ettiği altın sayısına ulaşması kavgası olmalı.

AMERİKAN SELAMI VERENDEN YÖNETİCİ OLMAZ

Avrupa'da en ağır kilolarda ağırlığımız var. Erkekler serbestte Taha Akgül ve erkekler grekoromende Rıza Kayaalp gerek minderdeki mücadelesi ve vefayı öne çıkaran açıklamaları gerekse kürsüdeki duruşlarıyla gençlerimize örnek oluyor. Her zaman kürsünün en üst basamağında her söz ve esas duruşlarıyla gururumuz oluyorlar. Yasemin Adar da Türk güreşinde ilkleri başaran kadın sporcumuz. 6 Avrupa ve 2 Dünya şampiyonluğu ile kürsünün en üst basamağını kimseye bırakmıyor. Adar, sadece sporcu değil; aynı zamanda hem Türkiye Güreş Federasyonu (TGF) yönetim kurulu üyesi hem kadınlardan sorumlu asbaşkan. Adar, şampiyonluk konuşmasında Cumhurbaşkanı Danışmanı olarak da görevlendirildiğini söyledi. Yasemin Adar artık sadece kızlarımıza örnek olmayacak; kadın sporcularımızın davranışlarını da yönetecek. Adar'ı; Akgül ve Kayaalp gibi sporumuzda apayrı bir yere koymak gerekir. Aralarında fark yoktur. Hal böyle iken, ülkemize örnek böyle başarılı bir sporcumuzun kürsünün en üst basamağında İstikal Marşımız çalınırken neden hep Amerikan Selamı verdiğini, neden elini göğsüne götürdüğünü anlamıyorum. İstiklal Marşı çalınırken kadınlar erkeklerden farklı mı durur? Türk kadını da erkeği gibi, bayrağının karşısında esas duruşta bulunmalı!

MİNDERE GELMEYEN SIRALAMADA YER ALMASIN

Avrupa Güreş Şampiyonası'nın örnek davranışlarından biri de Moldovalı Alexandrin Gutu'dan geldi. Üçüncülük maçına çıkacaktı, ancak sakattı. Mayosunu giydi, mindere geldi. Macar rakibini kutladı. Seremonide Zoltan Levai'nin kolu kaldırıldı. Gutu, minderden ayrıldı. Halbuki ne Nesrin Baş'ın üçüncülük maçındaki Çek rakibi ne de Soner Demirbaş'ın üçüncülük maçındaki Bulgar rakibi; Moldovalı sporcunun nezaketini göstermedi. Gutu, sporculara ders verdi. Geçen yıllarda sakatlanan Türk sporcuları da aynı sportmen davranışı gösterirdi. Zorunlu durumlar dışında; mindere gelmeyen güreşçi, yenilgiden daha fazlasını almalı. Bence, sporcularımızın karşısına çıkmayan Çek ve Bulgar güreşçilerin beşinci de ilan edilmemesi gerekir.

Avrupa Şampiyonası'nda kazanılan başarı TGF'nin başarısını gösteriyor. TGF Başkanı Şeref Eroğlu'nun, her madalya töreninden sonra bu başarıları önceki senelerdeki şampiyonlarla kıyaslamasına gerek yok. Başarıyı zaten görüyoruz. Ancak Ermeni sporcunun elinden Yezidi bayrağı alınmazken Türk Şampiyonun elinden Azerbaycan bayrağının alındığını da, hakem kararlarıyla sporcularımızdan çalınan madalyaları da, IOC'nin Türkiye'nin Olimpiyatlardaki lokomotif sporu güreşe üvey evlat muamelesi yaptığını da, şeref kürsüsünde Amerikan Selamı veren sporcularımızı da, sakatlığı bahane edip sporcularımızın karşısına çıkma nezaketini göstermeyen sporcuları da görüyoruz. Şeref Eroğlu'nun bir şampiyon olduğunu biliyoruz, minderin dışındaki sorunlardaki başarısı onu yönetici yapacaktır.