25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şanghay güneşi ve Türkiye

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Semerkand zirvesi dün başladı. Rusya'nın Ukrayna harekâtı, tahıl, gübre ve enerji krizi, Tayvan kışkırtması, Kazakistan'da darbe teşebbüsü, ABD'nin Afganistan bozgunu, Yunanistan'ın Ege'deki tacizleri, Azerbaycan-Ermenistan çatışması gibi olayların peşi sıra geldiği hareketli bir zamanda zirve toplanıyor.

Örgütün 9 üyesi arasında dünyanın nüfus olarak en kalabalık 2 ülkesi olan Çin ve Hindistan'ın yanı sıra, yüzölçümü olarak en büyük ülkesi Rusya da yer alıyor.

9 ülke, dünya nüfusunun yüzde 40'ını barındırıyor. Bu ülkeler, karasal yüz ölüçümünün ise yüzde 24'üne sahip. Rusya, Çin, Hindistan ve Kazakistan toprakları en geniş ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

ŞİÖ üyeleri dünya üretiminin tam yüzde 30'unu karşılıyor. Ve bu oran her geçen yıl artıyor. Çin ve Hindistan yakın zamanda 1 ve 2 numaraya yerleşecek.

Çin, Rusya, Hindistan ve Pakistan nükleer askeri güce sahip. İran'ın bu yöndeki adımları yavaşlasa da devam ediyor. Dünyanın en güçlü 5 ordusundan 3'ü (Çin, Rusya, Hindistan) bu örgütün üyesi.

AVRUPA'NIN ORTASINDAN AFRİKA VE GÜNEY AMERİKA'YA

ŞİÖ'nün "gözlemci üye" ve "diyalog ortağı" statüsündeki müttefikleri de listeye katıldığında bu devasa yapının boyutları daha da büyüyor. Bu ülkeler arasında Türkiye'nin yanı sıra, Suudi Arabistan, Mısır, Azerbaycan, Katar gibi özellikle enerji alanında kritik ülkeler yer alıyor. Bu arada Arjantin de ŞİÖ içinde yer almak istediğini bildirdi. Böylece bir Asya inisiyatifi olarak başlayan ŞİÖ, giderek Afrika ve Güney Amerika'ya uzanan bir Dünya hareketine dönüşmüş oldu. ŞİÖ, yakında üye olması beklenen Belarus üzerinden Avrupa'nın ortasına da uzanmış durumda.

Karşımızda AB benzeri bir "Hristiyan Kulübü" yok. Şii Müslüman, Sünni Müslüman, Hristiyan, Budist, Hindu kökenli halklar aynı çatıda yer alıyor. Siyasi rejimler de birbirine benzemiyor. Onları bir arada tutan, Batı tahakkümüne karşı bağımsızlık, bu yönde dayanışma, adil bir dünya ve paylaşarak, birbirinin egemenliğine saygı duyarak gelişme arzusu. Aralardaki çelişkilerin ise diyalog ve ortak çıkarla çözüme kavuşturulması arayışı.

Üstelik bu ülkelerin hiçbiri, örgütün üyesi olduklarında (AB ya da NATO örneğinde olduğu gibi) egemenliklerini kısmen ya da tamamen bir üst otoriteye devretmiyorlar. Bahsedilen örneklerde olduğu gibi tepeden norm, kanun dayatan bir mekanizma yok. Herkes kendi renginde, içişlerine karışmama temel ilke. Ve herkes ortak çıkarlarla büyüme peşinde.

ERDOĞAN'IN ÇIKIŞLARI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdağan, 2012'den bu yana Türkiye'nin ŞİÖ'ye katılması yönünde beyanlarda bulunuyor. "Yarı şaka" başlayan bu ifadeler zamanla ciddiyet kazandı. Bazıları:

“Geçenlerde Rusya seyahatimde Putin’e şöyle bir latife yaptım.  Dedim ki, ‘Zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var?’ diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım, ‘Hadi gelin bizi Şangay Beşlisi’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden geçirelim’... Mesajı ben devamlı veriyorum oraya, ‘Başka arayışlara bizi götüreceksiniz’ diyorum.” (26 Temmuz 2012)

"(AB'nin oyalamalarından bahsettikten sonra) Onun için geçenlerde Sayın Putin’e onu söyledim, ‘Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın’ dedim. Alın bizi, biz de AB’ye allahaısmarladık diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?

"Gideceğimizi söyledik. Gelin denilirse geliriz dedik. Pakistan ve Hindistan da istiyor. Onların da talebi var, hep beraber göreceğiz. Nüfus olarak onları (AB’yi) aşar. İki, ortak değerlerimizin olduğu ülkelerle bir arada olmanın şansını yakalarız.” (25 Ocak 2013)

“(AB üyelik süreci hakkında) Çok doğru. Elli yıllık bir tecrübe. Ben Sayın Başkan’ın (Putin'in) bu tespitine karşı başka bir tespitle diyorum ki, Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na gelin, Türkiye’yi alın. Bizi de bu sıkıntıdan kurtarın. Şanghay İşbirliği Teşkilatı olayını daha önce de ifade etmiştim. Bunu önemsiyoruz.” (22 Kasım 2013)

“Mesele şu; Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. ‘Benim için varsa yoksa Avrupa Birliği’ dememeli. Benim kanaatim bu. Yani, bazıları eleştiriyor olabilir ama ben de kendi kanaatimi söylüyorum. Mesela, ‘Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?’ diyorum.

“Bunu Sayın Putin’e olsun, Nazarbayev’e olsun, şu anda Şanghay Beşlisi’nin içerisinde olanlara da söyledim... Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.” (20 Kasım 2016)

CHP'NİN KONUMU

Erdoğan'ın sözlerine karşılık CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ŞİÖ üyeliğine cepheden karşı. Erdoğan'ın ŞİÖ çıkışlarına şu yanıtı verdi:

"Şanghay Beşlisi… Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürece Türkiye'yi mi sürükleyecekler? Bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz. Türkiye'yi, yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz. Birileri ‘Biz oy çokluğuyla şunu yapacağız, bunu yapacağız' diyor. O kadar kolay değil. Hayal peşinde koşuyorlar." (25 Kasım 2016)

6+1 masasının lideri konumundaki CHP'nin bu ülkeleri "dikta yönetimi" olarak suçlaması, olası iktidarlarında Türkiye'yi Batı kuklası yapmaya çalışacaklarının da göstergesi. Bu ülkelerle bırakın işbirliğini, onlara karşı düşmanca bir siyaset izleyecekleri açık. CHP'nin ortaklarının tamamının da Rusya, Çin ve İran karşıtı tavırları olduğunu düşünürsek onlara "Biden tayfası" demenin doğallığı da ortaya çıkıyor.

VATAN PARTİSİ ÇOK AÇIK

Türkiye'de ŞİÖ üyeliğini parti programına yazan tek örgüt ise Vatan Partisi. Milli Hükümet Programı'nın "Avrasya'da İşbirliği ve İttifak" başlıklı 18. maddesi şöyle:

"Türkiye, dünyada ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya Cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmasını güçlendirecek, dünya dengelerini değerlendirecektir. Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki bağımsız yerini alacaktır. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar da yaratılmış olacaktır."

Vatan Partisi'nin Avrasya ve ŞİÖ ülkeleriyle işbirliği siyaseti yalnızca program düzleminde kalmıyor. Başta Çin, Rusya ve İran olmak üzere ŞİÖ üyesi ülkelerle Türkiye'nin ilişkileri geliştirmek için 50 yıldır fiilen de çalışma yürütüyor. Bu ülkelerin iktidar temsilcileriyle yakın temas içerisinde. Vatan Partisi, Türkiye'nin güvenlik sorunlarının ve ekonomik sıkıntılarının çözümü için Asya'ya yönelmeyi zorunlu görüyor.

YÜKLERDEN KURTULMAK

Semerkand Zirvesi, imzalanacak anlaşmalar, açıklanacak sonuç bildirgesi ve vereceği mesajlarla Dünyamızın geleceğinde iz bırakacaktır. ŞİÖ, gittikçe büyüyen ve gelişen yapısıyla Yeni Dünya'nın kalbi. Türkiye'yi buradan uzaklaştıracak her siyaset yanlıştır. Türkiye'ye zarardan başka bir şey vermeyen 70 yıllık NATO üyeliği ve 60 yıllık AB'ye aday olma süreci artık prangaya dönüştü. Bu Atlantik zincirleri, Türkiye üzerinde şüpheler yaratıyor. Bu yüklerden kurtulmak, Türkiye'nin Yeni Dünya'nın parlayan yıldızı olma şansını da artıracaktır.