Şanghay İşbirliği Örgütü, Türk basınını böldü!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) yerine Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olabileceğine dair açıklamasından sonra ŞİÖ yeniden Türkiye’nin gündemine girdi. Bu köşede birkaç gündür ŞİO’ya değinen yazarlardan alıntı yapıyoruz. Örneğin önceki gün Milliyet yazarı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi ve finans konularındaki başdanışmanı Cemil Ertem, “yeni bir Asya kalkınmasının hızla gelmekte olduğu”na dikkat çekiyordu. Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, “Doğu’ya dönme vakti”nden söz ediyordu. Buna karşın Vatan’dan Güngör Mengi, ŞİÖ’yü “Hepsi totaliter rejimle yönetilen ülkeler” olarak değerlendirirken, Cumhuriyet’ten Ceyda Karan, “Burası, bizi alın AB’ye veda edelim denilecek yer değil” diyor, Yeniçağ yazarı Esfender Korkmaz, ŞİÖ’yü “Türkiye için bir tuzak” olarak görüyor, BirGün’den İbrahim Varlık, “ŞİÖ antidemokratik bir birlik” diyordu.
“TÜRKİYE’NİN İSTİKBALİ”!
Mengi, dünkü yazısında da “Avrupa Birliği Türkiye’nin istikbalidir” yorumunda bulunuyor. Milliyet’ten Doğan Heper, “Avrupa Birliği ve Şanghay Beşlisi tartışması çıktı. Bunu Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan yarattı... Yarın ne olacağı belli olmaz, ihracatımızın yarısını AB ülkelerine yapıyoruz” diye kaygılarını dile getiriyor.
Yeni Şafak’tan Merve Şebnem Oruç ise şöyle yazıyor: “Türkiye’de 15 Temmuz sonrası yükselen anti Amerikancılık ve Batı karşıtlığı, halkta da Batı ile arasındaki son duygusal bağların kopmasına neden oldu. Rusya ile düzelen ilişkilerin ivmesi arttı, Erdoğan’ın Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü’ne katılması yönündeki mesajları başta Çin ve Rusya olmak üzere tüm üye ülkelerden açıktan ve memnuniyetle karşılanır oldu.”
ATATÜRK DÖNEMİNDE BÖYLE DEĞİLDİ
Odatv’de Barış Doster, ŞİÖ’nün, Türkiye’ye 2017 yılı için Enerji Kulübü Dönem Başkanlığı vermesine dikkat çekiyor: “ŞİÖ’nün teşkilat şemasındaki 7 ana organ dışında önemli bir kulübü olan Enerji Kulübü’nün başına, ilk kez, tam üye olmayan, diyalog ortaklığı gibi işlevsel değeri bulunmayan konumdaki bir ülkeyi getirdi. Gözlemci üyelere, aday üyelere yapılmayan, Rusya’nın önerisiyle kurulan Enerji Kulübü kapsamında Türkiye’ye yapıldı.”
Yeni Mesaj’dan Ahmet H. Kepekçi, “Atatürk döneminde Türkiye batıdan ziyade Rusya ile birlikte hareket etmeyi tercih ediyordu. Ancak Mustafa Kemal’in vefatından sonra Türkiye’nin ekseninde batıya doğru bir kayma oldu” dediği yazısında, “Şangay 5’lisinin kuruluş sebebi dünyayı ABD’nin tek kutuplu hâkimiyetinden kurtarmak içindir... Erdoğan, Şangay 5’lisine girebilmek için dost ve düşman kavramları konusunda net bir duruş ortaya koymalıdır... Şanghay 5’lisinin güçlü bir ülkesi olmak mümkündür” diyor.
Türkiye basınındaki bu yeni saflaşmanın önümüzdeki günlerde daha berraklaştığını göreceğiz.
BİRLİĞİN TEMELİNDE GÜVENLİK YATIYOR
Neyse biz dönelim Şanghay İşbirliği Örgütü’ne...
ŞİO’nun ana işbirliği konusu güvenlik. Örgütün sekretaryası Çin’in başkenti Pekin’de, “Bölgesel Terörle Mücadele Kuruluşu” ise Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te bulunuyor. Örgütün güvenlik konusundaki kaygılarının başında, Orta Asya’daki İslamcı örgütler ve uyuşturucu ticareti geliyor.
ŞİÖ, ilk olarak 1996’da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından “Şanghay Beşlisi” adıyla kuruldu. 2001’de Özbekistan’ın da katılmasının ardından adı Şanghay İşbirliği Örgütü oldu.
DÜNYA NÜFUSUNUN YARISI
ŞİO’nun “gözlemci ülkeler”i Afganistan, Hindistan, İran, Moğolistan, Pakistan ve Belarus’tan oluşuyor. 2006 yılında üyelik başvurusu yapan Pakistan ve 2014 yılında üyelik başvurusu yapan Hindistan’ın önümüzdeki yıl ŞİÖ’ye üye olmaları bekleniyor.
Örgütün “diyalog ortakları” ise Azerbaycan, Türkiye, Kamboçya, Sri Lanka, Ermenistan ve Nepal.
ŞİÖ üyesi 6 ülke, dünya nüfusunun yaklaşık çeyreğini oluşturuyor. Gözlemciler ve diyalog ortakları eklendiğinde ŞİÖ, dünya nüfusunun yaklaşık yarısını içeriyor. Şangay İşbirliği Örgütü, aynı zamanda başka ülkelerin iç işlerine “insani müdahale” ya da “insan haklarını koruma” gerekçesiyle yapılacak emperyalist müdahalelere karşı çıkacak en büyük kuvvet.