Şantaj ve rüşvet
Basketbol ligimizde maça çıkan 12 kişilik kadroda 7 yabancıya izin veriliyor. Parkedeki 5 oyuncudan 4’ü de yabancı. Üstelik; kadrosunda 12-13 yabancı bulunduran Efes ve Fenerbahçe; bu 7 yabancıyı istediği gibi değiştirerek avantaj sağlıyor. Yabancı kuralı ligimize zaten haksız bir rekabet sağlıyor; ama bu iki kulüp için bu haksız rekabet yetmiyor.
FIBA, milli takımlarda 1 devşirmenin oynamasına izin veriyor. Bu hakkı uzun zamandır Efes’in oyuncusu Larkin ve Fenerbahçe’nin oyuncusu Wilbekin ile kullanıyorduk. Bu iki oyuncu, sezon boyunca takımlarında Türk statüsünde oynuyorlardı.
Ama, ne zaman milli takım için oynamaları gerekse ya sakatlanıyorlardı ya da ortadan kayboluyorlardı. Sahip oldukları Türk pasaportunun gereklerini yapmıyorlar, ama Türk pasaportu sayesinde takımlarında diğer oyunculara göre daha fazla para kazanıyorlardı, Efes ve Fenerbahçe de Türkiye Ligi’nde haksız bir avantaj sağlıyordu.
Larkin ve Wilbekin’in Milli Takım’ı umursamaz bu tavırları nedeniyle; yakın geçmişte Dünya Şampiyonası ve Avrupa Şampiyonası’nda final oynayan Türk Basketbol Milli Takımı, 2 Olimpiyat ve 1 Dünya Kupası elemelerini geçemedi.
Belki Larkin ve Wilbekin yerine, devşirme hakkını başka bir oyuncuda kullansak katılabileceğimiz Olimpiyatlara katılamadık. Bir zamanlar ilk 5’ten ayrılmayan Türkiye, FIBA Dünya sıralamasında 27. sıraya kadar düştü. Güney Sudan, Gürcistan, Venezuela, Meksika gibi ülkeler bizi geçti.
Bunun en önemli nedeni; rakiplerimiz devşirme oyuncularını kullanırken, oyun planında yer verdiğimiz yabancı hakkımızı hep elemelerden birkaç hafta kala kaybetmemiz oldu. Larkin ve Wilbekin, son yıllarda hep Milli Takım’ın kaybetmesine neden oldular.
Geçtiğimiz yıl, Ergin Ataman bu vurdumduymazlığa dayanamadı. Bu iki oyuncu hakkında çok sert açıklamalarda bulundu. Kaçakların Milli Takım’da artık yeri yoktu. Milli takımımız için sevinmiştik.
Türk pasaportunu, sadece Türkiye Ligi’nde avantaj sağlamak için kullanan bu iki sporcu için de Türkiye Basketbol Federasyonu; yönetmeliklerine uygun şekilde bir karar aldı.
Larkin ve Wilbekin; hakketmedikleri Türk statüsünde ligimizde oynayamayacaktı. Türkiye Basketbol Federasyonu’nun bu kararını ayakta alkışlamıştım. TBF, Türk pasaportunun bu kadar ucuz olmadığını kanıtladı.
Efes ve Fenerbahçe bu karara itiraz etti. Her yönüyle haklı bu karara itiraz elbette reddedildi. Larkin ve Wilbekin’in millî formayı giymediği bu dönemde Fenerbahçe’de Türk statüsünde oynayan Tarık Biberovic, devşirme oyuncu olarak başarılı bir performans gösterdi.
Ancak, ülkemizdeki yabancı kuralı nedeniyle oyun kurucu yetiştiremiyorduk. Halbuki, 20-30 yıl önce en başarılı millî oyuncularımız oyun kurucularımdı. Dolayısıyla; devşirme hakkımızı oyun kurucudan yana kullanmak zorundaydık.
ŞANTAJ
Derken millî takımın Baş Antrenörü Ergin Ataman; çalıştırdığı Panathinaikos’un Galatasaray ile yaptığı hazırlık maçında Galatasaray tribünlerine parmaklarıyla 3-1 işareti yaptı. Ataman, futbolda Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi 3-1 yendiği karşılaşmaya gönderme yapıyordu.
Tüm kulüpleri kucaklaması ve her kulübe eşit uzaklıkta olması gereken Millî Takım’ın baş antrenörüne yakışmayan bir hareket olduğu kesin. Ataman, bu hareketi nedeniyle özür dilese de; Fenerbahçe fırsatı kaçırmadı. Millî Takım’a oyuncu vermeyeceğini açıkladı.
Güçlü bir federasyon bu şantaja ne der? Bırakın federasyonu, Fenerbahçe taraftarının bu şantaja nasıl tepki vermesi gerekir?
Bir tarafta Olimpiyata en fazla sporcu gönderen kulüp olmakla haklı şekilde övüneceksin, ama diğer tarafta Basketbol Millî Takımı’na oyuncu vermeyeceğini açıklayacaksın! O zaman Fenerbahçe sözünün gereğini yapsın!
Bu çıkışın tek bir açıklaması vardı. “Ergin Ataman Miilî Takım’ın başından ayrılsın.” Olur da Ergin Ataman Millî Takım’da kalırsa ve Fenerbahçe bu çıkış sayesinde başka avantajlar sağlarsa; bunun adı resmen şantajdır. Federasyon bu şantajı yer mi?
RÜŞVET
Derken, araya Türkiye Basketbol Federasyonu Seçimleri girdi. Başkanlık için; Efe Aydan gibi, Türk basketboluna hizmet vermiş ve tarafsızlığından kimsenin şüphe etmeyeceği bir aday bile vardı.
Milli Takım’a sporcu vermeyeceğini açıklayan bir kulübün mevcut Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu desteklemesini bekler misiniz?
Millî Takım’a oyuncu verme ama Federasyon Başkanı’na oy ver! Demokrasi böyle bir şey. Fenerbahçe, seçimde Türkoğlu’nu destekledi. Seçimin olduğu gün; tekrar seçilen Başkanı ve yönetimini ilk kutlayan kulüp de Fenerbahçe oldu. Efes, zaten Türkoğlu’nu destekliyordu.
Bir yıl önce; Larkin hakkında geri dönüşü olmayan açıklamalar yapan Ergin Ataman’a da “Larkin Millî Takım’a döndü” açıklamasını yapmak düştü. Öne Larkin’i koyup arkasından Wilbekin’i de “gerektiğinde yararlanacağız” ifadesi ile Türk statüsüne kavuşturacağını belirtti.
Türkçede ağır deyimler var; söylenen sözün geri alınmasıyla ilgili. Bulutsuzluk Özlemi’nin en sevdiğim şarkı sözüdür “Sözlerimi geri alamam, yazdığımı tekrar yazamam” sözleri.
Daha bir yıl önce Millî Takım’ın Larkin ve Wilbekin yüzünden zarar gördüğünü söyleten ataman değil miydi?
En önemli maçlardan önce bu iki oyuncunun kaybolduğunu söyleyen, Ataman değil miydi? Fenerbahçe ve Efes’in bu 2 oyuncuyu 6. yabancı olarak kullanarak ligde haksız avantaj sağladığını Ataman söylememiş miydi?
TBF, Fenerbahçe’nin şantajına boyun eğiyor. Bu şantaja boyun eğerken de Ataman’ı kullanıyor. Zaten yabancıdan geçilmeyen ligimizde, kadrosundaki fazla yabancı oyuncu ile haksız avantaj sağlayan Efes ve Fenerbahçe’ye fazladan bir avantaj daha sağlıyor.
Parkede 4 yabancının oynadığı ligde Türk olarak Efes’in Larkin’i Fenerbahçe’nin Wilbekin’i sahaya sürdüğünü düşünün! Nerede adalet? Millî Takım’a zarar verdiğini söylediğin oyuncuları ödüllendirirsen, nerede vicdan?
GÜVEN
TBF; Efes ve Fenerbahçe’ye ligde bu avantajı tekrar sağlarsa, ligin diğer 14 takımı maçlara çıkmamalı. Süper ligimize adını veren sponsor, ülkemizin milli sigorta şirketi “Türkiye Sigorta” Gücünü adından alan bu şirketin, zaten, bu adaletsizliğe sponsor olacağını zannetmiyorum.
Adında Türkiye ve Sigorta kelimeleri barındıran bir ligin içinde ”güven” olmalı; şantaj ve rüşvet değil.
Bu ay millî takımımızın Avrupa Şampiyonası elemelerinde oynayacağı Macaristan Millî Takımı’nın devşirmesi ABD’li Mikael Hopkins Rus Ligi’nde oynuyor. Basketbol Süper Ligi’ne şaibe bulaşmaması için, birçok Millî Takım’da olduğu gibi devşirme hakkını Türkiye’de oynamayan bir basketbolcudan yana kullanmalıyız.
O zaman kullanacağımız devşirme tanımadığı oyuncularla oynar gibi komik bir iddia ile karşılaşabilirsiniz. Millî takımın ilk beşinin 2 oyuncusu Panathinaikos’ta, bir oyuncusu Monaco’da, geri kalanı Amerika’da oynuyor. Larkin ve Wilbekin de takımlarında 4 yabancı ile oynuyor zaten.
Basketbolu bu şantaj ve rüşvetten kurtarın!