Saraylı Orman, Şahin Aydın’ı hatırladın mı?
Dayağı hak eden bağcıyı döveriz elbet, önce üzümü yiyelim. Beşiktaş’ın stadı 3 yıla yaklaşan bir sürede tamamlanıp, açıldı. Yıkımını bizzat fotoğraflamıştım, yapılmış halini henüz görmedim ama sıkı bir Beşiktaşlı olan arkadaşım N.Can, uzman gözüyle çok beğendiğini söyledi. O dediyse, öyledir! Güle güle kullansın Beşiktaş camiası...
Beşiktaşlı aldanmaz, aldanmadı da... Verdi veriştirdi başkanının açılıştaki “omurgasız” haline. Siyasetin egemen figürleri karşısında, ezilip büzülen, acz içindeki söylemlerine. “İhaleye girecek herhalde” dedi, sosyal iletişim kanallarından... Anlayana en ağır itham, daha ne desin?
Diyeceğini dedi yıllardır, daha ne desin; “Saygıdeğer Cumhurbaşkanım, siz olmasaydınız bugün bu mutluluğu yaşamayacaktık. Allah razı olsun efendim!” sözleriyle, oturduğu koltuğu hafifletmenin ötesinde, kendilerini de “hükümsüz” kılan başkanlarına Beşiktaşlılar?
Bu Beşiktaşlıların, egemenlerin keyfini yeterince kaçıran, geleneksel “her şeye karşı” halleri zaten bir köşeye not edilmişti nicedir. Ne denli “hükümsüz” olduklarıysa, ertesi günkü açılış maçına giderken anlaşıldı. “Saygıdeğer Cumhurbaşkanı”nın destancı kolluğunun mutat şiddet gösterisi, -yetkiligillerin de açıklayamadığı neden(sizlik)le-, kadın-çocuk-yaşlı / erkek-genç demeden siyah-beyaz düşman(!) kuvvetlerine, Türk Polisi’nin gücünü bir kez daha ispatladı!
Herhalde Orman da şaşırmıştır, protokole onca iltifatının, mermi-gaz-su olarak geri dönmesine. “Kıyakçılığın sonu...” diye başlayan özlü söz de aklına gelmiş midir bilmem.
Bay Başkan’ın bugün önünde temenna çaktığı “büyüklerinin”, daha dün 110 yıllık kulübü, inşaatı engellemekle tehdit ettiğini Beşiktaşlılar unutmadı da, garip olan başkanın unutmuş görünmesi. (Bkz: “İddia olunan” 2014 Mart ayı ses kayıtları)
Kaçak yapılaşma cenneti İstanbul’da, 40 santimlik beton sütun farkı için inşaatı durdurtan da İstanbul’un şehremini biricik Kadir abisiydi, Orman’ın. Bu da unutulmadı.
Kaçak yapılaşma deyince, çağrışım yaptı şimdi...
Stattan loca sattığı, kendisiyle yemek yediği halde “hiç tanımam” diyebildiği meşhuuurr Reza Zarrab’la muhabbeti ortaya dökülünce, ilişkiyi doğrulayan başkana, daha ne diyecekti Beşiktaşlılar? Alnından mı öpecekti, Baba Hakkı’nın Seba’yı öptüğü gibi?
Bu başkan ve yönetiminin Gezi Direnişi’ne ve direnen Çarşı’ya karşı takındığı tavır da hafızalara derin derin kazındı. Ne demişti 15 Kasım 2014’teki Divan Kurulu toplantısında Basın Sözcüsü Metin Albayrak, “Üyelik başvurularını inceledik, gördük ki Gezi’ye katılanlar da var. Bu yüzden bir kez daha inceleme kararı aldık”
Fikret Orman’ın, aynen “Saygıdeğer Cumhurbaşkanı” gibi sarayla somutlaşan ruh halinin analizi ilginç olabilir. Daha geçen ay kulüp televizyonunda, “Bizi halk takımı diye tanıtıyorlar. Yok, öyle bir şey! Türkiye’nin en klas takımı, saray takımı Beşiktaş’tır” demekte beis görmedi. Tribünden geldiğine sık sık vurgu yapan bir Beşiktaşlının asla etmeyeceği bir laf, büyük gaf!
Gerçi bu başkan, entelektüel derinliği olmayan bir şahsiyet, vizyonu popüler kültürle şak diye çakışıyor. Misal, diyor ki; “Türkiye’nin cumhurbaşkanları, başbakanları, işadamları, bürokratları, paşaları Beşiktaş’tan çıkmıştır.” Belli ki, aklı-ufku “önemlilerle” sınırlı, onlar “lazım” çünkü her daim... Bilim insanlarına, sanatçılara, düşünürlere falan yer yok Orman’ın derinliklerinde...
Açılışta en gerçek görüntü çimlerin üzerindekiydi. Top gitti geldi, Fikret’den Tayyip’e; Tayyip’den, Davut’a; Davut’dan, Abdullah’a; Abdullah’dan, Tayyip’e; tekrar Abdullah’a, tekrar Davut’a ve sonunda muhtemelen başı dönen Beşiktaşlının, daha doğrusu tüm Türkiye’nin kalesine girdi her zamanki gibi!..
Stat açılışını coşkuyla yorumlayan, siyasi iktidarın megafonu haline gelmiş resmi televizyonun spikeri dedi ki; “İtalya’nın, İspanya’nın statları feci şekilde... Nerede bizdeki statlar, nerede onlarınki?” Dinlerken, istemsiz mırıldandım: “Paraları yoktur bizim kadar... Ya da akılları...” Bu stat konusunu enine boyuna yazacağım yakında. Yerle bir edilmiş Alsancak Stadı’ndan, tepesinde kazma bekletilen 19 Mayıs Stadı’na dek...
BAŞLIĞA GELELİM...
Açılışta Davut beyler Selçuklu’ya, Osmanlı’ya kadar gitti ama stat inşaatında can veren, sakat kalanlardan bahsetmedi. Siyasi anlayışı icabı olsa gerek. Tayyip beylerin zaten işi olmaz, böyle anlamlı bir günün tadını kaçıracak bu türden söylemlerle. Bilirsiniz, tatsız konulardan haz etmez kendileri, çocuk istismarcılarından falan... Toplumu germemek için elbet, halkını düşündüğü için... E, devlet ricali kaytarınca, bu işi gündeme getirmek de bizlere kalıyor.
9 Eylül 2014 gecesi saat 03’te, 3.kattan düşüp beli kırılan, Beşiktaş İnşaat A.Ş. taşeronu Ortadoğu Birlik İnşaat işçisi Ali Babuca 28 yaşındaydı. Kaza sonrası, malulen ve mecburen memleketi Adıyaman’a götürüldü.
27 Temmuz 2015’te, İsmail Kaya ve İbrahim Soner Dündar iskele çökmesi sonucu yaralanıp hastaneye kaldırıldılar.
20 Ocak 2016’da, 50 yaşındaki boya işçisi Şahin Aydın, iskeleden düşerek öldü. Beşiktaş Kulübü, “Elim kazayla ilgili detaylı bilgiler daha sonra iletilecektir.” açıklamasını yaptı. Muhtemelen, “Kim bu açıklamanın peşine düşer ki, unutulur gider” varsayımıyla... Zira açıklamanın devamı gelemedi bir türlü.
Bunlara, İlerihaber’de Emre Gürcanlı’nın değindiği şu önemli iş riskini de ekleyelim: “Dış cephe taş panel kaplaması için kesilen taşlardan yayılan tozun çalışma ortamını ve çevreyi neredeyse kar yağmış gibi bembeyaz yaptığını, o işçilerin hiçbir önlem alınmadan çalıştıklarını ve kim bilir ne kadar süreyle o toza maruz kaldıklarını ve muhtemelen silikozis olacaklarını bilelim, anımsayalım.”
2016’nın ilk 3 ayında en az 415 işçi, iş cinayetlerinde can verdi! Eve ekmek götürmek peşindeyken... Sektörel olarak “inşaat” yüzde 21 ile ikinci sırada. Nedensel olarak “düşme” yüzde 18 ile ikinci sırada. Tıpkı Beşiktaş stadındaki kazalar gibi. Beşiktaş Jimnastik Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı, inşaatçı Fikret Orman! O stadın bir yerlerine, kamu görevini lütufmuş gibi ifa ettiği, kamu kaynağını cebinden para veriyormuşçasına harcadığı halde methiyeler düzdüğün adamların adını yazdırana kadar, Şahin Aydın’ın adını yazdır da, bir kerelik şaşırt bizi.