Savaş sınıra dayanmışken -(TAMAMI)
Hafta ortasında İsrail ABD yapısı füzelerle Suriye’deki tesisleri vurdu. Hafta sonunda Suriye İsrail’e karşı topçu ateşiyle yanıt verdi.
Salı günü AKP grup toplantısında Başbakan artık alıştığımız biçimde Suriye Devlet Başkanı Esat’a verdi veriştirdi. Oysa bizim geleneksel dış politikamızın en önemli ilkesi bu tür olaylarda, taraf değil, tarafsızlığı ve barışı izleyen “Yurtta Barış Dünyada barış”tı.
2002 yılından bu yana iktidarda bulunan AKP Türkiye dış politikasını fütuhat ve savaş dönüştürmek isteyen resim veriyor?
Suriye düşman İsrail dost!
“Dini inanca dayalı” iktidar partisinin genel başkanı Sayın Başbakan ilk günlerde “Bizim referansımız İslamdır!” diyordu, sonunda bu noktaya gelineceğini hiç de açıklamamıştı.
ABD’nin Başkanı küçük Bush, Irak’ı kan ve barut kokularıyla ezip gerisinde milyonlarca gözüyaşlı Müslüman bıraktığında; onun Dışişleri Bakanı Bayan Rice ikiz kulelere uçakların çarpmasının faturası İslam’a kesildiğinde şöyle demişti:
“Artık dünya eskisi gibi olmayacak!”
Nasıl olacaktı o halde? Rice onu da açıkladı: Ortadoğu da 26 ülkenin haritası yeniden çizilecek”
Başkan Bush daha açık sözlüydü, “Bunun adı yeni Haçlı seferidir!” diyordu. Sonra Bush gitti Müslüman olduğu söylenen Obama ABD’nin ilk zenci başkanı oldu ve ikinci kez de seçildi.
Ne oldu da birden “Kardeşim Esad” birden “Düşman Esed” oldu İsrail ise, stratejik ve bölgesel müttefik? Onu Telaviv’de Netanyahu’nun eline telefonu tutuşturarak Erdoğan’la arasını bulan ABD Başkanı Obama’ya sormak gerek... Arap Baharı Tunus- Mısır- Libya- Yemen derken, Suriye’ye gelecekti. Geldi ve şimdi ABD tüm gücüyle Türkiye’yi Suriye’ye karşı itmekte. Elbette iyi kovboy rolünde.
Tam da yeni Kürt açılımı gündemdeyken Suriye ve İsrail arasında çatışmanın zamanı mıydı?
Bu olayı dış politika uzmanı Onur Öymen anlattı ve ben de o izlenimleri sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Bana öyle geliyor ki; ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin iki kez Türkiye’ye gelmesi, şimdi de Rusya’da Putin’le baş başa görüşmesi anlamlıdır. Türkiye ilk kez dış politikasını saldırganlığa çeviriyorsa, Başbakan ABD Dışişleri Bakanı Kerry istemedi diye Gazze’yi programını erteleyipv Washington Başkan Obama ile görüşmeyi yeğlediyse, işte o nedenle de grupta Esad’a kükrüyordu.
Saldırılar düşündürücü
Sayın Öymen’den Aldığım izlenim şu: “Birleşmiş Milletlerin Suriye Bağımsız Araştırma Komisyonu üyesi Carla del Ponte, İsviçre televizyonuna verdiği mülakatta, Suriye’deki muhalif güçlerin etkili bir kimyasal silah olan Sarin gazını kullandıklarına dair bazı bilgilere sahip olduklarını açıkladı. Del Ponte saldırı kurbanları, doktorlar ve hastane yetkilileriyle görüşülerek bu bilgilere ulaştıklarını söylemekte.
Del Ponte’nin görüşleri, son zamanlarda İngiliz ve Amerikan yetkililerinin muhaliflerin değil, Suriye Hükümeti’nin kimyasal silah kullandığına dair bilgiler olduğu yolundaki açıklamalarından çok farklı. Eğer Del Ponte’nin açıklamaları kanıtlanır ve Suriyeli muhaliflerin kimyasal silah kullandıkları kesinlik kazanırsa bu durum muhalif güçlere siyasi ve lojistik destek veren ülkeleri de güç durumda bırakacaktır.
Son günlerdeki diğer önemli bir gelişme de İsrail’in Suriye’deki bazı hedeflere üst üste yaptığı hava saldırılarıdır. İsrail’in hedefinin Lübnan’daki Hizbullah örgütüne Suriye üzerinden İran silahlarının gönderilmesini engellemek olduğu belirtiliyor. Arap Ligi İsrail’in Suriye’ye saldırısını kınamakta. Acaba bu durumda Türkiye de kınamayı düşünüyor mu?
İsrail’in amacının İran’daki nükleer tesislere yapacağı bir saldırıya karşı İran’ın da Lübnan’daki Hizbullah örgütü aracılığıyla İsrail’deki sivil hedeflere saldırmasını önlemek olduğu anlaşılıyor. Türkiye’deki gelişmeleri bölgedeki stratejik gelişmelerden bağımsız olarak düşünmek mümkün değildir. Türkiye’nin bölgedeki çatışmalara sürüklenmeden ve başkalarının kurguladıkları oyunların parçası olmadan varlığını sürdürmesi şimdi büsbütün önem taşıyor.”