Yandex
27 Nisan 2025 Pazar
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Savunması ABD’ye bağımlı Avrupa’nın ‘stratejik özerlik’ hayali

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Haftalardır Avrupa’nın gündemine oturan Trump-Putin ikilisinin Ukrayna savaşını sona erdirmesini, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ukrayna ve Avrupa’yı savunmak için silahlanma söylemini, Avrupa’yı saracak bir savaşı, ABD’nin Avrupa’yı terk etmesini, NATO’nun geleceğini, Atlantik ittifakının bölünmüşlüğünü ve 1945’den bu yana bizzat ABD tarafından yaratılan Batı sisteminin çöküşünü yazıyoruz.

Macron Avrupa’nın savaş ağası rolünü üstlenmiş durumda. AB liderlerini, Genelkurmay Başkanlarını, Savunma Bakanlarını, Maliye Bakanlarını Paris’te topluyor, Elysee Sarayı’nda ağırlıyor. Macron 5 Mart ulusa sesleniş konuşmasında “Ukrayna'da barış hızlı bir şekilde sağlansın ya da sağlanmasın Rus tehdidi göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa devletleri kendilerini daha iyi savunabilmeli ve daha fazla saldırganlığı caydırabilmelidir… Bu bağlamda NATO'ya ve Amerika Birleşik Devletleri ile ortaklığımıza bağlılığımızı sürdürüyoruz ancak savunma ve güvenlik anlamında bağımsızlığımızı güçlendirmek için daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Avrupa'nın geleceğine Washington ya da Moskova'da karar verilmemelidir. Ve evet, tehdit Doğu'ya geri dönüyor ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasından bu yana geçen otuz yılın masumiyeti artık sona erdi” açıklaması yaptı.

Yarattığı hayali “Rusya tehdidi” ile başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa’yı silahlanmaya çağırıyor. Fransız halkını “Rusya kapımıza dayandı dayanacak” yalanı ile kandırmaya çalışıyor.

Savunması ABD’ye bağımlı Avrupa’nın ‘stratejik özerlik’ hayali - Resim : 1

Avrupa’nın diğer savaş kışkırtıcısı küreselci liderleriyle birlikte askeri harcamalarını yüzde 1,5 daha artırarak 800 milyar avroluk bir savunma planı kararını alıyorlar. Ama bunu nasıl finanse edecekleri konusunda açık net bir plana sahip değiller. Son 5 yıldır ve özellikle Ukrayna savaşının başladığı 2022’den bu yana bütün ekonomik zorluklarına rağmen zaten silahlanmaya önemli bütçeler ayırmışlardı.

AVRUPA SİLAH İTHALATINI BİDEN DÖNEMİNDE İKİYE KATLADI

Avrupa savunması hala büyük ölçüde ABD’ye bağımlı. Bu durum öyle kısa vadede değişecek gibi görünmüyor. Birinci Trump döneminde ABD ile bir çok konuda ayrışan ve çatışan Avrupalı küreselci liderler Biden döneminde silah ithalatını neredeyse ikiye katlamıştı. ABD’nin Ukrayna bataklığına sürüklediği Avrupa ülkeleri 2020-2024 döneminde silah ithalatını 2015-2019 dönemine kıyasla %105 oranında artmıştır. Bu silahların %64'ü Amerika Birleşik Devletleri tarafından tedarik edilmiştir (2015-2019 döneminde bu aran %52).

Fransa Başbakanı François Bayrou 5 Mart’ta Senatoda yaptığı konuşmada “Avrupa Birliği'nin silahlarının üçte ikisi ABD'den satın alınıyor” itirafında bulunmuştu. Pieter Wezeman Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) son raporuna göre , 2024 yılında Avrupalılar tarafından ithal edilen askeri teçhizat hacminin yarısından fazlası Atlantik ötesinden geldi. SIPRI araştırmacısı Pieter Wezeman’a göre Avrupa donanmaları “neredeyse sadece Avrupa teçhizatıyla silahlandırılırken, Avrupa'nın ABD'den çok sayıda hava savunma ve havacılık silahı ithal ettiğini” belirtiyor. “2020'den bu yana yurtdışına sipariş edilen 24 hava savunma sisteminin yarısı Amerikan. Bazı savaş helikopterleri ve insansız hava araçları gibi diğer ekipmanlar da sadece ABD'de üretiliyor. Kendi topraklarında kendi ekipmanlarını çok az üreten ya da hiç üretmeyen Avrupa ülkeleri için ABD vazgeçilmezdir” diye ekliyor.

Savunması ABD’ye bağımlı Avrupa’nın ‘stratejik özerlik’ hayali - Resim : 2
Savunma Bakanları Paris'te

Almanya'da ABD'den yapılan ithalatın payı son beş yılda neredeyse yüzde 61 oranında artmıştır. Bugün Almanya'nın silah ithalatının üçte ikisinden fazlası (%70) ABD'den gelirken, 2015-2019 yılları arasında bu oran %9'du. İsveç (+82 puan), Romanya (+45), İspanya (+44) ve Slovenya (+38), beş yıl öncesine kıyasla savunmaları için Washington'a daha fazla bağımlı olan ülkeler arasında yer alıyor.

F-35’LERİN İPİ ABD’NİN ELİNDE

Revue Défense Nationale'in editörlüğünü yapan General Jérôme Pellistrandi “ABD son zamanlarda Avrupa'ya çok sayıda F-35 uçağı ve bunlarla birlikte gelen hizmetleri satmayı başardı” diyor. Toplam on üç Avrupa ülkesi yakın zamanda ABD'li üretici Lockheed-Martin'e sipariş verdi: Belçika 34, Almanya 35, Polonya 32, İtalya 90, İngiltere 48 F-35 sipariş etti. General Pellistrandi’ye göre “Bu uçakların bazı parçaları Lockheed-Martin tarafından yetkilendirildiği üzere Avrupa'daki fabrikalarda üretilse de, F-35'leri satın alanlar, uçakların bakımını yapma hakkını saklı tutan Amerikalılara bağımlı kalmaya devam edecekler” diyor. Eğer ABD bu hizmeti, yedek parçaları ya da bu uçaklarda bulunan Amerikan silahlarını engellemeye karar verirse, “bu uçakların kullanışlılığı ciddi şekilde sorgulanır” diye uyarıyor.

MACRON’UN ‘STRATEJİK ÖZERKLİK’ PLANI BİR HAYAL

Bunun yanında Avrupa’da on binlerce Amerikan askeri ve İzlanda'dan Türkiye'ye kadar uzanan kırktan fazla askeri üste bulunmaktadır. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Jenny Raflik-Grenouilleau “Silah alımları her ülkenin karar vereceği bir konu olsa da Avrupa savunma sanayileri kendilerini yeterince bireysel olarak konumlandırmadılar ve Avrupalılar büyük ölçüde ABD'ye bel bağladılar" diyor. Hızla silahlanma kararı veren Avrupa’nın kısa bir sürede silahlanmanın alt yapısını oluşturması, var olanı yenilemesi ve üretime geçmesi zaman alacaktır. Grenouilleau “Avrupa'yı yeniden silahlandırmak” için planlanan 800 milyar avronun ABD şirketlerine gideceğini söylüyor “Eğer Avrupalılar hızlı bir şekilde silah satın almak istiyorlarsa, onları hızlı bir şekilde satabilecek olanlara yönelmek zorunda kalacaklar” diye uyarıyor. “Ve korkarım ki Avrupa'nın egemenliği hiç de güçlenmeyecek” diyor.

AB ve Birleşik Krallık'ın, özellikle Macron tarafından savunulan bir kavram olan “stratejik özerklik” kazanmak için savunma sanayi ve teknoloji tabanlarını güçlendirmeye çalıştıkları bir dönemde bu tablo Avrupa’nın çıkmazını gösteriyor.

ASKERİ YATIRIMLAR FRANSIZ EKONOMİSİNİ DURGUNLUKTAN ÇIKARIR MI?

Macron askeri harcamaları gayri safi sanayi hasılasının (GSYİH) %3,5'ine çıkarma hedefi koydu, oysa ülke şu anda %2'nin biraz üzerinde harcama yapıyor. Bu da Fransa'nın yılda fazladan otuz milyar avro harcaması gerekeceği anlamına geliyor. Silahlı Kuvvetler Bakanı Sébastien Lecornu'ya göre, Fransa'nın bu yılki 50.5 milyar avroluk savunma bütçesinin 2030 yılına kadar yaklaşık 67 milyar avroya yükselmesi bekleniyor. Bırakalım %3,5’a yükseltmeyi, 20 Şubat'ta Elysee Sarayı'nda parti liderlerine konuşan Fransa Cumhurbaşkanı, GSYİH'nin %5'inin askeri harcamalara ayrılması gibi olası bir hedeften bile bahsetti. 2025 bütçesi için yüzde 5,5 açık öngören, kamu borcu milli gelire göre yüzde 115’e ulaşan ve her yıl 60 milyar faiz ödeyen Fransa bunun altından nasıl kalkacak? Konuşmasında savunma harcamaları için vergileri artırmayacağını söyledi. Öyleyse vergileri yükseltmeden ya da bütçe açığını arttırmadan savunma harcamalarını yılda on milyarlarca avro arttırmak için daha fazla zenginlik yaratmak ve ekonomik büyümeyi sağlamaları gerekecek.

Savunması ABD’ye bağımlı Avrupa’nın ‘stratejik özerlik’ hayali - Resim : 3
Polanya, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere Savunma Bakanları Paris toplantısı

Ekonomi Bakanı Éric Lombard “Şüphesiz daha fazla çalışmamız gerekecek” diyor. Macron’un eski bakanlarından Roland Lescure de “Daha az çalışarak savaş çabalarını finanse edemeyiz” tespitinde bulunuyor. Fransa Çalışma, Sağlık ve Dayanışma Bakanı Catherine Vautrin işçilerden “yıl boyunca fazladan yedi saat, yani her hafta fazladan on dakika ücret almadan çalışmalarını” istedi. Emeklilik yaşanın 64’e çıkaran yasanın tartışmaları devam ederken, Macron, savaş çabalarına katkıda bulunmak için emeklilik yaşını 70'e çekmeyi düşünen Danimarka'yı örnek gösterdi. Çalışma Bakanlığı kabine direktörü Antoine Foucher, son elli yılda “savunma harcamalarımızı yarıya indirdiğimizi (GSYH'nin %4’ünden %2’sine) ve emeklilik harcamalarımızı iki katına çıkardığımızı (%7‘den %14’e) göz önünde bulundurmamız gerektiğini” ifade etti.

‘EKONOMİMİZ HALK İÇİN DEĞİL, SAVAŞ İÇİN İNŞA EDİLECEK’

Observateur-continental sitesi yazarlarından Pierre Duval’ın aktardığına göre Reservoir Live sunucusu, “Her halükârda bu çok tuhaf ve Fransızlar korkmuş durumda” diyor. “Hasta siyasi rejimin Cumhurbaşkanı bu akşam bize Rusya'nın askeri potansiyelini arttırdığını ve bizim de arttırmamız gerektiğini açıklamak için grafikler sundu” diye devam ediyor ve ‘Ekonomimiz halk için değil, savaş için inşa edilecek’ diye kınıyor. Reservoir Live sunucusu, pek çok Fransız gibi, “savaş ekonomisine doğrudan giriyoruz ve bu oldukça puslu, çünkü finansman söz konusu olduğunda durum çok net değil” diyor. Devlet Fransızların birikimlerini yağmalayacak mı? diye soruyor.

HALKIN TASARUFLARINA GÖZ DİKTİLER

Le monde gazetesinden Béatrice Madeline “Aralık 2024'te 600 milyar avrodan fazlası düzenlenmiş hesap cüzdanı tasarruf hesaplarında bulunuyor. Hayat sigortası poliçeleri yılın başında 2 trilyon avro sınırını aşmış. 20 Mart'ta Ekonomi Bakanı Eric Lombard ve Silahlı Kuvvetler Bakanı Sébastien Lecornu, bu tasarrufların askeri harcamaların finansmanına yönlendirilmesine yönelik bir mekanizmayı görüşmek üzere bankacıları ve sigortacıları bir araya getirdi” diye yazıyor. “Ancak büyümeyi artırmak için bu kaynakların Fransız işletmelerine aktarılması gerekiyor, aksi takdirde ithalat faturasını şişirmekten başka bir işe yaramayacaktır” diyen Madeline “Dassault, Thales, Airbus gibi birkaç büyük ismin yanı sıra 26 bin kadar KOBİ gibi hizmet sağlayıcı ve taşerondan oluşan sektörün hızlı bir şekilde büyümeye geçebilmesini sağlayacağını” ifade ediyor. Ve ayrıca “gerekli insan gücüne” dikkat çekiyor.

‘AB çöktüğünde Rusya’ya bizi kurtarması için yalvaracağız’

Avrupa Parlamentosu eski üyesi ve Ulusal Ekonomistler Birliği Başkan Yardımcısı Bernard Monot, Sratpol Stratejik ve Politik Analiz Merkezi sitesinde bir yazı kaleme aldı. Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa Birliği ülkeleri için doğuracağı sonuçları değerlendiren Monot, özetle şu görüşleri ifade etti:

“Öncelikle bunun bir savaş değil, Rusya'nın Donbass'ı korumak için başlattığı özel bir askeri operasyon olduğunu söylemek isterim. 2016 yılında Avrupa Parlamentosu üyesi olarak Donbass'taydım, Maydan'ın tarihini biliyorum -Ukrayna'daki darbe-. Yaşanan her şey Amerika'nın Batı Avrupa ve Rusya'yı bölme girişimlerinin bir sonucuydu.

AB GÜÇLÜ DEĞİL

“Avrupa Birliği ve NATO liderleri kendi uluslarına iftira atıyor. Putin ve Trump ise ülkelerini ve halklarını seviyorlar. Avrupa'da uzun zamandır vatanseverlik ruhu yok: yıllardır sözde Avrupa Birleşik Devletleri'nden bahsediyoruz. Avrupa Birliği'nin güçlü olduğuna inandırıldık ama gerçekte zayıftı. Bugün Avrupalı liderler savaş ekonomilerini meşrulaştırmak için açıkları ve borçları arttırmak, özellikle de Fransız ve Almanların tasarruflarını hortumlamak zorunda kalıyorlar. Macron, gerçekleşmemesi gereken bir savaşın yaklaştığından bahsediyor. Rusya'nın Avrupa Birliği'ni işgal etmek gibi bir arzusu olmadığını, tam tersine, çok iyi biliyoruz. Batı Avrupa ile Rusya arasındaki bu sözlü atışmaları dinlemek zorunda kalan Putin'in ne kadar sabırlı olduğunu da görebiliyoruz.

Bazı politikacıların Avrupa Birliği'nin çöküşünü savaşla maskelemeye çalıştığını söyleyebilirim. Ben uzun zamandır bu küreselci politikalara karşıyım. BRICS bloğunun diğerlerinin yanı sıra Batı Avrupa ve Fransa'nın da çıkarına olduğunu düşünüyorum. Fransa'nın bu siyasi, kültürel ve ekonomik ittifakın bir parçasını oluşturmak üzere BRICS içerisinde temsil edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu durumda Amerika Birleşik Devletleri (Batı) ve BRICS (Rusya) arasında dengeleyici bir rol oynayabilir, serbestçe ticaret yapabilir ve zenginleşebiliriz.

‘AVRUPA SAVAŞI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR’

“Macaristan Rusya konusunda büyük ölçüde olumlu ve Avrupa Komisyonu'nun diktası altında yaşamak istemiyor. Avrupa Birliği'ni totaliter bir devlete, Dördüncü Reich'a dönüştürmeye çalışıyorlar. Yeni Alman Şansölyesi daha önce büyük bir Amerikan finans fonu olan Black Rock'ın ana yöneticilerinden biriydi.”

"Rusya ile ABD arasında barış görüşmelerinin başlamış olması çok iyi bir şey. Bugün Avrupa Birliği ve Macron bunun yerine savaşı sürdürmeye çalışıyor. Fransa tarihsel olarak Rusya'nın dostudur. Avrupa'nın ve Batı'nın başarısızlığının barışın sağlanmasında olumlu bir rol oynayacağına inanıyorum. Ekonomi kulübümüz içerisinde Fransa'nın BRICS'in tarafsız bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz. Fransa Avrasya ülkeleri ile işbirliği yapmalıdır. Bizim en büyük hayalimiz Avrupa'yı Avrasya projelerine dahil etmektir. Rusya, ihtiyacımız olan çok önemli doğal kaynaklara sahip. Ve bence aramızda dostane diplomatik ilişkiler olmalı. AB çöktüğünde, Rusya'ya gelip Fransa ve Avrupa'yı kurtarması için yalvarıyor olacağız.”

https://stratpol.com/nous-assistons-a-la-fin-de-lunion-europeenne-apres-son-effondrement-nous-supplierons-la-russie-de-venir-sauver-leurope-et-la-france/

Avrupa Emmanuel Macron