Sayın Aysal’dan davet bekliyorum -(TAMAMI)
Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal’ı gönülden kutluyorum. Gerçekleşsin veya gerçekleşmesin, Rıdvan Dilmen’i konuk olarak Galatasaray televizyonuna davet etmesi muhteşem bir olaydır. Bazı uygulamalarını beğenir, bazılarını beğenmezsiniz. Bazen eleştirir, bazen övgü yağmuruna tutarsınız. Ama bu yaptığı günümüzün örümcek kafalılarını aşmak, öteye geçmektir. İşte büyük kulüplerimizin başkanları böyle jestler, davranışlar ve radikal kararlar verebildikleri için büyük başkan oluyorlar.
Elbette ki, Galatasaray’ın haklarını koruyacak. Bu arada Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a, Trabzonspor’a Federasyona ve diğerlerine kulübünün çıkarları lehine karşı çıkacak, eleştiriler de yapacak. Yapmazsa zaten Galatasaraylı olamaz. Bu arada Rıdvan Dilmen’e de bravo. Sayın Aysal’ı zor durumda bırakmamak için futboldaki gibi zekasını kullandı ve olay çıkmamasını sağladı. Devam sayın Aysal, barış gelecekse böyle gelecek. Barış eleştirmemek değil, bir arada olarak uygarca eleştirmekten geçer.
Sayın Aysal, belki sizin ve bazıları için çok önemli değildir. Ama kendi çapımda iki dönem, 4 yıl TSYD Genel Başkanlığı yaptım. 40 yıldır spor yazarlığının içindeyim. Bu arada 10-12 yıl kadar tüm liglerde futbolculuğum da var. Törenlerde, davet edildiğimizde rahmetli Özhan Canaydın ile el ele sahneye çıkardık. Beni davet ederseniz seve seve Galatasaray televizyonunda sizinle birlikte olmayı çok isterim. Öyle veya böyle, bu köhne futbol anlayışını ya değiştireceğiz, ya da değiştireceğiz.
Yobo’dan müjdeli haber
Televizyon veya radyoda haber dinliyorsunuz. Spiker hanım haberin önce başlığını okuyor... “ Yobo’dan Fenerbahçe’ye müjdeli haber geldi...” Şimdi siz bu anonsu duyduğunuzda ne zannedersiniz. Ya Yobo sakattı, iyileşti. Ya da mükemmel bir form gösterip, Dünya Karması’na seçildi falan, öyle ya..
Haberin gerisini duyduğumda az daha küçük dilimi yutacaktım. Meğerse Yobo formsuzluğu nedeniyle Afrika Uluslar Kupası’nda mücadele edecek Nijerya Milli Takımı’nın 26 kişilik kadrosuna alınmamış. Böylece belki de 1 ay sarı lacivertli formadan uzak kalma tehlikesi ortadan kalkmış. Antalya’da yapılacak devre arası kampınının tamamına katılabilecekmiş vs.
İnsaf yahu, Nijerya Milli Takımı Yobo’nun bu yılki formsuzluğunu farketmiş. Kadroya alınmamış ama bunun neresi müjde. Zaten sonradan Yobo’nun ayın 15’inden sonra Milli takımına gideceği açıklandı ya neyse. Burası ayrı konu. Hanım kızımız diyecek ki, haberi editör yazdı. Sizin hiç aklınız, fikriniz yok mu? Ağabey böyle olmaz, bu mantıksız diyemez misiniz? Ama ne diyelim, burası Türkiye, bizde böyle, öyle ya...
Ahlaklı Hagi, ahlaksız Meireles!
Hakem kararlarına fazla girmiyelim diyoruz. Olmuyor, meydanı boş bulan sallıyor. İşi Nouma’ya, ahlaka dayandırdılar. Daha da ötesi Meireles neredeyse tüm Türkiye’nin ahlakını bozan, çocukları kötü yola iten bir hain oldu. Sebebi de ne olduğu belli olmayan, bana göre net olan bir hareket yaptı. Tüm futbolculara sorun bakın Meireles’in hareketinin tercümesi üç aşağı beş yukarı şudur.
“Bana faulü çalıyorsun, kartı veriyorsun. Ama bana yapılan faulleri çalmadın, kart vermedin. Çünkü iki sarıdan kırmızı olacaktı. Sıkmadı değil mi?”
Böyle yapınca karşılığı olan ceza elbette verilmeliydi ve abartılı verildi. Sonrası doğru yere çekildi. Beni şaşırtan buna “müdahil” olanlar. Bazıları balık hafızalı. Asalım, keselim diyip kısa süre önce olanları unutmuş görünüyorlar. Hagi’nin attığı ahlak tohumları ne çabuk unutuldu. Neredeyse heykeli dikilecek. Evet, futbolculuğuna kimse bir şey diyemezdi. Türk ordusu üniformasını giyen hakemin yakasına sarılıp küfür ettiği yetmiyormuş gibi bir de tükürmesi kırmızı kart bile olmadı.
Bülent Korkmaz’ın sahadaki davranışlarını falan geçelim. Zira söylendiğine göre saha dışında çok şeker bir çocukmuş, sahada canavarlaşıyormuş. Ama şimdilerde Melo ile özellikle Engin’in yaptıkları ortada. 12 maç cezadan döner dönmez aynı hareketlere başlayan Engin neyse ki Teknik Direktörü cezalandırdı. Oturduğu “sandalyenin çatlak” olduğunu anlatmak için apış arasını gösteren, onu çekmeyin, bunu çekin” diyen deneyimli teknik direktörü tarafından şimdilik akıllanması umuduyla kızağa çekildi.
Federasyon kararı değişmezse giremezsin
Biliyorsunuz, büyük maçlarda deplasmana rakip takımın seyircilerinin alınmaması kararı var. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın “Stadımıza hiçbir Galatasaray taraftarı giremez” demesi bir kesimi kızdırdı. Oysa Arena’da oynanan ilk maçtan önce sarı lacivertliler bu konuda resmi başvuru yapıp yasağın kalkmasını istemişlerdi.
Şimdi rövanş maçının yolu yavaş yavaş yapılmaya başlandı. Ustalarımızdan Hıncal Uluç da “ben Galatasaraylıyım ve Fenerbahçe stadına gider maç seyrederim” demiş. Hıncal ağabeyimizin yaşı olgunlaştıkça kendine göre kural yaratması da çoğalıyor. Sallama Hıncal Ağabey. Galatasaraylı olarak kural değişmezse giremezsin. Ancak TSYD’ye başvurur da spor yazarı olarak akredite olursan girebilirsin. Onun için de çalıştığın kurumun müdürünün adını bildirmesi veya sarı kart kontenjanında yer olması gerekiyor. Belki unutmuşsundur diye hatırlatayım dedim.