Seçim davulları çaldırmayın!
Vatandaş mübarek kurban bayramına müjde ile gireceğine maalesef vergi zammı beklentisi ile girmiş oldu.
Aslında geçen sene de benzer bir durumu bayram sonrası yaşamıştık.
Ekonomi yönetimi bütçeyi toparlayabilmek için akaryakıt başta olmak üzere birçok kalemde vergi ve fiyat düzenlemesine gitmişti.
Fakat fiyatlamalar üzerinde katlamalı etkisi olan bu düzenlemelerin sonucunda mayıs seçimleri öncesi yüzde 40'ın altına inen enflasyonun bu mayısta yüzde 75'lere kadar yükseldiğini gördük.
Bu nedenle özellikle muhalefet tarafından iktidarın ekonomi yönetimine karşı ‘Hem faiz yüksek hem enflasyon yüksek biz ne anladık bu işten’ tarzında bir itiraz yükseliyor.
Üstünkörü bakınca buna katılmamak mümkün değil.
EMEKLİ ZAM ALACAK MI?
Elbette ekonomi yönetimi ülkenin dış finansman ihtiyacını uygun koşullarda karşılayabilmek için en kolay yönetilebilir alan olan bütçe tarafını toparlamayı öncelik edindi. Yapılan faiz artışları ve vergi artışları ile beraber dış kaynak girişi sağlandı, rezervler toparlandı, bütçe toparlandı, düşen CDS'lerle birlikte dış borç maliyeti düştü vs.
Elbette bunlar tablonun olumlu tarafları.
Fakat bir de işin olumsuz tarafı var.
Yılın geçen altı ayındaki yüksek enflasyona karşı yılın ikinci yarısında asgari ücretliye zam yapılmayacağı belirtildi. Emekliler hâlâ maaş artışı olacak mı olmayacak mı onu hesap etmeye çalışıyorlar. Yine memur ve memur emeklisinin maaş artışlarının gerçekleşen enflasyon mu, beklenen enflasyon mu, yoksa hedeflenen enflasyon mu dikkate alınarak düzenleneceği tartışma konusu. Zaten uyulmayan yüzde 25'lik kira artış sınırının kaldırılacağının belirtilmesi ile beraber bu tarafta oluşacak sıkıntılar da cabası.
ZOR DÖNEMDE KOLAY ÇÖZÜM OLMAZ
Esasen geçen sene yeni ekonomi yönetimi göreve gelir gelmez yapması gereken çok kazanandan çok vergi alınmasına yönelik ilke doğrultusunda salınacak haksız kazanç vergileri ile beraber bütçe toparlanabilecekken genel bir zam furyası başlatılarak enflasyon konusunda da başarısız olundu.
İktisat öyle bir alan ki kolaya kaçtığınız vakit bunun dışsallıkları fazla oluyor.
İstihdamı artırmak ve ekonomik canlılığı 2023 Mayıs seçimine kadar yüksek tutmak için yapılan faiz indirimleri yüzünden piyasada hatlar koptu ve fiyatlama davranışları bozuldu. Oysa gene aynı canlılık çok daha spesifik kredilendirmelerle ve belki de kamu eliyle gerçekleştirilecek yatırımlarla yapılabilirdi. Mayıs seçimleri sonrası göreve gelen ekonomi yönetimi de bütçeyi toparlamak için; özellikle geçen süreçte sebepsiz zenginleşen, spekülasyonlardan beslenen rant ekonomisinden gelir elde eden kesimlere yönelik bir rant vergisi uygulamasıyla bunu yapabilirdi. Fakat kolay yolu seçti. Onun da bize yansıması yüksek enflasyon ve hemen peşinden gelen yüksek faiz oldu.
ANKARA BİZİ DUYSUN!
Şimdi ise bir vergi paketidir gidiyor. Halihazırda vatandaş spekülasyon ve rant yüzünden geçen süreçte otomobile ulaşamazken, Çinli otomobil markaları uygun fiyatlı araçlarını pazara sunarak vatandaşın erişilebilir fiyatlarla otomobile sahip olmasını sağlamışlardı. İthalat çok artınca bunun önüne geçmek için ilave gümrük vergileri getirildi. Vatandaşın otomobil alma hayali yine yarım kaldı. Üstüne hemen bayram öncesi ilave vergilerin salınacağına dair bir taslak basında yer aldı. Bu taslakta son derece akıllıca bulduğum ve yapılmasını desteklediğim; uluslararası şirketlerden vergi alınması, ilave konut ediniminden vergi alınması, bir takım yüksek kazançların vergilendirilmesi gibi konular bir yana yine emekçi kesimlere yönelik bazı düzenlemelerin yapılacağı işareti veriliyor.
Vatandaşın şu halde ilave bir maliyete katlanacak hali kalmadığını herhalde Ankara'dakiler de görüyordur. Bilhassa yerel seçimler sonrası iktidarın ekonomik nedenlerle ciddi oy kaybına uğraması yüzünden muhalefet tarafında, liderler tarafından olmasa bile, bazı odalardan "iktidar güven oyu alamadı, en kısa sürede genel seçime gidilmeli" sesleri alttan alta dillendiriliyor. Elbette bu beklentinin geniş halk kitleleri nezdinde herhangi bir karşılığı yok. Fakat Avrupa parlamentosu seçimlerindeki tablo sonrası birçok Avrupa ülkesinde seçim işareti verilmesi ve bazı iktidarların değişeceğinin görülmesinden hareketle bu yönde bir algı oluşturma çabası yükselecektir. Şayet emekçi sınıflara enflasyonist dönemin yükü yıkılmaya devam ederse bu algının halk nezdinde de oluşmasının önü açılacaktır.
'GÖLGE KABİNE' NE DEMEK?
Tam da bu nedenle vergi paketi düzenlemesi dikkatle ele alınmalı, iyi irdelenmeli, kamuda tasarruf ve verimlilik paketi ile halk nezdinde oluşturulamayan olumlu algı, haksız zenginleşen kesimlere vergi salınması ile oluşturulabilir.
Gittikçe bozulan gelir dağılımını düzeltmek için girişilecek her çabanın mevcut ekonomi yönetimine artı yazacağı, bunun aksi yönündeki her tasarrufun ise sadece ekonomi yönetiminin değil tüm bir iktidar ve Cumhur İttifakının aleyhine durum oluşturacağı hepimizin malumu.
Nitekim ana muhalefet tarafından kamuoyuna "gölge kabine" şeklinde yansıtılan oluşum, bazı medya organlarınca da belki kasıtlı belki kasıtsız kanıksanmış durumda. Nihayetinde bayram sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhuriyet Halk Partisi ekonomi kurmaylarının yapacağı görüşme, bazı gazete sayfalarında "Gölge kabinenin Hazine ve Maliye Bakanı Yalçın Karatepe, Mehmet Şimşek'i ziyaret edilecek" şeklinde haberleştirildi. İktidar cephesi bilmem tehlikenin farkında mı?
YAŞAR HOCAMA SAYGIYLA
Bu mübarek bayram günü yazıma son verirken bir duyuruyu da yapmak istedim. Merhum ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün kıymetli oğlu, dostum ilahiyatçı Mustafa Tahir Öztürk haber etti.
Yaşar Hoca'nın "Sen Yoksan" adlı şiiri, Atilla Coşkun Toksoy, Mustafa Tahir Öztürk, Ayşegül Kostak Toksoy besteledi. Eser 26 Haziran'da dijital mecralarda yayına verilecek. Bu vesile ile hem merhum hocama hem bütün göçen dostlarımıza rahmet diler hem de sizlerin bayramını tebrik ederim.