Seçim öncesi zamlar kabus gibi...

Uzun süredir Türkiye’nin gündemi aynı.

İlk sırada ekonomi ve işsizlik var.

Gıda, yaş meyve sebze, et-süt ürünleri…

Raflarda bırakalım ucuzu, “makul fiyat” kalmadı.

Halkın ezici çoğunluğunun tükettiği belli.

Sayısı da 15-20’yi geçmiyor.

Büyük kısmı temel gıda maddeleri.

Fiyatları ise hiç durmuyor.

Halkın enflasyonu ile TÜİK’in enflasyonu farklı.

Arada uçurum var.

TÜRK-İŞ ARAŞTIRMASI

Türk-İş her ay,

“Açlık-yoksulluk sınırı” araştırması yapar.

Herkesçe de güvenilir bulunur.

Ekim ayı sonuçları içimizi acıttı.

“Açlık” sınırı asgari ücretin epeyce üstünde.

“Asgari ücret” 2 bin 825 TL.

“Açlık” sınırı 3 bin 93 TL.

“Yoksulluk” sınırı ilk kez 10 bin lirayı aştı.

Bunun anlamı şu:

“7 milyondan fazla işçi asgari ücretle çalışıyor. Bunların hepsi ‘açlık’ sınırının altında.

Asgari ücretin biraz üstünde çalışanlar da ‘açlık’ sınırında.

Çok geniş bir kesim yoksullaşmış.”

VATANDAŞIN HALİ

Vatandaşın hali giderek kötüleşiyor.

Marketlerde kasalarda iç sızlatan olaylar yaşanıyor.

Parası yetmediği için aldığı ürünü iade edenler.

“Yetersiz bakiye” diye geri çevrilen kredi kartları.

Halini başkası görmesin diye gizlemeye çalışanlar.

Zaman zaman gözyaşlarını tutamayanlar…

Kasiyer bir genç kızla sohbet ettim.

Gözlemlerini şöyle anlattı:

“Bizim müşterilerin çoğu memur, işçi, emekli...

Kilo ile alanların sayısı sürekli azalıyor.

Müşteri kasada ödeyeceği fiyatı aşağı yukarı bilir.

Cebindeki paraya ya da kredi kartının duruma göre alışveriş yapar.

Hesabı yanlış yapmışsa fena oluyorlar.

Bazı ürünleri iade etmesi lazım.

Hangi ürünü iade edeceğine karar veremiyorlar.

Aslında hepsi ihtiyaç.

Ama paraları yetmiyor.

Bazen geceleri uyuyamadığım oluyor.”

ÜRETİM BOYUTU

Peş peşe gelen zamlar üretimi de zorluyor.

Tarım sektöründe sıkıntı büyük.

Çiftçi 2022 sezonu için ekime başladı.

Ama gübresiz tohum attı.

TZOB verilerine göre son bir yılda;

Amonyum sülfat gübresi yüzde 200,

Amonyum nitrat gübresi yüzde 195,

Üre gübresi yüzde 239,

DAP gübresi yüzde 159,

Kompoze gübresi yüzde 130 arttı.

Gübresiz ekim üretim için sorunlu.

Rekoltenin düşmesi sürpriz olmayacak.

Artan döviz kurlarıyla, ihtiyacı ithalatla karşılamak da kolay değil.

ÇİFTÇİ TARLADAN UZAKLAŞMAMALI

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçinin tarladan uzaklaştığını söyledi.

Çiftçiyi tarlaya döndürmenin önemini vurguladı.

“Önümüzdeki dönem için alınacak tedbirler acilen açıklanmalı. Çiftçimizin artan maliyetlerini hasatta yüksek fiyat vererek karşılama düşüncesi yetersiz kalacaktır. Çünkü geçen yıl yaşanan kuraklık, gelirlerinde azalma, girdi maliyetlerindeki anormal artışlar nedeniyle üreticilerimiz, girdi temini ve finansmanında zorlanacaktır. Üreticilerimiz ya gübreyi ve diğer girdileri daha az kullanacak, ya maliyet hesabı yaparak üretimden uzaklaşacaktır.” dedi.

SANAYİDE DE AYNI

Sanayide de durum aynı.

Türk sanayisi ithalata dayalı.

Ham madde ve ara mal ithal ediyor.

Onları işleyip ihraç ediyor.

İç piyasaya veriyor.

Döviz kurlarındaki artış maliyeti de yükseltiyor.

Bu aralar üretimde zorlananlar var.

Bütün girdilerde fiyat artışı yaşanıyor.

En son doğal gaz zammı.

Yüzde 45.

Maliyetleri daha da artıracak.

Tüketicilere yansıması da kaçınılmaz.

KİMSE DAYANAMAZ

Zamlar kâbus gibi.

Halkın dayanma gücü giderek azalıyor.

Ak Parti’ye oy verenlerde de itirazlar başladı.

Seçime az kaldı.

Önlem alınmazsa iktidarı kötü günler bekliyor.

Bu arada gelir dağılımı da bozuldu.

Çok küçük bir kesim lüks içinde.

Büyük çoğunluk ise geçim sıkıntısında.

Bu durum da tepkileri artırıyor.

Sadaka ekonomisi dönemi bitti.

Yapılması gereken belli.

Üretim ekonomisi dışında çözüm yok.

Ayak sürüyenleri halk cezalandırır.

İktidar, muhalefet fark etmez…