11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Seçim Öyküleri 1946* (TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

PAZAR SOHBETİ
SEÇİM ÖYKÜLERİ
Yıl 1946
Elazığ’ın Maden ilçesinde seçim yapılacak. Henüz 11 yaşındayım ve tek partili hayattan çok partili hayata geçişin ilk fotoğrafını çocukluk anılarıma ekliyorum.
O güne dek Atatürk sonra İnönü konusunda bilgi sahibiyim. Cumhuriyetin iki kuşağındanım ve daha pek küçükken radyoda sabah açılışta çalmaya başlayan istiklal marşını bir sandalyenin üzerine çıkıp müziğin temposuna uygun bağıra, bağıra söylediğimi de anımsıyorum.
Güneydoğunun bu küçük kasabasına demokrasi rüzgarı erken gelmişti. Maden bakır işletmesinde çalışan ağabeylerimin nasıl sevindiklerini unutamam. Onlar bu Güneydoğu kasabasına gönderilmiş bir çeşit misyonla yüklü bürokratlardı. Tek partili yaşamın dışında bir hayatın varlığını ben bilmiyordum ama onlar çok partili hayata girişin hem anlamını biliyorlar, hem de özgürlük şarkıları söylüyorlardı. Açığı; anlayamadığım, kavrayamadığım bir değişim oluyordu ama nasıl?
Bizim oturduğumuz apartmanlar yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş lojmanlardı. Bir patika yolla aşağı inmek benim yaşımdakiler için eğlenceli bir oyundan başka ne anlam ifade ederdi ki? Oysa o patikanın altında dev bir çınar ağacının gölgesine kurulmuş bir sandıkta oy kullanılıyordu. Sandığın başında iki jandarma eri sandığın bulunduğu masanın tam orta yerinde ise seçimi yönetecek bir görevli vardı. 21 Temmuzun sıcak bir Güneydoğu sabahında ülkemizde muhalefetin de katıldığı ilk tek dereceli genel seçim yapılıyordu. Sonradan siyasi tarihimize tartışmalı bir seçim olarak geçen o seçimde oylar açık kullanıyor, sandıklara giren oylar herkesin görebileceği açık bir şekilde sandığa atılıyor ve oy bitimi saati olan 17’de sandıklar kapanıyor ve ilçe seçim kurulu başkanı olan birileri tarafından açılıyor ve sonuç belli oluyordu. O seçime açık oy, gizli sayım diye sonradan bir isim takılmıştı. Seçim sonuçlarına göre milli şef’in partisi CHP 396, DP 61, bağımsızlar 7 milletvekili çıkarmışlardı. Ama o seçimde 1950 seçimlerini işaret eden bir özellik vardı; aydınların, bürokratların ve okur yazarların yaşadığı İstanbul CHP’ye 5, DP’ye ise 18 milletvekili vermişti.
30 Temmuz günü Genelkurmay başkanı Org. Kazım Orbay (1886-1964) istifa etmişti, yerine Org. Salih Omurtak getirilmişti. Elbette bunları ben hep ağabeylerim konuşurken öğreniyordum. İnönü 451 oyun 388’i ile yeniden Cumhurbaşkanı seçilmişti, Başbakan Saraçoğlu ayrılmış yerine Recep Peker hükümeti kurmakla görevlendirilmişti.

BEYAZ DEVRİM 1950


Dört yıl DP’nin hummalı çalışmalarıyla geçti ve şaibeli seçim DP’nin sadece dini siyasete alet etmek için hazırlıklarıyla geçmedi aynı zamanda İsmet Paşa liderliğinde ki CHP’de de tıpkı bugünküne benzer bazı değişiklikler oldu. CHP adeta DP ile yarışır haldeydi. Hangi konuda?
Tıpkı son günlerdeki gibi siyasete dini karıştırmak, devletçi yapıyı liberal bir sisteme dönüştürmek çabalarıyla dolu dört yıl. Köy enstitüleri İsmet Paşa tarafından kurulmuştu. Yine onun devri iktidarında onun bakanı Reşat Şemsettin Sirerin ,Hasan Ali Yücel’in yerine Milli Eğitim Bakanı olmasıyla kapatılma kararının işaretleri veriliyordu.İlk İmam Hatip okulu yine o yıllarda Nuruosmaniye Camii’nin içindeki bir Kuran kursunda açıldı. 1946’dan 50 ‘ye kadar Türk seçmeni kendisini yeni bir dönem için hazırlıyordu, sendikacılık hareketi yavaş, yavaş boy atıyordu. Her meydanda işçiler sandalyeler üzerinden nutuk atıyorlardı. Bir özgürlük havası ki değme gitsin. O dönem 25 Mayıs 1948’de laik CHP meclis grubunda “İslam İlahiyat Fakültesi kurulması kararlaştırıldı.” 19 Temmuz’da ise Mareşal Fevzi Çakmak tarafından Millet Partisi kuruluyordu.

14 Mayıs 1950’de ben 15 yaşındaydım ve artık siyasete ilgim artmıştı. O seçim gerçek anlamda demokratik bir seçimdi. Artık sandıkların başında jandarma değil sandık kurulu üyeleri vardı ve seçim “gizli oy, açık ve şeffaf sayım” esasına dayanıyordu. Galiba demokrasi kansız, gözyaşı dökülmeden ülkemize geliyordu. Nitekim o seçimden DP 396, CHP 68, MP 1 Bağımsızlar ise 7 milletvekili ile çıktılar. Bu bir beyaz devrimdi. 15 Mayıs günü İnönü seçim sonuçlarını DP genel başkanına bildirerek hükümetin devralınmasını istedi. İşte Türkiye o seçimle halkın özlemlerini giderecek, ülkeye çok partili hayatı getirecek bir meclise kavuşuyordu. Atatürk’ün de sanırım hedefi buydu. Keşke o bayram havası hep sürse, seçimler hep öyle yapılsaydı. Meclis toplandı ve 66 ya karşı 387 oyla Celal Bayar’ı Cumhurbaşkanlığına seçti. Tarih değişiyor, İsmet Paşa içtenlikle, hiç burulmadan, hiç yüksünmeden Çankaya’yı terk ediyor ve demokrasiyi kuran adam olarak Pembe Köşk’üne taşınıyordu. Bu muhteşem bir tarihti.

Yıl 1961
27 Mayıs’tan sonra İsmet Paşa “ seçimleri biran önce yapmakta sayısız milli yarar vardır.” Açıklamasını Heybeli ada’dan yaptı ve 1961 yılında seçim hazırlıkları başladı. O seçim hazırlıklarında unutamadığım bir seçim tahminini Akis’te yayınlamıştık. O zaman böyle anketler, araştırma şirketleri yoktu. Siyasal bilgilerde Doçent olan rahmetli Cemal Aygen tarafından hazırlanan araştırmaya göre Türkiye haritası kıpkırmızı çıkmıştı. Kırmızı CHP’yi temsil ediyordu, mavi ise DP’nin yerine kurulan AP’yi. 15 Ekim günü 27 Mayıs devriminden sonra yapılan bu seçime katılma oranı %81’di ve ne yazık ki; bizim harita tamamen yanılgıyla doluydu. AP 158 milletvekili ve 70 senatör kazanırken CHP tüm şartların lehinde olmasına karşın 173 milletvekili ve 36 senatörle birinci parti oluyordu ama tek başına iktidar olma olasılığı yoktu. Bereket CKMP 54 milletvekili 16 senatör, YTP 65 milletvekili 28 senatörle ülkede koalisyonlar dönemini başlatıyordu. Cemal Aygen’in yanılgısı Akis’i zor duruma düşürmüştü.
Bugün de bir seçim olmakta umarız ki bu seçim üzerinde tartışılmayacak kadar demokratik ve çok sesli bir meclisi getirir ve anket yapanlar bizim gibi yanılmazlar.
Şu sıralarda halk önünde yerden yere vurulan askerler hem sözlerini tutmuşlar, hem de demokrasiye olan bağlılıklarını kanıtlamışlardı.

kurtulaltug@aydinlikgazete.com