09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Seçim sistemi çıkmazı! Macron Sosyal Demokratlarla hükümet kurmak istiyor

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Fransa’da hükûmet gensoru ile düşürüldü. Bu beklenen bir sonuçtu. Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı yenilgi sonucu Meclis’i feshetmesi ve erken seçim kararı almasıyla başlayan siyasi kriz giderek büyüyor. 7 Temmuz erken genel seçim sonuçları ortaya üç bloka ayrılmış parçalı bir Meclis yapısı çıkarmıştı. Hiçbir parti ve blokun hükûmet kurma çoğunluğu yoktu. Hükûmeti kim kurarsa kursun gensoru tehdidi ile karşı karşıya olacaktı.

FRANSA SEÇİM SİSTEMİ

General de Gaulle'ün kurduğu Beşinci Cumhuriyet ancak Ulusal Meclis'te çoğunluk sağlandığında işliyor. Fransız seçim sisteminde önce Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından da genel seçimler yapılır. Genel olarak, seçimi kazanan cumhurbaşkanının partisi arkasına aldığı rüzgarla genel seçimlerde mutlak çoğunluğu elde eder ve kurulan hükümet Cumhurbaşkanına yakın olduğu için ülkeyi yönetmede bir sorun çıkmaz. Veya Cumhurbaşkanına karşı bir ittifak seçimlerde çoğunluğu kazanır hükümeti kurardı. Bu durumda ayrı siyasi kamplardaki cumhurbaşkanı ve hükümet “Cohabitation” (Birlikte yaşama) denen bir durum yaşanırdı.

Fransa’da cumhurbaşkanının süresi 7 yıldı ve art arda aday olmaları için bir sınır yoktu. 2000 yılında Jacques Chirac döneminde bu süre 5 yıla indirildi ve 2008’da Nicolas Sarkozy döneminde cumhurbaşkanları “üst üste iki dönemden fazla görev yapamaz” şeklinde değiştirildi. Genel seçimler ise beş yılda bir yapılır. Meclis feshedilmezse milletvekilleri beş yıl görevde kalır.

‘COHABİTATİON’ ZORUNLULUĞU

Bu durum (Cohabitation) Beşinci Cumhuriyet'in ana esprisine ters olmamakla birlikte (çoğunluk sistemi) yeni bir durumu ortaya çıkardı. 1981'de sosyal demokrat Mitterrand yedi cumhurbaşkanı seçildikten sonra Meclis’i feshetmiş ardından yapılan genel seçimlerde kendi hükümet çoğunluğunu oluşturmuştu. Fakat küreselleşme ile birlikte ABD’nin dayattığı neoliberal politikaları uygulaması 1986 genel seçimlerini kaybetmesine ve Jacques Chirac’ın çoğunluğu bularak hükümeti kurmasına yol açmış ayrıca Beşinci Cumhuriyet döneminde ilk defa bir “Cohabitation” dönemini başlatmıştı. 1997 cumhurbaşkanlığı seçimlerini Jacques Chirac kazanmış ve genel seçimlerde de çoğunluğu almıştı. Mitterrand dönemi sona ermişti ama Chirac’ın neoliberal politikaları sürdürmesi ile ülkede yaşanan yıkım ve yoksullaşma büyük kitle mübadelelerine yol açmış ve ülke yönetilemez duruma gelmişti. Bunun üzerine Chirac Meclis'i feshetmiş ve yapılan genel seçimlerde Meclis’te çoğunluğu Sosyalist Parti'nin “sol blok”u kazanmıştı. Böylece ikinci bir “Cohabitation” dönemi yaşandı. Ülke yönetiminde sıkıntılar çıkmakla birlikte bu iki örnekte olduğu gibi Beşinci Cumhuriyet’in çoğunluk sistemi işlemişti.

YENİ BİR DURUM

Fakat bu kez Macron’un Meclis’i feshetmesinin ardından yapılan genel seçimlerde Beşinci Cumhuriyet’te görülmemiş bir durum ortaya çıktı. Yapılan erken genel seçimlere Atlantik cephesinin sağ ve sol bacakları olan Macron’un Sağ Merkez Bloku ile sosyal demokratların Yeni Halk Cephesi işbirliği yaparak Marine Le Pen’in Ulusal Cephesinin önünü kesmesiyle hiçbir blok çoğunluğu elde edemedi. Sistem tam da burada tıkandı. Çünkü Meclis’te çoğunluğu almaya en yakın Marine Pen’in partisiydi. Ama yine de parti bazında Ulusal Birlik birinci parti durumuna geldi ve istikrarlı bir hükümet için denge bozuldu. Çünkü Ulusal Birlik Meclis’te anahtar parti durumuna gelmişti.

Anayasa’ya göre cumhurbaşkanı seçimlerden sonra oluşan Meclis'i feshedemiyor. Dolayısıyla Macron istifa etmeyi reddettiği için Haziran 2025’e kadar hükümet krizi devam edecek gibi görünüyor. Bütün bu gelişmelerden sonra Beşinci Cumhuriyet’in sonunun geldiği tartışmaları alevlendi. Zaten Melenchon uzun bir süredir Altıncı Cumhuriyeti savunuyor. Bunun için de büyük bir Anayasal değişikliğe ihtiyaç var.

SOSYAL DEMOKRATLARIN MACRON İLE İŞBİRLİĞİ ARZUSU

Hükümet istifa etti. Şimdi Macron yeni bir başbakan atayacak. Bunun için parti genel başkanlarıyla Elysee Sarayı’nda görüşmelere başladı. Cuma günü kendi cephesinin partileriyle görüştü. Ardından da Sosyalist Parti Genel Başkanı Olivier Faur ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bugün de Yeşiller ve Komünistlerle görüşecek. Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Macron ile görüşmeyi reddetti. Marine Le Pen bu görüşmelere davet edilmedi.

Macron cephesinden yükselen ses “Gensoru ile karşılaşmayacak” bir hükümetin kurulması. Bunun da ancak Sosyalist Parti, hatta Yeşillere ve Komünistleri de kapsayacak bir hükümetin kurulmasıyla mümkün.

Sosyalist Parti Genel Başkanı Olivier Faure yeni hükümetin kurulmasını görüşmek üzere Elysee Sarayı’na gitmeden önce, Macron cephesiyle ve hatta sağcı Cumhuriyetçilerle emeklilik yasası dahil “karşılıklı tavizler” temelinde görüşmeye hazır olduğunu söyledi. Ayrıca sol için son derece sembolik olan emeklilik reformunun yürürlükten kaldırılması da dahil olmak üzere “her konuda taviz vermeye” hazır olduğunu söyledi. İleri sürdüğü tek şart başbakanın Yeni Halk Cephesi’nden olması. Ve sağ bir başbakanın hükümetine destek vermeyeceğini açıkladı.

MELENCHON MACRON İLE GÖRÜŞMEYİZ

Jean-Luc Melenchon’un buna tepkisi gecikmedi: X’de gösterdiği tepkide “Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Olivier Faure'a ne bu toplantıya tek başına gitmesi ne de bir anlaşma müzakere etmesi, Macron ve Cumhuriyetçilere ‘karşılıklı tavizler’ vermesi için herhangi bir yetki vermemiştir. Söylediği ya da yaptığı hiçbir şey bizim ya da Yeni Halk Cephesi adına değildir.” dedi. LFI Milletvekili Eric Coquerel de “Emmanuel Macron zayıfladı, neredeyse yere çakıldı. Ne yapabilir ki? Bizi bölmek. Onun tek hedefi bu.” açıklamasında bulundu.

Sosyal Demokrat Yeni Halk Cephesi’nin yamalı bohça durumunda olduğunu bu köşeden defalarca yazmıştım. Şimdi Macron’un hükümetin düşürülmesinde önemli rol oynayan Melenchon’un partisini dışarda bırakarak bu cepheyi bölmeyi hedeflediği görülüyor. Diğer oyun dışında bırakılan güç ise Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi.

MARİNE LE PEN MEYDAN OKUMAYA DEVAM EDİYOR

Marine Le Pen ise yaptığı açıklamada “kurulacak hükümetin Ulusal Birlik'in koşullarını karşılamaması halinde gensoru önergesini yeniden oylamaya hazır olduğunu” açıkladı. Le Pen, Emmanuel Macron tarafından kabul edilen Sosyalist Parti ile merkez blok arasındaki yakınlaşma girişimlerini şöyle yorumladı: "Sosyalist Parti'nin bir tabak mercimek için kendini satması kendi başına çok şaşırtıcı değil. Öte yandan Cumhuriyetçilerin kendilerini Sosyalist Parti ile bir hükümette bulmaları gülümsenecek bir şey." dedi.

Macron’un hükümeti kurmakla görevlendireceği yeni başbakanın adını bugün en geç yarın açıklayacak. Özet olarak Macron’un hedefi Marine Pen ve Melenchon’un partisini dışarıda bırakan bir hükümet kurulması. Bu hiç de kolay olmayacak. Fransa’da hükümet krizi devam edecek ve yeni bir gensoru önergesini gündeme gelme olasılığı çok yüksek.

Fransa Emmanuel Macron Marine Le Pen