Seçim sonrası ekonomimizin fotoğrafı

Bir seçim daha bitti. Ülkemiz ardı ardına yaptığı seçimler yüzünden ekonomiyi unuttu. Radikal önlemler alınmayıp kendi haline bırakılan ekonomik yapı geldi duvara tosladı. Uygulanan seçim ekonomileri ekonomide hasarı daha da artırdı.
Herkes ve her kesim artık ekonomiye odaklanmak gerektiğini ve yapısal reformların ivedilikle yapılmasını istiyor.
Önlem alınmadığı takdirde ekonomik krizin derinleşeceği dillendiriliyor.

MOODY’S‘İN ÇEKTİĞİ RESİM
Moody’s seçim öncesi son haftadaki swap olayı nedeniyle Türk lirasını güçlendirmek için merkez bankası rezervlerinin kullanılmasını eleştirerek şu tespitleri yaptı:
Türkiye’nin döviz rezervlerindeki erozyon kredi notu açısından negatif ve Merkez Bankası’nın Türk lirasını desteklemek için rezervleri kullanması Merkez Bankası’nın şeffaflığı ve bağımsızlığı üzerindeki soru işaretlerini tekrarlıyor.
Türkiye’deki finansal piyasalarda yaşanan düşüş ve resesyona yönelik belirsiz politika reaksiyonu sermaye çıkışını riskini artırıyor

TÜSİAD ‘ARTIK YETER’ DİYOR!
TÜSİAD seçimler bitti. Artık ekonomiye odaklanın ve yapısal reformları bir an önce hayata geçirin, diyor.
TÜSİAD’a göre Türkiye’nin demokrasisi, milli birlik ortamı ve küresel rekabet gücü açısından şunlar çok önemli:
Hukuk sistemini düzeltelim.
Demokrasi ve özgürlükleri güçlendirelim.
Bağımsız düzenleyici kurulları serbest bırakalım.
Bunları yapmak ve bu konudaki atılımlar piyasa ekonomisini güçlendirecektir.
Yani TÜSİAD piyasa ekonomisini güçlendirici bir program öngörüyor.
Bu arada AB sevdamızdan da vazgeçmemek gerektiğini vurguluyor. Hizmetler, tarım, dijital tek pazar ve kamu ihaleleri gibi önemli alanlara genişlemiş bir gümrük birliğinin gerçekleşmesi için çalışmak gerektiğini öneriyor. Bu arada "Avrupa ekonomisi ile bütünleşirken aynı zamanda bir Avrasya merkezi olarak tüm dünyaya açık bir Türkiye’nin 21. yüzyılda yükselen bir ülke olacağına olan inancımız tamdır" diyerek Avrasya’yı da ihmal etmemek gerektiğini ortaya koyuyor.

RAKAMLAR NE DİYOR
1- 2018 büyüme oranı yüzde 2.6. 2019’da düşük büyüme bekleniyor. Resesyon aslında enflasyon içinde düşük büyüme (stagflasyon) tehlikesi var.
2- Kişi başına milli gelir 12 bin 112 dolardan 9 bin 632 dolara geriledi.
3- GSYH 784 milyar dolar.
4- Tüketici enflasyonu şubat itibariyle yüzde 20. İTO verilerine göre, İstanbul’da martta geçen yılın aynı ayına kıyasla perakende fiyatlar yüzde 17.74, toptan fiyatlar yüzde 23.36 arttı.
5- İşsiz sayısı 5 yıl önce 2.7 milyon kişi idi. Bugün 4.3 milyona çıktı. İşsizlik oranı da yüzde 9.9’dan yüzde 13.5’a yükseldi. Genç nüfustaki işsizlik oranı ise daha hızlı yükseldi ve yüzde 16.7’den yüzde 24.5’e çıktı.
6- Tahsili gecikmiş alacaklar 103.9 milyar liraya yükseldi
7- Karşılıksız çıkan çek tutarı 29.4 milyar lira. Sürekli yükseliyor.
8- Dş borçlar 467 milyar dolar. GSYH’ya oranı yüzde 56,7.Yüksek bir oran. Dış borçları çeviremiyoruz. Çevirsek bile yüksek faiz maliyete katlanmak zorundayız.
9- Reel sektör ciddi kaynak sorunu çekiyor. Piyasada nakit dönmüyor.
10- Cari açık düşük büyüme nedeniyle düşüyor. Buna sevinmemek lazım. Sağlıklı bir düşüş değil.
11- Ertelenmiş zamlar var. Bu zamlar arka arkaya gelecek. Enflasyon daha da azacak.
12- Doların yükselmemesi ve enflasyonun daha da azmaması için faizleri indirmek mümkün gözükmüyor. Bu faizlerle de reel sektörün iş ve yatırım yapması mümkün değil.

DÜNYA NE DURUMDA
1- Küresel ekonomide daralma var. Çin ekonomisi eskisi gibi büyümüyor.
2- AB ekonomisi sıkıntıda. Brexit AB için sorun olmaya devam ediyor.
3- ABD Ortadoğu’da agresif ve tehlikeli politikalar uygulamaya devam ediyor. Golan Tepeleri’ni İsrail toprakları olarak tanıması hem İsrail’in su kaynaklarına erişimini hem de yeni bir Kürt Koridoru açma planını işaret ediyor.
4- ABD-İsrail-Güney Kıbrıs Ege Denizinde Türkiye’ye meydan okuyucu araştırmalar yapıyor. Yunanistan ABD’ye sırtını dayamış, 18 adamızı işgal ettiği yetmiyormuş gibi Türkiye’ye efeleniyor.
5- Dünya tatsız bir yöne doğru giderken milyarlarca masum insan Tanrı bizi sağduyudan yoksun liderlerin deliliğinden korusun, dileğinde bulunma noktasına getirmiş durumda.

YORGUN TÜRKİYE
Seçimlerden, çok yıpratıcı ve ülkemize yakışmayan siyaset dili ve tavırlardan, ekonomik krizden çok yorulmuş durumdayız.
Yorgun milletimiz biraz huzur istiyor.
Bunun için de bir şeyler yapmak gerekiyor. Onun adına kimileri radikal dönüşüm, kimileri devrim, kimileri yapısal reform diyor.
Bize de sabretmek düşüyor...