Seçim sonuçları: Rusya, Çin, İran, Venezuela, ...
Dünya 24 Haziran seçimlerini yakından izledi. Sonuçlar kimini memnun etti, kimini kaygılandırdı, kimini de üzdü.
ABD üzgün. Ama belli etmemeye çalışıyor. Önümüzdeki dönem için planlar yapıyor. Türkiye’deki ekonomik krizi fırsata dönüştürme çabasında. Ekonomik abluka ve sıkıştırmayla Türkiye’yi teslim alma peşinde.
ABD’NİN DERDİ
ABD’nin derdi, kontrolden çıkan Türkiye’yi yeniden kontrol altına almak. Türkiye’yi tamamen kaybetmek istemiyor. Bunun için de “havuç, sopa” politikası uyguluyor.
İlk hedefi Türkiye’yi, Rusya, Çin ve İran’dan koparmak. Astana sürecini dağıtmak. Bunu başarırsa Türkiye’nin kendiliğinden kucağına düşeceğine inanıyor. Sıcak para ihtiyacını Türkiye’yi diz çöktürmek için kullanıyor
JESTLER
Seçim öncesinde yapılan jestler de bu amaca yönelik. Erdoğan’ın İngiltere ziyareti sonrası, “seçim sonuçlarını etkileyecek adımlar” durduruldu.
Sarraf davasının devamı olarak Türk bankalarına verilmesi beklenen para cezaları seçim sonrasına ertelendi.
Ama bu durumun devam edeceğini söylemek zor. Çünkü bölgemizde ABD ile Türkiye’nin çıkarları birleşmiyor. Tam tersine ayrışıyor. Cephe cepheye bir durum sözkonusu.
RUSYA, İRAN, ÇİN, ...
Peki seçim sonuçları dünyanın diğer merkezlerinde nasıl karşılandı?
Komşularımız Rusya ve İran sonuçtan memnun. Astana süreci ile bölgesel işbirliğinin devam edeceğini düşünüyorlar. Çin’den yapılan açıklama da aynı doğrultuda. Castro’nun dostu Chavez’in ülkesi de mutlu.
Hepsi de ABD’nin hedefindeki ülkeler.
ABD’nin karşısındaki ülkelerin tavrı anlamlı.
DEĞERLENDİRMELER
Yanılmıyorsam 2012 veya 2013 yılıydı. AKP-FETÖ ilişkileri iyiydi. AKP-ABD ilişkileri de mükemmeldi(!) Ergenekon, Balyoz, ... tertipleri bütün hızıyla sürüyordu.
ABD’nin hedefindeki bir komşu ülkenin Türkiye’ye gelen yetkilileriyle görüşme yapıyordum. AKP konusunda çok iyimser konuşuyorlardı. Özetle, “AKP’ye fazla güveniyorsunuz. Ama AKP Amerikancı bir parti. Siz ise ABD ile savaşıyorsunuz. Bu durum çelişki değil mi?” deyince, onlar “Sizde muhalefet daha da Amerikancı” tepkisini vermişlerdi.
Aynı tarihlerde diğer bir komşu ülkemizin diplomatlarından da benzer ifadeler duymuştum.
Türkiye’nin çıkarlarının ABD ile uyumlu olmadığını, iktidarın eninde sonunda ABD ile karşı karşıya geleceğini söylemişlerdi. Onların da muhalefet konusunda endişeleri vardı.
ERDOĞAN AŞKI DEĞİL!
Nitekim muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı İnce’nin seçim kampanyası sırasında anlamsız bir şekilde Rusya, Çin, Venezuela’yı hedef alması endişelerini haklı çıkardı.
Rusya, İran, Çin, Venezuela, ... gibi ülkelerin memnuniyeti, “Erdoğan ve AKP aşkı değil. Emperyalizme karşı tavır”dandı.
MUHALEFET YANLIŞTAN DÖNMELİ
Başta CHP olmak üzere muhalefet, seçim sonuçlarını iyi analiz etmeli. ABD’ye güvenmemeli. Ondan iktidar beklememeli. ABD emperyalizminin ve “kara gücü” PKK/HDP’nin yanında değil, tam karşısında durmalı.
Türkiye’nin sorunları aynı zamanda bölge ülkelerinin de sorunu. Sorunların kaynağında da ABD var. Komşu ve çevre ülkelerle kaderimiz ortak.
Türkiye’de iktidar olmanın yolu da bölge ülkeleri ile işbirliği ve dayanışmadan, ABD ve piyonlarına karşı kararlı mücadeleden geçiyor.
Bu nedenle muhalefet bir an önce yanlıştan dönmeli.
Türkiye hepimizin.