Seçime doğru Edirne notları
Yerel TV kanallarını izlemek bambaşka bir keyif. Büyük siyasetin gürültüsü altında kalmış ince detayları yakalıyorsunuz. Edirne’den yayın yapan bir televizyonun akşam bülteninde ilk haber Edirne’deki çiftçilere damla sulama sistemi için yüzde 75 hibe desteği verileceğini duyuruyor. Valilik destek planını il genel meclisine göndermiş, onlar da oy birliği ile onaylamış.
Arkasından gelen haber Edirne’nin seçim nabzı, sokak röportajları. Saraçlar Caddesi’nden geçen insanlar, kime oy vereceklerini söylüyorlar. Her fikirden insan var. Oyunu Kılıçdaroğlu’na vereceğini söyleyen bir vatandaşa nedeni sorulduğunda “Edirne’de tarım bitti, üretim diye bir şey kalmadı” diye yanıt veriyor.
Ülkede çiftçinin çözülmeyi bekleyen pek çok sorunu var, bunu kimse inkar edemez. Ama bir yandan da Türkiye tarımı, görülmemiş bir atılım gerçekleştiriyor; hem de küresel krizlere rağmen. Edirneli çiftçi de bir yandan sorunlarını dile getiriyor ama, bir yandan da gelişmeyi, destekleri takdir ediyor. “Edirne’de tarım bitti” diyen bu kişinin gördüğü şey her ne ise, Havsa’nın, Uzunköprü’nün, Keşan’ın, Lalapaşa’nın tarlalarındaki gerçekler ile pek uyuşmuyor. Televizyonun az önce verdiği hibe haberi ile de örtüşmüyor. CHP medyasının algı operasyonları, bazen yerel düzeyde bile gerçeklerin üstünü örtebiliyor.
EDİRNE’NİN POTANSİYELİ
Edirne, sık gittiğim, iyi bildiğim bir yer. Şehrin ilk bakışta kolayca kavranabilecek bir tek büyük sorunu var: Edirne, potansiyelinin onda birini bile hayata geçiremeyen bir kent.
Yunanistan ve Bulgaristan’a komşu, TEM otoyolu ve üç gümrük kapısı ile Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan bir şehir. Karayolu ile Sofya’ya sadece 3, Viyana’ya 12, Venedik’e 14, Münih’e 16 saat mesafede.
Osmanlı İmparatorluğu’na tam 88 yıl başkentlik yapmış, Fatih’i yetiştirmiş, İstanbul’u fetheden şehir. Türkiye’de Osmanlı mimari eserlerinin en yoğun olduğu yerleşim. Şehir, Selimiye gibi bir şahesere ev sahipliği yapıyor, başınızı çevirdiğiniz her köşe başında bir Osmanlı yapısı görüyorsunuz.
Edirne, geniş ve verimli düzlükleri ile, akarsuları ile Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip olan vilayetlerden biri. Tarım arazileri, hemen her tür tarıma uygun.
Deprem ülkesi Türkiye’nin en güvenli yerlerinden biri de Edirne. Şehir merkezinin Kuzey Anadolu fay hattına uzaklığı kuş uçuşu 80 km’yi geçiyor.
Bütün bunların yanında bir de Adalar Denizinde 81 km kıyısı olan bir ilden söz ediyoruz. Edirne’nin Adalar Denizi’nin en güzel körfezlerinden biri olan Saros’a bakan geniş ve güzel bir sahil şeridi var.
PEKİ YA GERÇEKLER?
Yazdıklarımın eksiği var, fazlası yok. Böyle alt alta yazınca insan “herhalde Edirne, Türkiye’nin en gelişmiş şehirlerinden biridir” diye düşünüyor. Ama maalesef gerçekler bunun tam tersi.
Edirne özel sektör yatırımlarından en az pay alan illerden biri, kent merkezi adeta elli yıl öncesinde kalmış, zavallı bir görüntüye sahip. Bakımsız ve pis sokakları ile, köhnemiş silueti ile adeta kendi haline bırakılmış bir şehir. CHP belediyeciliği denilen felaket, tüm karanlığı ile şehrin üstüne çökmüş. Bazı Edirneliler, yıllardır sürüp giden bu zihniyetten gına getirmiş, “hiç belediye başkanımız olmasa bundan daha iyi olurdu” diyorlar.
Şehirde son yıllarda görülen tüm olumlu gelişmeler Ak Partinin çıkarabildiği bir vekilin çabaları ile olmuş. Çevre Bakanlığının Selimiye çevresini “çöplük” olmaktan kurtaran düzenlemesi, on yıllardır devam eden sel felaketlerine son veren Meriç ıslahı, gümrük kapısı inşaatları, TOKİ konutları, tarım destekleri, sosyal yardımlar vs. Bunlar Edirnelinin yüzünü bir nebze güldürmüş ama, Edirne’nin makus talihini değiştirmeye yetmemiş. Çünkü şehrin önünü açması gereken siyasetçiler, tam aksi yönde davranmış.
Edirne’nin dört milletvekilinden ikisi CHP’li, biri İyi Partili. Merkez ilçenin belediye başkanı da CHP’li. Bu siyasetçiler, kendileri iyi niyetli insanlar olsalar bile partilerinin ülkeyi esir ettiği kısır gündemin altında kalmışlar. Şehirlerine getirmeleri gereken hizmetler için yeterli gayreti gösterememişler. Edirne, CHP ve İyi Parti’nin siyasi fırsatçılığı yüzünden potansiyelini hayata geçiremeyen bir şehre dönüşmüş.
Edirne sadece bir örnek. Türkiye’de CHP egemenliğindeki pek çok belde 14 Mayıs’ta bir kader seçimi yapacak. Bir yanda ülkenin en ücra köşelerini bile kalkındırmayı başarmış bir bakış, diğer yanda en verimli alanları bile kurutmayı başaran, ideolojik kalıplara hapsolmuş bir kafa var. 14 Mayıs seçimleri Edirne ve benzeri yerler için bu acıklı durumdan bir çıkışın işaretini verecek mi, beraberce göreceğiz.