Sendikal istatistiklerden ne bekleyelim ki

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının "6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince; İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2025 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ"i Resmî Gazete'de yayımlandı. Buna göre, 16 milyon 864 bin 733 işçiden yüzde 14,97'sine denk gelen 2 milyon 524 bin 547'si herhangi bir işçi sendikasına üye. Bu sayının önemli bir kısmını kamu işçileri oluştururken toplu iş sözleşmesinden faydalanma oranı ise çok daha düşük. Verilerde yine değişen bir şey yok.

***

Sendikal örgütlenme oranı elbette bir sonuç. AK Parti döneminde önü alınamayan özelleştirme süreciyle belediyelerin dahi piyasaya teslim edilmesi, taşeron hükümdarlığı ile güvencesizlik ve sömürü sisteminin kurulması…

***

Tam da bu nedenle yangınlar, depremler, seller, çöken binalar, bebek canı alan çete haberleri başımızdan eksik olmuyor. Örgütsüz toplum savunmasız.

***

Öte yandan kamu işçileri… Yaklaşık 1 milyon işçi için yetkili konumdaki Türk-İş ve Hak-İş mayıs ayında iktidarla pazarlık masasına oturacak. 2023 yılında imzalanan kamu çerçeve protokolü kazanımları, hükümetin ekonomi politikaları ve enflasyon karşısında eridi gitti.

***

Özellikle savunma sanayiinde çalışan kamu işçileri rahatsız. Hem ücretler önemli bir kayıp yaşadı hem de daha nitelikli işçiler olarak aynı protokolde bulunmaktan memnun değiller. Kamu çerçeve protokolünün artık iş kollarına göre ayrı sözleşmeler şeklinde yapılması tartışılıyor. Önümüzdeki dönemde gündemde çok daha sık yer alacak önemli bir konu.

***

Pazarlıkta evdeki hesap çarşıya uymaz da grev kararı alınırsa da tablo vahim. Cumhurbaşkanı, grev yasağı yetkisini kullandığı takdirde süreç Yüksek Hakem Kurulu ile sonuçlanacak.