11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sendikalara dokunmayın beyler

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Cam eşya (züccaciye) satan bir dükkana giren fil orada biraz gezinse yada yerinde biraz sallansa dükkândaki bütün cam ürünlerini kırabilir. 2002 yılında demokratik kurum ve kurallarla bezenmiş siyaset evine giren AKP de o evdeki bütün kurum ve kuralları yok etmek sevdasındadır. Bu sevdanın gereğini büyük ölçüde yerine getirmiştir ve şimdi sıra işçi sendikalarına gelmiştir. Sokaktan korkan AKP iktidarı sokakta ençok ses verecek, hayatın akışını durdurabilecek çalışanlara ve onların sendikalarına boyunduruk vurmak istemektedir.

AKP 4857 ve 6356 sayılı yasalarla işçilerin 4688 ve 6289 sayılı yasalarla kamu görevlilerinin çalışma yaşamını yeteri kadar karartmıştır. Bu yetmezmiş gibi şimdi de işçi sendikalarının yönetimlerine müdahale etmek ve kimin sendikada başkan ya da yönetici olmasına karar vermek aşamasına gelmiştir. Bu müdahaleleri kendi politikalarına karşı olan sendikalara karşı yapmaktadır. Önce Tek Gıda-İş Sendikası'nın Genel Başkanı Mustafa Türkel'i devirmek istemiş ama başarılı olamamış şimdi de direnen Hava-İş Sendikası'nın Genel Başkanı Atilay Ayçin'i yok etmek istemektedir. Ulaştırma Bakanı ve bu Bakanlığa bağlı THY yöneticileri Aralık ayında yapılacak Hava-İş kongresinde Ulaştırma Bakanı'nın yeğenini sendika başkanlığına getirmek için akıl almaz baskılar yapmaktadır.

Sendika özgürlüğü kutsaldır

ILO Türkiye tarafından 1993 tarihinde onayladığı ve iç hukuk hükmü olarak kabul edilen 87 sayılı sözleşmenin giriş bölümünde, "örgütlenme özgürlüğünü çalışma barışının sağlanmasında" temel bir ilke, bir hak olarak kabul etmiştir. Örgütlenme özgürlüğü (sendika özgürlüğü) işçilerin devlet, işveren ve cami, kilise gibi dinsel örgütlerin baskısı olmadan dilediği kuruluşları kurmak ve sadece bu kuruluşların tüzüklerine uyarak dilediği kuruluşa üye olmak hakkı var demektedir. AKP eski köye yeni adet getirerek T.C hükümetlerini bağlayan 87 sayılı sözleşmeye aykırı olarak kamuda örgütlü muhalif sendikaların iç işlerine karışmaya başlamıştır. TEKEL direnişini yapan ve ÇAYKUR'da temsil yetkisini söke söke Bakanlığın elinden alan Tek Gıda-İş AKP'nin kimyasını bozmuş ve sendika özgürlüğünün en güzel örneğini vermiştir. İntikam dürtüsüyle AKP bu sendikayı ÇAYKUR'da greve zorlamış ve işyerinde estirdiği terörle işçilerin greve katılmasını önlemiştir. Şimdi de işçileri bu sendikadan istifa edip yandaşı bir sendikaya üye olmaya zorlamaktadır. Aynı oyun THY'de oynanmış, yasalara aykırı olarak Hava-İş'in gücü bölünmeye çalışılmış ve sıra Genel-Başkanı değiştirmeye kadar gelmiştir.

İşçinin gücü bu zulmü yenmelidir

Çalışanlar her alanda baskı altındadır. Bu nedenle özgürce örgütlenmeleri engellenmektedir. 17 milyon işçinin ancak 700 bin dolayında bir bölümü sendikalaşabilmiştir. Taşeronluk yaygındır ve işçinin özgürlüğü, insanca yaşama hakkı alabildiğine kısıtlanmaktadır. Taşeron ve yeni uygulamaya konulan e-Devlet yolu ile sendika üyeliği sendika özgürlüğünün önüne büyük engeller çıkaracak ve ülkemizde özgür sendikacılık tarih kitaplarında kalacaktır. Oysa çalışanların özgürce örgütlenebilmesi demokrasinin ve çalışma barışının temel bir koşuludur. 87 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 3. maddesi, "çalışanların örgütleri temsilcilerini serbestce seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek" hakkını temel bir hak olarak kabul etmiştir. Hiçbir işveren, hiçbir kamu kurumu yöneticisi, hiçbir hoca, imam, papaz ya da haham işçilere kimi sendika yönetimine seçeceğini söyleyemez. Böyle bir eylem suçtur, sendika özgürlüğünü yok etme girişimidir. Tek Gıda-İş de delegeler kendi başkanlarına sahip çıktılar ve zulmüm önünde eğilmediler. Hava-İş'in delegeleri de sendikalarına sahip çıkmalı ve özgür sendikacılığı yaşatarak kendi inançları doğrultusunda, baskılara ve siyasal yönlendirmelere direnerek oy vermelidirler.

İşçiler ve Genel Kurul delegeleri sarı öküzü teslim almak isteyen kurtlara karşı birleşmeli ve sarı öküzü teslim etmemelidirler. Sarı öküzü teslim ederlerse sıranın kendilerine geleceğini, tüm çalışma güvencelerinin yok olacağını ve zaten kararmış olan dünyalarının daha da kararacağını bilmelidirler.