Servet-sefalet çelişkisi
Gazetelerin arkasındaki spor sayfalarına bakın. Milyon avrolardan, dolarlardan gına geldi. Sıradan bir futbolcu veya yedek kulübesinde oturacak futbolcunun transfer ücreti 100 milyon avrodan aşağı değil. Acaba içlerinden kaç tanesi aldıkları paranın karşılığını verebilecek? Daha öncekileri verebildi mi ki? Bu durum adeta toplumu tahrik ediyor.
Ülkemizde emekli olmuş bir kişinin aldığı para ancak ayda en yüksek 1300 lira civarında. Parası olmadığı için özel hastaneye gidemeyen, devlet hastanesinin kapılarında muayene olmak için sıra bekleyen işçi ve memurlar için bu rakamlar gerçekten çok büyük rakamlar. Sistem böyle kurulmuş. Hal böyle iken, rakamların büyüklüğü insanları nasıl olur da tahrik etmez?
Bu sistemin bir iyi tarafı da yok değil..Erkek evladı olanlar, kendilerinin şanslı olduğunu düşünüyorlar. Çünkü onlar bir fırsatını bulup da çocuklarını kulüplerin futbol alt yapısına gönderebilirlerse ilerisi için umutlanabiliyorlar. Her ne kadar henüz, futbolcu açısından alt yapıdan gerektiği kadar futbolcu yetiştirilemiyorsa da ümit fakirin ekmeği misali.
Transfer ücretlerinin, futbolcu ücretlerinin yüksekliği konusu gündeme geldiğinde, bunun normal olduğunu, Avrupa'daki uygulamanın da böyle olduğunu savunanlar var. Sanki orada yaşıyorlarmış gibi. Sanki oradaki asgari ücreti, oradaki gelir düzeyini, oradaki milli geliri, oradaki yaşam seviyesini biliyorlarmış gibi. Acaba hangi Avrupa Ülkesinde servet ve sefalet çelişkisi bizdeki gibidir? Kıyaslamayı ya da örneklemeyi, içinde bulunulan şartlara göre yapmak gerekir.
Zaman zaman alt yapıdaki çeşitli yaş grubundaki çocukların velileri ile görüşme fırsatını buluyorum. Bu görüşmelerimde onların düşüncelerini öğreniyorum. Çoktan unuttuğum çocuk yetiştirme problemleri konusunda da çağı yakalayabiliyorum. Çoğu, çocuklarının ünlü bir futbolcu olması açısından ümit besliyorlar.
İnsanların, topluma katkıda bulundukları oranda gelir sahibi olmalarını isteyenlerdenim. Ama öyle mi oluyor. Bu işler tamamen keyfi. Bildiğimiz kadarıyla artık sendikacılık gereği gibi yapılamıyor. Eski işlevlerini kaybettiler. İşçilere mesai bile verilmiyor. İşçilerin fazla mesailerini ödeyemeyen kulüp patronları hiç düşünmeden böyle milyonlarca avroya babalarının çiftliği gibi futbolculara ödeyebiliyorlar. Oysa kendi iş yerlerinde beş yüz liralık hata yapan işçiyi, işinden bile atıyorlar.