Yandex
30 Mart 2025 Pazar
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sessiz gelen şampiyonluk

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Galatasaray geçtiğimiz hafta iki Türk takımı arasında oynanan ve yabancı hakemlerin yönettiği karşılaşmayı kaybetti; kaybetse de ülkemize önemli bir başarı kazandırdı. İtalyan Alessia Ferrari ve İspanyol Marta Cabana’nın yönettiği karşılaşmada İzmir Büyükşehir Belediye, Galatasaray’ı 9-8 yendi. LEN Kadınlar Challenger Kupası’nda finalini 2 Türk takımı oynadı. Geçtiğimiz yıl; sutopunda hem kadınlarda hem erkeklerde bir ilki gerçekleştirmiş ve Avrupa Kupası kazanmıştık. Bu yıl, çok zor bir ilki daha gerçekleştirdik ve bir Avrupa kupasında final oynadık. Bu büyük başarı sessiz sedasız geldi, yine medyamız bu başarıyı duymadı, görmedi.

LEN Challenger Kupası; 3 Türk takımının yanında; ikişer Alman, Malta, Hırvat, Sırp ve İngiliz, birer de Portekiz, İsrail, Çek ve Romen takımının katılımı ile başladı. LEN’in kulüp düzeyindeki ülke sıralamasında Almanya, Portekiz, Malta, Hırvatistan ve Sırbistan; Türkiye’nin üzerinde ülkeler. Bu sıralama bile kupanın favorisi takımların temsilcilerimiz olmadığını gösteriyor. İlk turda; İzmir Büyükşehir Belediyesi 4 takımın bulunduğu grupta Sırbistan’da lider oldu. Galatasaray da 5 takımın bulunduğu grupta Romanya’da 2. oldu. 2. tur karşılaşmalarında Galatasaray ve İzmir Büyükşehir Belediyesi; 4 takımın bulunduğu grupta Galatasaray Kalamış Tesisleri’nde mücadele ettiler. İzmir grup lideri, Galatasaray da grup ikincisi olarak Dörtlü Final’e yükseldi. Grup karşılaşmalarında da İzmir Büyükşehir Belediyesi, Galatasaray’ı Portekizli ve Sırp hakemlerin yönettiği karşılaşmada 12-10 yendi. Ah, bu yabancı hakemler!

HANİ TEMSİLCİLERİMİZİN KARŞILAŞMALARI ŞİFRESİZ KANALDAYDI

Dörtlü Final, Cemal Kamacı Spor Kompleksi’nde yapıldı. Yarıfinal karşılaşmalarında; İzmir Hırvat temsilcisini, Galatasaray Sırp temsilcisini farklı yendi. TRT, yarıfinal karşılaşmalarını Tabii Spor 4 kanalından yayımladı. Kaç kişinin haberi olmuştur, kaç kişi izlemiştir? Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece TRT Spor Yıldız’da iki yarı final karşılaşması banttan yayımlanacaktı. Hem TRT’nin web sitesinde hem platformların sayfalarında yayın akışı bu şekilde gözüküyordu. Gece 00.55’te Galatasaray’ın, 01.55’te İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin karşılaşmasını izlemek için ekran başına geçtim, sonuçları öğrenmeden. Yayın değişikliğine dair, bir altyazı bile yazılmadı. Bekledim, ben de… Saat dört, yoktu; saat beş, yok. Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi… Sandım ki, yarı finallerde farklı yenildik, bu yüzden TRT yayın akışını değiştirdi. Temsilcilerimiz karşılaşmalarını farklı kazanmıştı. Gece yarısı, Türk sporu adına önemli bir canlı yayın olur; değişikliğin nedenini anlarım. TRT’nin hazırladığı ve güncelliği olmayan bir sürü programla sabahladık. Bu yapılanın adı; açıkça sporseverlere saygısızlıktır. Pazar günü lütfen 2 Türk takımının finali canlı yayımlandı.

Yazmaya çizmeye gerek yok. Varsa yoksa futbol! Sutopunda iki temsilcimiz final oynuyor, Türkiye’de oynanan dörtlü finali canlı ya da banttan yayımlayacak bir şifresiz kanal bulamıyoruz. Futbolda Türk takımlarının Avrupa kupası karşılaşmaları şifresiz kanalda yayımlanacak denildi. Bravo! Peki, sutopunda Türk takımlarının yarı final karşılaşmaları neden şifreli platformda yayımlanıyor? Asıl teşvik edilmesi ve yayılması gereken spor dalları, futbol dışındaki dallar. Hazır Cumartesi ve Pazar günleri Galatasaray’ın ve Fenerbahçe’nin karşılaşması da yok. Olsun, biz pazartesi günkü karşılaşmanın gıybetini yapar, zaman doldururuz.

FUTBOLDA TEK TEMSİLCİMİZ KALDI

Avrupa kupalarında; sutopunda iki Türk takımı final oynarken, futbolda yoluna devam eden 48 kulüp arasında sadece 1 kulübümüz kaldı. UEFA sıralamasında altımızda yer alan Yunanistan, Norveç ve Polonya’nın 2 takımı yollarına devam ediyor. Sezon başlarken Hollanda’yı geçmeyi kafamıza koymuştuk; o Hollanda 4 takımla yoluna devam ediyor; ikisi de Şampiyonlar Ligi’nde, farkı iyice açtılar. Yoluna devam eden 22 farklı ülke takımı var. 11 ülkenin 2 ve daha fazla temsilcisi var. Biz, ülke sıralamasında 10. sıradayız. Kalan tek temsilcimiz Fenerbahçe. Bugün tüm Türk kulüp taraftarlarının Fenerbahçe’nin yoluna devam etmesini desteklemesi gerekir. Hem ülkemizin başarısı adına hem de kendi kulüplerinin Avrupa kupalarına katılması ya da daha üst kupalara girebilmesi adına. Ama; ülkede düşmanlığı öyle bir yaydılar ki, sosyal medya paylaşımlarından temsilcilerimiz başarısız oldukça zevk alan tiplerin paylaşımlarını okuyorum.

BUNUN ADI TARAFTARLIK DEĞİL

Yazımı dün oynanan karşılaşmadan önce yazıyorum. Umarım, futbolun konuşulduğu bir akşam olmuştur. Ama, ülkede bu iki taraftar grubunun getirildiği durum rahatsız edici. Kulüp taraftarlığı ne siyasi ne dini ne etnik kimlik tanımıyor. Gözler öylesine kör edilmiş ki; taraftarlar, babasını kardeşini tanımayacak hale gelmiş. Birkaç hafta önce; Düzce’de, Galatasaraylı bir taraftar Fenerbahçeli büfe sahibini tabanca ile öldürdü. Gazete sayfalarını karıştırdığımızda; geçmiş yıllarda, 19 yaşındaki Fenerbahçe taraftarının Metrobüs durağında Galatasaraylı taraftarca bıçaklanarak öldürüldüğünü, İtalya’dan Beşiktaş’ın maçını izlemeye gelen mühendisin Galatasaraylı taraftarlarca dövülerek öldürüldüğünü, Fenerbahçeli taraftarın kahvehanede Beşiktaşlı taraftarlarca dövülerek öldürüldüğünü, Galatasaraylı taraftarın Fenerbahçeli amigo tarafından tavernada bıçaklanarak öldürüldüğünü, hatta Beşiktaşlı taraftarın kendi tribününde Beşiktaşlılarca öldürüldüğünü okuyoruz. Kısaca; Eller günahkâr, diller günahkâr, bir çağ yangını bu, bütün taraftarlar günahkâr, masum değiliz hiçbirimiz…

İspanya’ya bakarsanız; kulüp taraftarlığı bazen etnik kökenle bazen sınıfsal farkla açıklanır. İrlanda’da mezhepsel tercihlerin, İngiltere’de sınıfsal farklılıkların kulüp tercihinde öne çıktığını görürüz. Fransa’da yaşadığın yer öne çıkar. Marsilya’da PSG taraftarı bulamazsınız. Bizde, insanların gözünü kör eden bu takım taraftarlığının nedeni nedir? Düzce’deki adam neden Galatasaraylı olur, sonra gider tabancasını alır, neden Fenerbahçeli olduğu belli olmayan büfe sahibini neden vurur? Katile sorsan, Galatasaray Lisesi’nin yerini bilmiyordur, kulübün yerinden haberi yoktur. Büfe sahibine sorsan; Fenerbahçe sahiline belki de hiç gitmemiştir? Bu tercihin nedeni din değilse, siyaset değilse, etnik köken değilse; nedir?

Örneğin, benim yaşadığım şehir İzmir’de; Göztepe amatöre kadar düştü, anca satılarak ve Aliağa’yı satın alarak amatörden kurtulabildi. Karşıyaka 3. Lig’e kadar düştü. Altay, hızla düşüş içerisinde. Çocuklarının spor yapabileceği bu spor kulüpleri, İzmir’de yaşayanların yarısının umurunda değil. İzmir kulüplerinden çok İstanbul kulüplerini destekleyenler var, hatta her hafta sonu İstanbul’a gidip İstanbul takımlarının karşılaşmalarını stattan izleyenler var. Neden? 81 ilin yaşayanları, önce kendi illerinin spor kulüplerinin kalkınmasını düşünse; Türkiye’de spor ve sporcu patlaması olur. Olimpiyatlarda ilk 10 ülke arasına gireriz. Herkes kendine bir güçlü seçmiş. İlkeler için mücadele etmek yerine, güçlünün başarısından kendine pay çıkarmak kolay geliyor, insanımıza. Ne yazık ki, siyasal tercihlerimiz de böyle; sorgusuz sualsiz güçlünün yerine konumlanıyoruz. Sonra, bir bakıyoruz ki; tanımadığımız bu yapılar için kavga ediyoruz. Halbuki; nasıl güçlü sandığınız siyasal partiler gücünü seçmenlerinden alıyorsa; güçlü kulüpler de gücünü taraftarlarından alıyor.

Peki, uğruna ölünen ve öldürülen bu kulüpler; bu güçle nelere neden olabilir? Emperyalizmin Yugoslavya’dan Mısır’a, Irak’tan Arjantin’e, Ukrayna’dan Suriye’ye bu kulüpleri nasıl kullandığını defalarca yazdım, tekrar yazarım. Bunlar ülkemize derstir, herkesin önce Türk kimliğini öne çıkarması gerekir. Türkiye için; Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarların birleşmesi gerekir.

İKİ KULÜP TARAFTARINI BİRLEŞTİRDİM

Ne mutlu ki; geçtiğimiz hafta bunu başardım. Yabancı hakem ile ilgili açıklamalarım sonrası hem Galatasaraylı hem Fenerbahçeli taraftarlar bana tepki göstermekte birleştiler. İki taraftarı birleştiren bu görüşümü özetleyeyim. Sulhi Garan’dan Doğan Babacan’dan Ahmet Çakar’a Cüneyt Çakır’a ulaşan başarılı Türk hakemliği son yıllarda büyük çöküş içinde. Bunun adı çöküşten çok tezgâh. Özellikle alt liglerde bunu çok açık gözlemleyebiliyorsunuz. Futbolun için siyaset ve paralel yapı yıllardır var. Önceki Federasyon Başkanı’nın telefonlarında ByLock uygulaması bulunduğu iddiaları vardı. Süper Lig’de gerek sahada gerek VAR’da verilen kararların tek taraflı olduğunu gösteren istatistikler de var. Tarih boyunca yönetmesini bilmiş Türkiye’de bu sistemin alternatifi yabancı hakem midir? Hayır. Yabancı hakem, tüm bu hukuksuzlukların üzerini örtme aracıdır. Yabancı hakem gelecek, Fenerbahçe Şampiyon olacak. Tüm bu hukuksuzluklar unutulacak; öyle mi?

Bir tarafta yasa dışı bahis şirketlerinin reklamını sırtınıza alacaksınız, bir tarafta taraftarlarınız “Ayağa Kalk” koreografisini yapacak, bir tarafta bir FETÖ planı olan 3 Temmuz sürecinde UEFA’da Türk futbolu aleyhine kararlar alınmasına destek olacaksınız sonra bunların diyetini yabancı hakem ile bir şampiyonluğu feda ederek vereceksiniz. Yok, böyle bir hukuksuzluk!

Türk yargısının her zaman doğruyu ortaya çıkaracağına güvenim sonsuz. Adaletin sağlanacağı yer Türk yargısıdır. Zaten, bu tezgâhın içinde yabancı parmağı varken; çözümü yabancı hakemde aramak acizliktir. Devrimci çözüm; yıkıp doğrusunu kurmaktır. Adaletli bir sistemi yine Türk hakemleri ile kurarız!

Emperyalizmin etki ajanlarını tüm kulüp yönetimlerinden temizleyerek yüzyılı aşkın sporumuza hizmet etmiş bu kulüplerimizi kazanmalıyız. “Ayağa kalk” koreografisini yapan ve Filistin’e destek olan Celtic taraftarına teşekkür eden taraftar aynı olamaz. Kulüplerimiz içindeki bu milli kuvvetleri ortaya çıkardıkça; sporumuz adalet içinde ilerleyecektir…

Futbol Basketbol Galatasaray Fenerbahçe
Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...