23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sevgili Fatih Terim senden isteğim...

Yaşar Arslan

Yaşar Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Her zaman büyük sevgi ve saygı duyduğum Fatih Terim kardeşim, Galatasaray Kulübü'ne o mükemmel atmosferin bir benzerini bir daha yaşayamayacağım düşüncesi ve üzüntüsü ile veda etmiştim, 1984 yılının son günlerinde. Sayın Dr. Ali Uras, Faruk Süren ve Alp Yalman gibi kıymetli yöneticilere, dinamik, disiplinli ve istekli futbolcu arkadaşlarına ve elbette sana belki de bir daha rastlayamayacak olmanın hüznü ile Florya Tesisleri'nden ayrılmak zorunda kalmıştım.

1984'ün yaz aylarında, rahmetli Jupp Derwall'in yardımcı antrenörü olarak göreve başladığımda, ilk tanışmamızdan itibaren senin sadece kendin için değil kulübün ve arkadaşlarının da başarılı olabilmesi için verdiğin büyük çabaları canlı yaşamıştım. Derwall hocamla yaptığım mütalaalarda ise senin ileride kıymetli ve otoriter bir futbol adamı olacağının sinyallerini verdiğini tespit etmiştik. Hakikatten de böyle oldu, Galatasaray'da futbolu bıraktıktan sonra antrenör olarak yaşadığın başarıları gözlemlediğimizde, o zamanki görüşlerimizin doğruluğunu rahmetli Jupp ile hep konuştuk.

DERWALL'İN SANA OLAN SEVGİSİ...

Sen Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra, o yıllarda çalıştırdığım Alman kulübü Wiesbaden ile Galatasaray'ı konuk etmiş ve sahamızda bir hazırlık maçı yapmıştık. Bu hazırlık maçına, Derwall, eşi bayan Elisabeth ve eski hocası Helmut Schön ile gelmişti.

Derwall, Galatasaray futbol takımının danışmanı olarak Helmut Schön ile soyunma odamıza girince, odaya büyük bir coşku doldu. Birbirine özlemle sarılmayan kalmadı maç öncesinde. Futbolcuları hazırlanmaları için bırakıp dışarı çıkarken, Derwall'i o zamanın Galatasaray antrenörü ile konuşur halde görünce, yanlarına yaklaşmadan sahaya çıktım. Ancak bir süre sonra Derwall'in nerede olduğu bana sorulduğunda geri döndüm ve soyunma odasına giden koridorda kendisini ağlarken buldum. Eline tutuşturduğum mendille gözyaşlarını sildikten sonra içten ve ağlamaklı biçimde beni kucakladı ve "Yaşar, Fatih çok iyi bir insandı" demekle yetindi. Sana duyduğu sevgi ve hasret çok büyüktü. Daha sonra bana sebebini anlattıysa da, bu aramızda bir sırdı ve şimdi açıklamak yersiz olur diye düşünüyorum.

Sevgili Fatih Terim senden isteğim... - Resim: 1

SENDEN BİR İSTEĞİM VAR MUHAKKAK...

Sevgili Fatih, Galatasaray'dan ayrılırken sana ve futbolculara veda konuşması yaptığımda, bana sarılarak "Bir isteğin olursa beni muhakkak ara" demiş ve moral vermiştin. Ancak bugüne kadar sadece bir kez, Almanya'ya milli takımımızın başında geldiğinde telefonda sevinç dolu biçimde görüşebildik. Daha sonraları ise yollarımız bir kez daha kesişmedi maalesef. A Milli Futbol Takımımızda ve Galatasaray'da elde ettiğin büyük başarılar senin doğru yolda ilerlediğinin kanıtı oldu benim için...

Kulüp futbolumuzda seneler birbirini kovaladı ve kulüplerimizde yabancı futbolcu sevdası gittikçe büyüdü. Şu sıralar senin de yakından yaşadığın bir kaosa dönüştü gelişmeler ve yabancı oyuncu tercihleri bir değil birçok kulübümüze ciddi finans sorunları getirdi. Bu gidişle getirecek de...

Geçmiş senelerin aksine, son dönemde "başarının yurt dışından transfer edilecek futbolcular" ile geleceğini düşündüğün ve Türk futbolcularımızdan uzaklaştığının belirtileri ortaya çıktı sanki... Yabancı futbolcu sınırlamasına dair düşüncelerin de tarihe karıştı gibi... Son günlerde Şenol Güneş kardeşimizin, kulüplerimizin yabancı futbolcu politikası ile ilgili "Futbolda başarı kendi gençlerimizle gelebilir" ana fikirli demeçleri ise birkaç kulübümüzden gelen "bravo"dan sonra kulak arkasına atıldı.

'BİZ DE VARIZ' DİYEBİLMEK

Sizden en önemli beklentim, ülkemizde ve yurtdışında futbol oynayan potansiyel sahibi futbolcu kardeşlerimizi, hemen olmasa da yakın bir gelecekte Türk bayrağı çatısı altında bir araya getirmeniz. Sen ve Şenol Güneş, hem kulüp futbolumuzu hem de milli takımımızı diriltip Avrupa ve dünya futboluna karşı "Biz de varız ve biz bize yeteriz" mesajını verebilirsiniz.

Elbette, kulüp futboluna katkı verecek yabancı futbolcuları da bağrımıza basmasını biliriz. Bununla birlikte, kendi içimizde yeterli cevher varken neredeyse yarım asır boyunca yabancı futbolculardan gelecek mucizeleri bekledik ve çok zaman kaybettik. 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri'nde, futbolcularımızın elde ettiği başarıyı asker selamı ile kutlaması kadar mükemmel bir duygu yaşadık mı futbolda? İşte bu tabloyu sürekli hale getirmek, sanırım futbolumuza vereceğiniz en kıymetli hediye olur...

Son olarak, geçen ay yakalandığın ve yenmesini başardığın koronavirüs illeti dolayısıyla geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum sevgili Fatih kardeşim...

Sağlıcakla kalınız...