25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sevmek ile takdir etmek

Halit Deringör

Halit Deringör

Eski Yazar

A+ A-

Fenerbahçe kalecisi Volkan ağzı ile kuş tutsa bir türlü Fenerbahçe taraftarına yaranamıyor. Herkesin ağzında aynı terane. ‘Bu Volkan’dan bir şey olmaz!’ Oysa bu kaleci yıllardan beri Fenerbahçe’nin kalesini korumuş ve zaman zaman takımın başarısında rol oynamıştır. Hatta şampiyonlukta bile katkısı olmuştur. 

Ülkemizin yetiştirdiği kalecilere bakacak olursak hiç de küçümsenmeyecek bir durumdadırlar. Avrupa ülkelerinin kalecilerine bakacak olursak, bizimkilerin onlardan geri kalan yanları yoktur. Ne kaleciler yetişmiştir. Cihat Arman’lar, Turgay Şerenler, Özcan Alkoçlar, Bedii Yazıcı’lar, hatta Rüştü Rençberler. Daha da vardır belki ama şu anda aklıma gelenler bunlar. 

Ancak, biz futbolseverler her şeyde olduğu gibi futbolda da değer yargımız ya minimum ya da maksimumdur. Bir maçta insanları göklere çıkartır, bir başka maçta yerin dibine indiririz. ‘Kedi tttuğunu yer, kaleci de tutamadığını yer’ diye bir söylem dolanır ortalıkta. Kim söylemiştir bilmiyorum. Yabancı kaynaklı mıdır? Onu da bilmiyorum. Aslında kim söylemiş olursa olsun kulağa hoş geliyor. Fenerbahçe tarihini okuyanlar anımsar. 1948 yılında asrın Fenerbahçe’si diye adlandırılan takımın kalecisi Cihat Armandı. Lakabı ‘uçan kaleci’ idi. Sahaya tepeden tırnağa kadar sarı renkli kıyafetle çıkardı. Sarı kanarya benzetmesi Cihat Arman’ın kıyafetinden dolayı yapılmıştı. Uçan Kaleci Cihat Arman ile ilgili bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. 

Yıl 1942. İkinci Dünya Savaşı yılları. Fenerbahçe Mısırda üslenmiş İngilizlerin Orta şark takımı ile maç yapacak. Birinci maç Ankara’da oynandı ve 2-2 bitti. Tesadüf bu ya İstanbul’daki de 2-2 sonuçlanmıştı. İstanbul’daki maçta, İngiliz takımı penaltı kazanmıştı. İngiliz Takımındaki Fenton, Cihat’ın koruduğu köşeye ve de atılması gereken bir şekilde penaltıyı attı. Attı atmasına da Cihat Arman görülmemiş şekilde havada iki defa suplex yaparak gol olmasını önledi ve penaltıyı kurtardı. Bu harika kurtarış karşısında İngiliz futbolcular bile Cihat Arman’ı tebrik ettiler. Ardından korner atışı yapıldı ve bu defa oluşan karambolde Cihat Arman golü yedi. Kalecilerin kaderleri de böyle çiziliyor işte. Bir bakıyorsunuz penaltı kurtarıyor bir bakıyorsunuz karambol golü yiyor. 

Bu gün de oynanacak derbide takımların kaderini çizecek olanlar, kaleciler olacaktır. Her zaman söylediğim gibi, aklı ile el ve ayakları uyum içinde çalışan kaleci başarılı olacaktır. Yazıya Volkan ile başladım onunla bitireyim. Aslında Volkan’a taraf olduğumu sanmayın... Ama sevmek ile takdir etmenin farkını bilirim.