22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Siber teknoloji devlerinin ‘tarafsız’ iş adamlığı

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

A+ A-

“Büyük teknoloji şirketleri ABD Savunma Bakanlığı’na sırtlarını dönecek olursa, ülkenin başı belaya girecek demektir”

Bu sözü geçenlerde küresel korona salgınıyla dünyanın bir numaralı süper zengini koltuğuna oturan, Amazon.com’un kurucusu Amerikalı Jeff Bezos söyledi. Ukrayna krizinin başlamasından beri, iki aydır Batı’nın uluslararası teknoloji devleri, ABD ve NATO’nun aldığı resmi ambargo kararlarını bile bazen gölgede bırakan şahsi uygulamalara gittiler ve bu yaptırımlar sadece; Mc Donald’s’ın Rusya şubelerini kapatması, Heineken’in 1 milyar dolar kaybı göze alarak Rusya’ya bira ihracını durdurması, Shell, Exxonmobil ve Boeing’in yaptırımları ve dev bankaların Rusya’daki faaliyetlerini dondurmaları gibi fiziki konularla sınırlı kalmadı. Rusya ve Avrasya birliğine karşı savaşın asıl ön cephesi siber dünya ve informasyon sektörü olurken, siber teknoloji devleri bu cephede komutayı ele aldı.

Meta, Google, Twitter, Facebook, WhatsApp, Tik Tok ve Apple gibi trilyon dolar gövdeli siber korperasyonlar, Rusya’daki ya da Rusya’yla ilgili bütün ürünlerini kapatarak ya da sansürleyerek Amerikan bayrağını göndere çektiler. Rusya’ya ait, ya da Rus olmayıp da Rusya’ya hoşgörülü her türlü önemli profil ya da bilgilere ulaşmayı engellediler ya da platformlarından kaldırdılar. Avrupa’da okunan RT ve Sputnik başta olmak üzere her türlü Rus yayınına ulaşmayı yasaklayıp engellerken (basın özgürlüğünü de ayaklar altına alarak), Rusya’ya yarayabileceğini düşündükleri her türlü enformasyonu ‘dezinformasyon’ ya da ‘fake haber’ diye yaftalayarak karaladılar.

‘Sevgili Ruslar’ mı, ‘Ölü Ruslar’ mı?

Siber plattformlarda ABD’yi eleştiren ifadeler sık sık ‘nefret söylemi’’ suçlamasıyla sansürlenmeye başladı. Öyle ki geçenlerde bir ara, ‘Google Çeviri’ aracılığıyla İngilizce çeviri sırasında ‘Sevgili Ruslar’ sözü ‘Ölü Ruslar’ diye çevriliyordu. (‘Dear Russians’: ‘dead Russians’). Amsterdam mahkemesinin mart ayında kadın kaçakçılığından yatan iki Ukraynalı tutukluyu, Ukrayna’ya dönüp orada Rusya’ya karşı savaşmaya söz verdikleri gerekçesiyle serbest bırakması, sosyal platformlarda hukuksal bir rezillik değil de sosyal bir fedakârlık olarak eleştirisiz sunulabiliyordu.

Ukrayna krizi öncesi yıllardır göya Amerikan değerleri’ dedikleri “iş ayrı siyaset ayrı” gibi maskelerin ardında gemilerini yürüten Facebook veya Twitter gibi siber enformasyon tekelleri, özellikle de devasa bilgi ve veriyi ellerinde tutan internet devleri, kılıçlarını çekerek gerçek yüzleriyle cepheye atıldılar. Uzun yıllardır yerküre üzerinde kıtalararası geniş bir coğrafyadan kar sağlayan internet devlerine, Biden yönetiminin; ‘tarafını seç, Beyaz Saray da sana kolaylık sağlasın’ şeklindeki baskısı da bunda belirli bir rol oynadı. Ama Biden yönetimini iktidara getirenler bir bakıma zaten bu medya devleri ve siber devler olmuşlar, Trump’ı sansürlemiş hatta atmışlardı. Hatta iki yıldır küresel korona salgını politikalarını yönlendirenlerin de bu bir avuç dijital teknoloji devi olduğu bir süredir söylenir olmuştu. Ukrayna konusunda bu kadar dezinformasyon yapan bu siber devler, korona konusunda da iki yıldır kim bilir ne dezinformasyonlar yapmışlardı.

Büyük siber teknoloji şirketlerinin sansür ve dezinformasyon kampanyası ve küresel sanal saldırganlığına Rusya hükümeti karşı yaptırımlarla tepki verdi. Rus sosyal medya ağlarına yönelim tırmanışa geçti. Örneğin, son yıllarda durgun bir kullanıcı sayısına sahip olan VKontakte (VK), şimdi hatta çalışmasını bile zaman zaman engelleyen bir profil kalabalığı ve hesap oluşturma talebi ile karşı karşıya kaldı. WhatsApp gibi diğer sohbet ortamlarının Moskova'yı giderek daha fazla yaptırıma uğratması nedeniyle, Rus kullanıcıları uygun bir seçenek olan Telegram’a yöneldiler. Buna benzer bir gelişme geçen yıl Türkiye’de de meydana gelmişti.  Amerikan siber devlerinin Ukrayna krizi sonrası tavrı, böylece Avrasya’da alternatif siber modeller oluşturma eğilimini de tırmanışa geçirmiş oldu.

Kısacası Ukrayna krizi sonrası, ‘işe siyaset karıştırmayalım’ şeklindeki sözde tarafsızlık maskesini çıkartıp, kılıcını çeken Amerikalı siber teknoloji devleri, yalnızca Dostoyevski’yi sansürlemekle kalmıyor. İnternet ve Amerikan merkezli tüm sosyal medya platformları, dünyayı, R ya da Z harflerinin mevcut bile olmadığı siber savaş platformları haline dönüştürülmek isteniyor.

Avrupa’ya gelince; öylesine bir çalkalanma var ki, daha şimdiden ve ambargo kararlarının mürekkebi bile kurumadan, Fransa’dan Finlandiya’ya kadar, gelecek kışı çıkarabilecek gaz seçeneklerinin tartışıldığı, her gün yeni ve zıt fikirlerin ortaya atıldığı renkli ve değişken günlere giriverdi. Volatilite finans dünyasının da dışına çıktı. Siber teknoloji devlerinin bu seçimi, aynı zamanda onlara ayak bağı olacak gibi görünüyor.