A+
A-
Sığınmacı Fatıma
Yayınlanma:
Güncellenme:
Bağlantıyı Kopyala
Ya ilahiyat, ey ya dilsiz Rap, ey âlemi hayat,
Söyle kimsin, kimdir bu beşeri hayvanat?
Adım Fatıma, Halepli garip ana, sığınmacı olduk ya,
Sığmıyoruz ne Avrupa'ya, ne başka kıtaya.
Aynalı beşiğe sığan sabi, sığmıyor koca dünyaya,
Küçücük evimize, yekvücut sığıyorduk ama.
Mevtamızı yıkayamadan, bir beze saramadan,
Düktüler yola hasta, esir, kolu kanadı kırık,
Söktüler toprağından beş bin yıllık Sümer gülünü.
Hayat ölü kelebek, çıktık sınırdan kızıl kıyamet,
Başımız dik değil, alnımız kaygıyla gölgeli,
Gizledik kendi yüzümüzü kendi gözlerimizden.
Ya zalim git, ey kanlı Atlantik bırak yakamızı,
Karanlık yüzünü aydınlatmıyor ne bilim, ne ilahlar.
Sadece derya kabul ediyor cesetlerimizi,
Salkımdan kopan taneler gibi döküldük dalgalara.
Utanmıyor insan hakları, muasır medeniyet,
Can yelekli bebeklerimizin cansız bedeninden!
Ya Musa gel, ya İsa, ey ya Muhammet yetiş,
Omuzlarımıza yüklendik Suriye dağlarını.
Söyleyin kimdir bu kadar zalim, söyleyin min fadlik!
Dar geliyor yabancı dünya, yaralı onurlarımıza,
Söyleyin kimdir bu kadar hunhar, söyleyin lütfen.
Yaşamın tanrısını yakabilir mi ölümün kulları,
İnsanı, yine insanın kendisi kurtarırken?
Adım Fatıma, vücudum Halep, ruhum Palmira,
Elbette döneceğiz öz yurdumuza, kinsiz,
Tarlalarımızı ekmeye, makinelerimizi işletmeye.
Yeniden kuracağız kentlerimizi, evlerimizi,
O gün ağırlayacağız yeryüzünü soframızda,
Göstereceğiz ileri demokrasiye, küresel efendiye,
Nasıl sığarmış koca dünya küçücük bir ülkeye.