Şiir affetmez!
Dövüştedir zalim ile şair, her daim. Ölümcül bir kapışmadır bu. Zalim zorbalığını yürütür. Direnmek, şairin varlık borcudur. Zalim kurnazdır ve bütün hainler gibi ödlek. Karanlığı kalın kalın dokuması bundandır. Şairin ağzı aydınlık bıçaktır, karartılan havayı patiska gibi dişiyle yırtar. “Ayağa kalk!” der. Bulanık yargıyı, gelberi eder! Ateş gibi adil, alev gibi hızlıdır. Şiir affetmez!
Zalim, insanın içine yuvalanan korkudan güç alır. Zorbanın paralı uşakları korkuyu besler, büyütür. Onlar insanın aklını bozmakla görevli karıştırıcılardır. Şair hazırdır, Hızır’dır, yalındır, bitiricidir. Yetişip korku yuvalarını dağıtır. Yüzüne tükürür paralının. Çünkü şair, ezelden gönüllüdür. Kuludur gerçekliğin, insanlığın külüdür. Yeryüzünün toplam yetkinleşme gücü, halkın birlik olan geniş yüzüdür. Kesintisiz bir ölüm kalım savaşı, kesintisiz erdemin ölümsüzlüğüdür. Hesap günü daimdir ve şair orada yargıcıdır, sorgucudur. Şiir affetmez!
Kaldırıp başınızı dünyaya bakın. Büyük hayat nasıl da fışkırmakta yaraların, çürüklerin içinden. Gün nasıl da kendini sağaltmakta ve bilge ışık nasıl da görmeyenlere görme yeteneği bağışlamaktadır. Zalim yıkılır. Özgürlük atlarının topukları altında kalır mezarları. Zorba toza bulanır, çaldıklarını toprağa kusar. Şair tartaç ve kılınç sahibidir ve elbette sözünün hesabını ezilen halka verir. Şiir affetmez!
Yedi deryalar şairi Özdemir İnce’ye, şiirimize verdiği emeğe ve zalim karşısında eğilmeyen duruşuna, döşeli yerden değil, köşeli yerden, selam olsun! “Zorba ve Ozan” adlı kitabından, eskimeyecek bir şiirini sizlere sunuyorum. Şiir affetmez!
ZORBA VE OZAN
42.
Medet hay! Baskındadır haramiler,
ot bitmiyor geçtikleri yerlerde,
naralarını gizliyorlar hamle yaparken.
Dertten kefen kesildi bedendeki gömlek,
kendi diliyle karın doyuruyor kimileri,
kimileri divan duruyor namert kapısında.
Altına ve gümüşe tapılıyor artık evlerde
ve kim kimin haramisidir anlaşılmıyor,
törenle karşılanmakta suçlu kervanlar.
Saç tellerini birbirine sürüp derviş
kâbeye gidip geliyor ki yatağı hâlâ sıcak.
İşler kesat, hesabı şairlerden soruluyor.
Tahtırevanlarda gezdiriliyor satılık kızlar
çocukları gözetlerken dört gözlü tanrı,
ölüm kapı komşusu, yatıya gidiliyor.
Medet hay! İçimizdedir haramiler
kanına girmekteler hergün nar çiçeğinin;
çare yok, bu sessizliğe kaçakçı durulacak.
Paris, 13 Nisan 1986