08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şike labirenti ile yıldırmak

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Dün gazeteniz Aydınlık'ın ikinci sayfasındaki yazıyı okumaya doyamadım. Benim 3 Temmuz 2011'den bu yana anlatmaya çılıştığımı, sevgili Tuğamiral Soner Polat mükemmel aydınlatıcı bir yazıyla ortaya koymuş. Geçici ikametgahı olacağını umduğum Silivri Cezaevi'nden "Bir Galatasaraylının gözüyle Fenerbahçe" sosyal bir analiz olarak basın ve futbol tarihimizdeki yerini alacaktır. Hala "Aziz Yıldırım şike yaptı, yargıtay da bunu onayladı" sığ bakışıyla olayları görmek isteyen takım renkli gözlüklülerin kafasına odun vursa bu kadar etkili olamazdı.

Sayın Soner Polat ile ortak noktamız Galatasaray'ın unutulmaz gölcülerinden Metin Oktay'a olan hayranlığımız. Ancak ben Metin Oktay'dan etkilenip, Galatasaraylı olacak yaşı geçmiştim. Ama İstanbulspor genç takımına gireceğim yıl, yaşım 15'ten 16'ya giderken onlar Galatasaray takımı ile kamp yapmak için Kınalıada'da kaldıklarında tanışmıştım. Birlikte fotoğraf çektirdiğin ender futbolculardan biriydi. Jübilesinde Can Bartu ile formaları değiştirdiğini, şimdiki anlayışsızlara o zamandan mesaj vererek, Fenerbahçe formasını sırtına geçirip, dostluğu, barışı, kardeşliği anlattığını hiç aklımdan çıkarmadım.

"Türk bayrağı ile sarı lacivert renkler ve diğer tüm renklerin coşkuyla, gururla yükseklerde dalgalandığı, daha mutlu, daha özgür, daha huzurlu ve daha adaletli bir Türkiye için Fenerbahçe'nin yanındayız. Sevgili Fenerbahçeliler, yalnız değilsiniz..." diyen Sayın Soner Polat'ın eline, beynine sağlık. Galatasaraylılığın Fenerbahçe düşmanlığı, Fenerbahçeliliğin de Galatasaray düşmanlığı olmadığını inatla anlamak istemeyenlere yazıklar olsun. Hala "Ben Aziz Yıldırım'ı memleketten tanırım, şike yapacak karakterdedir" diye bakanlara artık söyleyecek bir şey yok. Allah ıslah etsin.

Mahşer yargıçları ve hakemlerimiz

Eh be Özgür Yankaya kardeş, bir maçı yönet de skandal olmasın. Yalnız değilsin, Barış Şimşek seni bozar. Tolga Özkalfa ile Yunus Yıldırım yanınızda çırak kaldı. Durumu anlayın artık. Biliyorum, sağa sola soruyorum, sizi tanıyanlarla konuşuyorum. Çok düzgün karakterli arkadaşlarsınız. Buna asla sözüm yok. Benim işim hakemlik yorumlarınızla. O konuda da yalnız değilsiniz, maşallah yerlisi yabancısı ile hakem yorumcularımız size beş basar.

Karabük- Elazığ maçın-da Samba Sow'u kırmızıyla attın, tamam, doğru. Numara yapıyor veya yapmıyor. Sow yerde kıvranıyor. Yiğit İncedemir raconcu futbolcularımızdan ya, başlıyor ayaklarından sürüklemeye. Aklı sıra mahşer yargıcı, rakip futbolcu ona göre yalandan kıvranıyor. Sana ne, onun kararını verecek sen mi kaldın? Sahadaki hakem ne iş yapıyor. Tersten ayaklarınızdan sizi kimse sürükledi mi hiç? Ben bilirim, forma açılır, sırtınız sürünür ve çizilip, yara olur. Kafanız da yerlere tangır tungur vurur.

Ama bundan sonraki durumlar Yiğit'i haklı çıkarıyor. Maksat hasıl oluyor, sinirlenen Sow çifteyi savuruyor. Öldü dersiniz Yiğit, yerlere seriliyor. Yankaya geliyor, tahrik eden Yiğit'e sarı, ilk tekmeyi yiyen Sow'a kırmızı. Bir yeri kırılmış gibi düşen ve kıvranan Yiğit İncedemir karardan sonrasında tazı gibi maşallah. Hadi be artık kardeşler, hadi be, hakemlik adına, ama daha çok futbolculuk adına olmuyor, yakışmıyor.

Terim'in takımı boşaltılıyor

Ara transferin en hızlı takımı Galatasaray'dı. Sarı kırmızılılar Mancini geldiğinden bu yana neredeyse ellerindeki kadar yerli ve yabancı futbolcu transfer ettiler. Bence Veysel Sarı ve Alex Telles gerçekten kadroyu yukarı tırmandıracak futbolcular. Hajrovic için şimdilik kafamda soru işaretleri var. Biraz daha oyunlarına bakmam gerek.

Galatasaray gibi hedefleri yüksek olan takımların elbette ki, kadrolarını her zaman yenilemeleri gerek. Ama bazıları durumu tam kavrayamadı. Sarı kırmızılıların planları çok daha ilerisi için. Bu yapılan transferlerde görülüyor. Fatih Tekim transfer yaptığında da aynı sorular sorulmuştu.

Aslında o soruları soranlardan bazıları ortalığı karıştırmak, bazıları da saflıktan soruyor. O boyutlardaki teknik adamlar, öncelikle kendi kadrolarını yaparlar. Oysa Galatasaray takımının kadrosu Fatih Terim'in kadrosu idi. Gidenlere ve yola çıkmış gönderileceklere bakınız. Şimdi Manchini kendi kadrosunu, bana göre bayağı kısa zamanda kurdu. Temizliğin geri kalan kısmı temmuzda

halledilir. Demek ki, Galatasaray'ın hedefi Şampiyonlar Ligi zirvesi. Yani İtalyan teknik adam ile uzun yıllar için planları var.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları