SİLİVRİ - HASDAL KITALARI- (49 - 52)
49. Kıta: Süte vurulan mayanın rolü
Yeni kitaplar bulup okuyor, yediği içtiği bu;
Artık ilgilenmiyor başlayıp bitmeyen sorguyla,
Yayılıyor umut eski anıların köklerine...
Kanaldan kurtulmuş ırmak suyu gibi sevinçli.
Canlandırıyor gözünde aldanış anlarını;
Daha iyi anlıyor süte vurulan mayanın rolünü.
Hücrenin demirinden geceye bakıyor;
Halk temiz, ancak düşmanın ırası keskindir:
Diyor ki, bir pencerem var, kanadı demir.
50. Kıta: Tane salkımda olgunlaşır
Kussar kralı Hattusili, dönüp babasına dedi ki;
Bana bir ders ver, ulu Mursili, biz kimiz,
Dün ne idik, yarın ne olacak torunlarımız?
Savaşacaklar evet, zafer taşları dikecekler, evet;
Hatti ülkesi için canlarını verecekler, evet,
Sonra gelen oğullar yeni anıtlar yükseltecek;
Kara tohum çatlar, asma yeşil yaprak açar, evet;
Tane salkımda olgunlaşır, salkım bağlanır...
En iyisi gel, şarap içelim biz Hattu, ne dersin?
51 Kıta: Gel, aynayı görmeye gidelim
Pişmiş tuğlada bir kabartma, ataların izi,
Ekmeğini arar, güvenlik bekleyenler aşk ile.
Taştan taşa geçer batağı, yeni düşünce,
Bizim köklerimiz böyle koymuş meseleyi;
Gösteriyor gökyüzünün kara akıncıları,
Böyledir yasa, insanlığın yenildiği görülmedi.
Göktanrı'nın Cehennem'i, Cennet'i yok.
Tanrılar işin şakası, elbet ölümsüzdür ölümlü;
Gel, aynayı görmeye gidelim, gidelim mi?
52 Kıta: Askeri Testisler Antlaşması
Hükümet tutamıyor elini, belini, dilini,
Kararlar gizli antlaşmaların batağına gömülü;
Ele geçirmiş düşman Yalova Havaalanını,
Kaymakamı kimse takmıyor, Menderes var ya,
İnip kalkıyor düşman uçakları Atatürk pistine.
Otuz iki milyon kilometre kare vatan pestili;
Bak şu sınıf karakterine ki, kızını metres veriyor.
NATO adlı kitaptan okuyun isterseniz;
Bir fahişe vesikası, Askeri Testisler Antlaşması.