01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şimdi dindarlık Seksi

Tuna Kiremitçi

Tuna Kiremitçi

Eski Yazar

A+ A-

"Hiçbir kadın bir erkekle parası için evlenmez" demiş Cesare Pavese. "Kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona âşık olacak kadar akıllıdır."

Durun hanımlar, hemen kızmayın! Bunlar şüphesiz kalbi kırık bir erkeğin sözleri.

Ama "kendini zengin adama âşık eden" kadının kafası ilginç. Akılla kalbin kıvrak bir dansı.

O kadına sorsak, yaşlı kocasına ne kadar âşık olduğunu, onu nasıl seksi bulduğunu falan herhalde gözleri parlayarak anlatır.

Çünkü hesapsızca, saf ve temiz duygularla hareket ettiğine ilk başta kendini inandırmıştır.

Öyle bir anlatır ki, kadının aslında güç ve çıkar peşinde olduğunu düşündüysek kendimizden utanırız.

Medyatik simaların bugünlerde sık sık gördüğümüz dindarlık pozları da o kadını hatırlatıyor.

Şov dünyasında bir abdest alırken poz verme, umreye gittiğini haber yaptırma, canlı yayında örtünme yarışı...

Bunları yapan meşhurlara sorsak, içlerinde ansızın uyanan Allah aşkını herhalde gözleri parlayarak anlatırlar; tıpkı Cesare Pavese'in kadını gibi.

Anlatırken öyle bir coşarlar ki, birilerinin gözüne girmek için böyle yaptıklarını düşündüğümüz için kendimizden utanırız.

Belli ki akıllı davranmış, Allah aşkıyla yanmaya en doğru zamanda başlamışlar, el ne karışır?

Ayrıca şov dünyasında bütün olayın her şartta "seksi" kalabilmek olduğunu herkes bilir.

"Seksi" kelimesini burada Terry Eagleton'un "Kuramdan Sonra" kitabında kullandığı anlamda kullanıyor fakir.

"Yapısalcılık, Marksizm, post yaısalcılık ve benzerleri, artık eskisi kadar seksi konular değil" der Eagleton Efendi. "Şimdi seksi olan şey daha ziyade seksin kendisi."

"Hani Ünal Aysal da bir ara "Galatasaray seksi bir takım" buyurmuştu ya, işte o hesap.

Dindarlık bugüne bugün memleketteki en seksi şeylerden biri. Sosyal, ekonomik ve politik bakımlardan.

Bir de bakıyoruz en hırslı simalar ansızın bir dindarlık yarışı içine girmiş. "Haftanın dindarları" posterine kafalarını sokmak için çırpınıştılar.

Dindarlığımızı kanıtladığımız takdirde dünya nimetlerine daha kolay ulaşacakmışız gibi bir hava var.

Konserimiz daha çok dolacak, kitabımız daha çok satacak, ihaleyi biz alacağız, dükkân daha çok kâr edecek...

Tabii sorası geliyor insanın: "Yahu dindarlık zaten dünya nimetlerine takılmamak değil mi?"

Şov yapmakmış, seksapelmiş, güç ilişkleriymiş... Bunlara gönül indirir mi dindar kişi?

Yeterince seksi olmadığından mıdır nedir, fakirin aklı ermiyor bu işlere.

Zaten Cesare Pavese'nin sözünü zengin kocalı bir tanıdığına söyleyecek oldu, şırrak diye aldı cevabını. "Züğürt tesellisi!"

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları