Sırrı’nın şantajı!
HDP’li Sırrı, dün Cumhurbaşkanı’nı tehdit etti:
“Eğer bizi çözüm sürecinden dolayı yargılayacaklarsa, kimse kusura bakmasın ama başta Yalçın Akdoğan olmak üzere, Başbakan da Cumhurbaşkanı da benimle birlikte yargılanacak!”
***
Neyine güveniyor Sırrı Süreyya Önder?
Geçmişteki ortaklıklarına!
İki taraf da birbiri hakkında her türlü “sağlam delile” sahip...
Bu yüzden kendisinden emin Sırrı!
Hatta “emin” olmaktan da öte; pervasız!
Erdoğan’ın “vatana ihanet”ten yargılanma ihtimalini göze alamayacağından emin...
Bu yüzden üstüne üstüne gidiyor, bel altına vuruyor!
“Ben yanarsam, seni de yakarım” diyor!
Sonra da Erdoğan’ın sözleriyle ona “Şah!” çekiyor:
“Biz kurbanlık koyun gibi boyun uzatmayız. Yumuşak başlıysak, kim dedi ki uysal koyun olduğumuzu...”
***
Tüm bunları, hakkında düzenlenen fezleke yüzünden söylüyor.
2013’te Öcalan’ın Nevruz mesajını okuduğu için suçlandığını belirterek,
“Fezlekeyi hazırlayanlar, neyi suçlama konusu yaptıklarını bilmiyor” diyor ve aba altından sopa gösteriyor!
***
Şimdi gözler Meclis’te...
Bakalım Erdoğan, Sırrı’nın bu şantajı karşısında ne yapacak?
Reste restle mi karşılık verecek; yoksa korkup fezlekelerin sumenaltı edilmesini mi isteyecek?
***
Hadi sayın seyirciler:
“Ortakların savaşı...”
Başrollerde “Uzun Adam” ve “Devşirme Sırrı...”
Aşk, ihanet, intikam, aksiyon, gerilim, komedi, korku...
32 kısım tekmili birden çok yakında sinemalarda...
Sakın kaçırmayın!
ÖRTÜLÜ!
Dün Cumhurbaşkanı’na “baş danışman” olarak atanan yandaş basketçi Hidayet Türkoğlu’na ayda 60 bin lira maaş verileceğini yazdım ya...
Bazı “aktroller” itiraz etmiş:
“Cumhurbaşkanı başdanışmanlarının aldıkları maaş 5 bin 700 ile 9 bin lira arasında değişiyor. Kimseye bunun bir kuruş üstünde maaş verilemez...”
Çocuk mu kandırıyorsunuz yalakalar?
“Örtülü ödenek” ne güne duruyor ki?
KAÇMAZ!
İran’da devleti dolandırmaktan idam cezası alan Babek Zencani’nin Türkiye’deki ortağı Rıza Sarraf, bütün gayrimenkullerini satışa çıkarmış...
Türkiye’den kaçmaya hazırlandığı öne sürülüyormuş!
Buna hayatta inanmam.
Niye kaçsın ki; adam burada krallar gibi yaşıyor?
“Seni tutuklamaya geldiklerinde, önüne yatarım Rıza” diyen eski İçişleri Bakanı görevde olmasa da... Mevcut iktidarda da en az onun kadar “fedai siyasetçiler” olduğu kesin...
Yani; Rıza’nın yediği önünde, yemediği arkasında; hiç böyle bir “ortamı” terk edip gider mi?
Olsa, olsa; Babek Zencani’nın kendisine gönderdiği paralara İran’ın el koydurmasını önlemeye çalışıyordur.
Yoksa nerede bulacak böyle çiftliği?
GÜNÜN SORUSU
Bakan yardımcıları önceki gün toplu halde KaçAk Saray’a çıkmışlar. Dört saat süren toplantıda Cumhurbaşkanı’ndan, imza yetkilerinin artırılmasını talep etmişler... Sorum Başbakan Davutoğlu’na:
Kendi bakanlarınızın yardımcıları bile sizi ezip geçti... Ne hissediyorsunuz?
TSK’da 29 bin cemaatçi subay ve astsubay mı var?
Kumpas yüzünden dört yıl hapis yatan emekli albay ve CHP Milletvekili Dursun Çiçek, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüzde 10’u cemaatçi” demiş...
Genelkurmay Başkanlığı daha üç gün önce açıkladı. Buna göre Türk Silah Kuvvetleri’nde halen vatani görevlerini yapan 322 bin 706 yükümlü er, erbaş ve yedek subayı bir kenara bırakırsak...
358 general ve amiral...
39 bin 721 subay...
97 bin 243 astsubay...
22 bin 43 uzman jandarma...
71 bin 29 uzman erbaş...
8 bin 54 sözleşmeli erbaş ve er...
51 bin 708 de sivil memur olmak üzere toplam 290 bin 156 kişi görev yapıyor...
Bunun yüzde 10’u, 29 bin kişi yapar!
Ben TSK’daki Fethullahçı sayısının en fazla birkaç yüzle sınırlı kaldığını sanıyorum ama...
Eğer Dursun Çiçek’in dediği doğruysa durum gerçekten de sandığımızdan çok daha vahim demektir.
Ama o zaman da Dursun Bey başta olmak üzere Mustafa Kemal’in ordusunu yöneten “Mustafa Kemal’in askerleri”ne sormak isterim:
Cemaat, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 29 bin adamını sokarken, siz uyuyor muydunuz?
Yoksa bu “sızma operasyonu”nu biliyordunuz da... Başınıza bela almamak için göz mü yumdunuz?
156+258!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Tayfun Karlıyayla’da... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa
[email protected] adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Bir zamanlar işgal ettiğiniz Huber Köşkü, devlete geçtiği 1984 yılından bu yana beşinci kez restore edilecekmiş...
Restorasyon işini, ‘eski kardeşiniz’ Recep Tayyip Erdoğan’ın imam hatipten arkadaşı Hasan Gürsoy yapacakmış... Bu restorasyonun amacının, sizden kalan izleri silmek olduğu söyleniyor.
Bugün izinizi silenlerin, yarın Huber’i işgal ettiğiniz günler için sizi kurtların önüne atmayacaklarından emin olabilir misiniz?”
GÜNÜN İSYANI
İsyanım İzmir’de oyun oynarken selesine dokunan 6-7 yaşlarındaki Suriyeli çocuğu havaya kaldırıp yere vuran esnaf görünümlü solucana: (Umarım solucanseverler bu benzetmeye kızmaz!)
Seninle aynı dönemde yaşadığım ve aynı havayı soluduğum için talihime küfrediyorum!