29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 26°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sivas Kongresi-(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Nâzım Hikmet’in “Kuvâyi Milliye” adlı kitabının “İkinci Bap”ında yer alan uzun şiirinin “Sivas Kongresi” bölümünü birlikte okuyarak Kongre’nin 93. yıldönümünü kutlayalım ve düşman çatlatalım.

Şair tarihin şiirini yazıyor

[“4 Eylül 919’da toplandı Sivas Kongresi, / ve 8 Eylül’de / Kongrede bu sefer / yine ortaya çıktı Amerikan mandası / Ak koyunla kara koyunun / geçitte belli olduğu günlerdi o günler. / Ve İstanbul’dan gelen bazı zevat, / sapsarı yılgınlıklarıyla beraber / ve ihanetleriyle birlikte / bir de Amerikan gazeteci getirmişler. / Ve Erzurumlulardan ve Sivaslılardan ve Türk milletinden çok / işbu Mister Bravn’a güveniyorlardı. / Bu zevata / ‘İstiklalimizi kaybetmek istemiyoruz efendiler’ / denildi. / Fakat ayak diredi efendiler: / ‘Mandanın, istiklâli ihlâl etmeyeceği muhakkak iken’, / dediler, / ‘herhalde bir müzâherete muhtacız diyorum ben’ / dediler. / ‘Hem zaten,’ / dediler, / ‘birbirine mani şeyler değildir / istiklâl ile manda. / Ve esasen’ / dediler, / ‘müstakil kalamayız böyle bir zamanda. / Memleket harap, / toprak çorak, / borcumuz 300 milyon, / ve vâridat ise 15 milyon ancak. / Allah muhafaza buyursun / İzmir kalsa Yunanistan’da / ve harbetsek, / düşmanımız vapurla asker getirir. / Biz Erzurum’dan hangi şimendiferle nakliyat yapabiliriz? / Mandayı kabul etmeliyiz hemen.’ / dediler. / ‘Onlar dretnot yapıyor, / biz yelkenli bir gemi yapamıyoruz. Hem, İstanbul’daki Amerikan dostlarımız: / Mandamız korkunç değildir, / diyorlar, / Cemiyeti Akvam nizamnamesine dahildir, / diyorlar.’ / Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul’dan gelen zevat. / Sivas mandayı kabul etmedi fakat, / ‘Hey gidi deli gönlüm,’ / dedi / ‘Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm, ya İSTİKLÂL, ya ölüm’ / dedi. // Kambur Kerim böyle dedi aynen, / Adapazarlıydı Kambur Kerim.” ] (Nâzım Hikmet, Bütün Şiirleri, YKY, S.549-551).

Şair kaynağına karşı

Nâzım Hikmet “İkinci Bap”ta, dip notu olarak açıklıyor: “Bu ikinci baptaki vesikalar Nutuk’un Devlet Basımevi İstanbul 1938 basımının 46,47, 49, 64, 65, 68, 69, 70, 75, 76, 77, 78, 79. Sayfalarından alınmıştır” diyor.

Eyvah, ne olacak şimdi? Anadan doğma ve hainliğe kadar muhalif olması gereken “şair” resmi tarihin en temel kaynağından yararlanmış. Böylece, şiirini daha başlangıçta yaralamış olmuyor mu? Kâzım Karabekir’in anıları, telgrafları, mektupları ve konuşmaları varken, neden onlardan yararlanmıyor şair? İzzet ve Servet beylerin başını çektiği muhalif Trabzon grubunun kongreyle ilgili görüşleri nerede? Ömer Fevzi’nin dağıttığı beyannamenin içeriği önemli değil mi? Mustafa Kemal Paşa’nın Trabzon muhaliflerine, Karabekir Paşa’ya ikna için yalvarması neden gizleniyor? Hart nahiyesinde Şeyh Eşref neden ayaklanmıştı? Fevzi Paşa, Mustafa Kemal için “Ahlakça herkesce fena tanınmış bu zat“ dedi mi demedi mi? Çolak Selahaddin, Mustafa Kemal’e neden karşı çıktı? Kâzım Karabekir, Sivas’ı teftiş ederken Mustafa Kemal arkadaşlarıyla içki içip kumar oynamıyor muydu?

Şairin “İstanbul’dan gelen zevat” dediği sürüngenlerin ahfâdı günümüzde bu türden sorular soruyor Tarih adına! Yaptıkları haince rezilliğe “tarihimizle yüzleşme” diyorlar.

Sivas Kongresi’nde ‘manda’ reddedilmemişmiş

Yüzleşmecilerden biri keramete kıç attırıyor: “4 Eylül’de başlayan Sivas Kongresi’nde alınan kararlar 11 Eylül 1919 tarihinde, Umumi Kongre Heyeti tarafından ‘Umumi Kongre Beyannamesidir’ başlığıyla kamuoyuna ilan edilmiştir. Ancak ne hikmetse bugün, Umumi Kongre Beyannamesi’nin orijinal metnine neredeyse ulaşmak imkansızdır. İnkilap tarihçilerinin kitaplarında da Sivas Kongresi kararlarının orijinal metnine rastlanmaz. Bu kitaplarda, günümüz Türkçesine çevirme bahanesine sığınılarak, tahrif edilmiş, birbirinden farklı metinler Sivas Kongresi kararları olarak sunulmaktadır. [...] Ortalama bir Türk vatandaşının Sivas Kongresi hakkında bildiği, belki de tek şey, bu kongrede ‘Manda ve Himaye Kabul Edilmez!” kararının alınmış olduğudur. Halbuki, aşağıda orijinal metinde verdiğimiz gibi, bu kongrede ‘Manda ve Himaye Kabul Edilmez!’ kararı alınmamıştır. Orijinal metnin inkilap tarihi kitaplarında yer almamasının sebebi, zihinlerde oluşturulan bu ezberin bozulması tehlikesidir.”

Ne olacak şimdi?

Ne olacak şimdi, adamın biri Sivas Kongresi’nin büyüsünü yerle bir etti (!). Sanki Kongre “Manda ve Himaye Kabul Edilmez!” kararı almış, buna karşın Mustafa Kemal ve arkadaşları Türkiye’yi Amerikan manda ve himayesine sokmuşlar. Şimdi, pisliklerini örtmek için, kongre tutanaklarını gizliyorlar. Olan tam tersi Sivas Kongresi, “Manda ve Himaye kabul edilemez!” diye bir karar almamış ama, buna karşın, ülke herhangi bir yabancı ülkenin manda ve himayesi altına sokulmamış. Ne var bunda? Kongrede almadıkları iddia edilen kararı uygulamada hayata geçirmişler. Sanki halkın haberi olsa ve bu iddiaya inansa, “Ulan bu Mustafa Kemal de amma adammış, Kongre ‘Manda ve Himaye kabul edilmez” kararı almadığı halde ülkeyi manda yapmamış be, bu ne biçim ihanettir mi?” diyecek bre hödükler?

Karar almışlardır, ama türlü nedenlerle metne geçirmemişlerdir ya da manda işi akıllarına daha sonra gelmiştir, ne var bunda? Münafıklar, fitneciler kuru deriden bal çıkartacaklar! Geri zekâlı herifler!

Şeref ve haysiyet sahibi bir tarih yazıcısı, Sivas Kongresi’nde alınmamış (?) bir kararın tutku, inanç ve inatla peşinde koşmanın, “İstiklal-i Tam”ı bulmanın anlamını araştırır. Ayrıca, Sivas Kongresi ister “manda” kararı alsın, ister almasın, şair onun şiirini yazmıştır. Alınan karar şiirin içindedir!