Siyasal hayatların sönmesine yardımcı olan eşekler
Oğlumuz Tanbey ABD'de gazete ve dergilerde yayınlanan yazılardan seçtiklerini validesi Ülker hanıma gönderir, o da bana aktarır.
Bu defa New York Times (NYT) gazetesinin 22 Ocak 2014 tarihli nüshasında Trip Gabriel imzası ile yayınlanmış bir yazı gönderdi. Önce Trip Gabriel kardeşimizi İngilizce Wikipedia'da yer alan şu cümle ile takdim edelim:
"Trip Gabriel is an American journalist, best known for his creation, expansion and direction of the Styles sections" of The New York Times. (From Wikipedia, the free encyclopedia)
Yani "Trip Gabriel, The Newyork Times'ın Stiller bölümünü kuran, geliştiren ve yöneten Amerikalı gazeteci olarak tanınıyor" demeye geliyor.
"Stil" de tarz, üslup falan anlamına geliyor. Yani, öyle tırıvırı biri değil.
***
Söz konusu yazı kısaltılarak aşağı yukarı şöyle: "Virginia Valisi'nin karısı, kocasının göreve başlama töreninde özel tasarımlı bir elbise giymek istedi.
Bunu fırsat bilen bir işadamı ona Oscar de la Renta'dan bir elbise almayı önerdi, Maureen McDonnell bu önerinin üzerine atladı ama Vali Bob McDonnell'ın yardımcısı bu hediyeyi veto etti, bunun üzerine Bayan McDonnell da ona öfke dolu bir e-posta gönderdi: "İflas bayrağını çekmiş durumdayız, kredi kartı borcumuz akıl almaz boyutlara vardı, bu tören bizi mahvetti!" diye.
(Kişisel zayıflıkları, seks skandalları yüzünden eşlerini utandıran makam sahiplerinin örnekleri veriliyor.)
"..... McDonnell'ler için yazdıkları 43 sayfalık iddianamede Savcılar, Bayan McDonnell'i lüks düşkünü bir kişi olarak tanımlıyor ve onları nakit para ile özel tasarımlı ıvır zıvır karşılığında, jaguarla, özel jetle seyahat etmek uğruna bir işadamına menfaat sağlamakla suçluyorlar -savcıların iddiasına göre, işadamının ürünlerinin tanıtımı için yönetim binasını kullanmasına izin vermişler. İşadamı Bayan McDonnell'ı New York'a alış verişe götürmüş, 10.999 dolara özel tasarımlı bir elbise almış, Louis Vuitton'da 5.685, Bergdorf'ta da 2.600 dolar harcamış. Daha başka masraflar için de kadın o işadamından bir keresinde 15 bin, bir keresinde de 50 bin dolar almış. Savcılar bu işadamının ne gibi maddi menfaat elde ettiğini kanıtlayamıyor ama McDonnnell'lar yargılanıyor." "Yoldan çıkan siyasetçi çiftlerin yakın geçmişte sayısız örneğini gördük: Geçen seçimde seçim kampanyası fonundan 750 000 dolar çalan Jesse Jackson geçen yıl hapse girdi. Newt Gingrich'in, üçüncü karısına Tiffany'den mücevher almak için bankadan 500 000 dolar kredi çekmesi, 2011 seçimlerinde Cumhuriyetçi partiden başkan adayı olmasını engelledi."
***
Trip Gabriel'in yazısı bu kadar. Ama televizyon sayesinde hepimiz Amerikalı olduğumuz için, filmlerden bu türden öykülerin yabancısı değiliz: Zenginlere köpeklik yapan, rüşvet alan, çeteleri, gansterleri, katilleri koruyan, randevu evlerinden para yiyen şerifler; devlete komplo kuran senatörler, yabancı ülkelerde darbe düzenleyen CIA ajanları... Bunlar arasında en çok Akbabanın Üç Günü'nü severim. Baş rollerini adamım Robert Redford ile Faye Dunaway oynamıştır. "Bu filmde CIA'in dünyada yayınlanmış bütün kitap ve dergileri okuyup tarama görevi verilmiş bir yan kuruluşunda görevli "Akbaba" kod adlı memurunun bir yemek molası dönüşünde bürodaki bütün iş arkadaşlarının katledilmiş olduğunu görüp bir yandan kendi hayatını kurtarmak için kaçarken, bir yandan da olayları çözmek için yaptığı araştırmada örgütün sanıldığından da karmaşık ve yozlaşmış yapısını, ayrıca örgüt içinde başka bir örgütün de faaliyette olduğunu keşfetmesi anlatılmaktadır. (Kaynak: Vikipedi)
***
İkincisi: Akbabanın Üç Günü kadar Pelikan Dosyası'nı severim. Pelikan Dosyası, orijinal ismiyle The Pelican Brief, John Grisham'ın aynı adlı çok satan kitabından sinemaya uyarlanan film. Koca ağızlı Julia Roberts ve Denzel Washington'un baş rollerini paylaştığı filmi Alan J. Pakula yönetmiştir. İki yüksek mahkeme yargıcı suikasta kurban gitmiştir. Bir hukuk öğrencisi (Julia Roberts) bu ölümlerle ilgili şüphelerini bir dosyada toplamıştır. Bu dosya, hükümetin üst düzeyinde şok etkisi bırakır. Hukuk öğrencisi ve iddialı bir gazeteci (Denzel Washington) bütün dünyaya bu sırları yaymak isterler.
***
Bunları, pek çoklarının dediği gibi, "Dünyanın her yerinde böyle şeyler oluyor" demek için yazmıyorum. İnsan her yerde insandır, her yerde "sütü bozuklar" vardır ama sağlıklı siyasal sistemler böylelerini siyaset sahnesinden ıskarpela ile kazıyarak temizlerler. Eşi bir iş adamının jetine, jaguarına bindiği, ondan hediye kabul ettiği için bir politikacının siyasal hayatı fıs diye sönüverir. Eşler çok önemlidir: Öğretmenlik yaparken Adalet Partisi'ne, TRT Televizyonu'nda çalışırken Milli Cephe hükümetlerine ve darbecilere boyun eğseydim; editörlük yaparken vıttırıvızzık kitaplar yayınlasaydım; Hürriyet'te yazarken nabza göre şerbet verip zam üstüne zam alsaydım, Ülker hanım beni kesinlikle boşardı. Erkeklere en zararlı kadınlar yatakta midesi bulanmayanlar Dindarlık kimseyi ahlak sahibi yapmaz. Kindarlık ise çadırın orta direğini yıktırır!