Siyasetçi yatsın, savcı yatsın, hakim yatsın; asker-polis ölsün!
Şehit yakınları feryat ediyor; ateş, düştüğü yeri yakıyor çünkü... Şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan da kardeşinin tabutuna sarılarak, “Çözüm, diyenler şimdi ne oldu da ‘savaş’ diyor?” diye haykırmış...Bu yüzden de düne kadar PKK’lılarla kol kola giren AKP’liler internette bu acılı Yarbayımız için “linç kampanyası” başlatmış...***Yıllarca söyledik, “Terörle müzakere değil, mücadele edilir” diye...Bu yüzden, bu düşünceyi savunan herkes gibi “kan dökülmesinden yana olmak”la suçlandık...Hatta Sezen Aksu, benim gibi düşünenleri, “iki cihanda da lekeli” ilan etti.Kan döken PKK’ya sahip çıkanlar, “barışçı...”Biz “savaşçı” olduk!***Anımsayın lütfen; bu iktidar işbaşı yaptığında terör örgütünün beli kırılmış; olaylar en aza inmişti.Ne zaman ki AKP, “milliyetçiliğin” yerine “ümmetçiliği” yerleştirmek için, “açılım mavalı”nı başlattı; işte o zaman PKK hortladı.Yani; bugünkü tablodan bir numaralı sorumlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’li yöneticilerdir.***“İki numara”yı ise dün öğrendik:Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütü PKK’nın 52 üst düzey yöneticisi hakkında daha yeni “tutuklama talebiyle yakalama” kararı çıkarmış... Bu 52 kişi arasında KCK Yürütme Konseyi üyeleri Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Ali Haydar Kaytan, Fehman Hüseyin ve Avrupa Sorumlusu Sabri Ok da bulunuyormuş...Başsavcılık, şüphelilerin (!) yer tespiti için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazmış ve kırmızı bülten çıkarılması için Adalet Bakanlığı’na başvurma kararı almış!Kötü bir şaka gibi değil mi?Bu geç kalmış girişime, “Yuh” denmez de ne denir?Yukarıda adlarını sıraladığım katiller, 30 yıldan fazla süredir kan döküyor...Ancak bizim yargı harekete geçmek için 35 bin evladımızın ölmesini bekliyor!İşin komiği bir de nerede oldukları herkesçe bilinen bu katillere “şüpheli” deyip adreslerini “polis”e soruyor... Daha da komiği... Savcılık, terör örgütü yöneticisi olduklarını bunca yıldır dünya medyasında yüzlerce kez itiraf eden bu yaratıklar için daha yeni “kırmızı bülten” başvurusunda bulunuyor...***Tamam; terörle savaş askerin, polisin işi...Ancak:Siyasetçiler üç beş oy uğruna vatanı satıyorsa...Yargı kendi işini yapmıyorsa ve bu mücadeleye katılmıyorsa...Bunca yıldır sorumlu makamlarda bulunan yargı mensupları bu kararları almayarak görevlerini ihmal ediyorsa...Dökülen asker ve polis kanında; onların da parmak izi vardır!***Yarbay Mehmet Alkan, kardeşinin şehit olmasına değil; yıllarca “PKK’yla savaşmayın” diye ellerini tutanların, görevlerini ihmal edenlerin; bugün “şehitlik edebiyatı” yaparak kendilerini öne sürmesine isyan ediyor.Bu isyanında da sonuna kadar haklı!Ona uzanacak el, hepimize uzanmış demektir.Hakkında soruşturma falan açılırsa; o soruşturmayı açanlara bu dünyayı dar etmek de...Boynumuza borç olsun!
İPİ ÇEKİLDİ!ABD’nin uydusu olan gelişmemiş demokrasilerde siyasetçileri sözüm ona halkın seçtiği düşünülür...Oysa; tek seçici vardır:ABD başkanları!O başkanlardan biri nasıl ki yıllar önce Recep Tayyip Erdoğan’ı keşfettiyse... Bilinmelidir ki indirecek olan da bir başka ABD başkanıdır.Dün bu yöndeki ilk işaret geldi:Başkan Obama, kendisiyle “acil” olarak görüşmek isteyen Türkiye Cumhurbaşkanı’na randevu vermedi. “Kasım’daki G-20 zirvesinde görüşürüz” dedi.Bu sadece siyasi bir skandal değil; aynı zamanda bir “infaz”ın dünyaya ilanıdır.Yazın kenara:KaçAk Saray’ın Sultanı’nın çöküş devri dün resmen başladı...Acı olan bu kararı Türk halkının, Obama’ya bırakmış olması!
GÜNÜN SORUSUDün, 24 Şubat 1992’de kaybettiğimiz Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli hukukçulardan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun doğum günüydü. Savcılığın, PKK yöneticileriyle ilgili en az 33 yıl geciken kararını okuyunca, bu büyük hukukçuyu bir kez daha rahmetle andım. Sorum size:Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Orhan Adli Apaydın gibi büyük hukukçular artık neden yetişmiyor?
SÖZ SİZDE... (156+106) Abdullah Bey’e soru sormaya okurumuz Ayten Kıran’la devam ediyoruz. Sizin de Abdullah Bey’e soracağınız ya da söyleyeceğiniz bir şey varsa [email protected]’a göndermenizi bekliyorum.***“Sayın Abdullah Gül...Mustafa Mutlu’nun sizden cevap alabilmek için başlattığı yazılarını her gün bıkmadan usanmadan takip ediyordum. Şimdi ise bu konuyla ilgili soruları Mustafa Bey aracılığıyla halkın sorabilmesi ayrı bir güzel olmuş... Belki bugün Cumhurbaşkanımız bir cevap verir diye şimdi daha bir hevesle okuyorum bu soruları... Hiçbir cevap vermemeniz gerçekten tuhaf. Bu sessizliğiniz beni üzüyor ve utandırıyor. Sizi gururla hatırlamak istiyoruz. Lütfen bu utancı temizleyin artık. Belgeleri lütfen halka sunun.”
GÜNÜN İSYANIFethullah Gülen medyası, her gün bir başka “eski AKP’li”nin iktidarı yerden yere vuran röportajlarını yayınlıyor. İsyanım dünün yandaşı ve yalakası, bugünün sözde muhalifi olan bu gazeteleri yönetenlere:Katranı kaynatsan olur mu şeker? Cinsine ettiğim, cinsine çeker!