06 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Siyasette yeni bir güç: Ulusal Merkez -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Ülkemizin üzerine çöken kara bulutların, Atlantik ötesinden 2002 yılından bu yana uygulanan BOP’la başladığının da artık ziyadesiyle farkındasınız!

O günden bu yana tam 10 koca yıl geçmiştir ve uygulanan plan bu sürecin adıdır: Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı devrimdir.

Nereden nereye geldik?

Kuşkusuz onun da artık farkındasınız.

Geldiğimiz yer; yüzde 70’i değiştirilmiş 1982 Anayasası’nın tümden değiştirilmesidir. Bu Meclisin bu konuda yetkisi yok.

Çünkü Anayasaları tümden ancak Kurucu iradeyi temsil eden Kurucu Meclisler değiştirebilir. Onun da hukuken geçerli yolları var.

Siyasi partilerin hele hele 2008’de oyunu kurgulayanların, aktörlerin, figüranların, Ana muhalefeti etkisizleştirme operasyonu ile TSK’de başlatılan tasfiye hareketinin ve Ergenekon sürecinin nasıl başladığına da tanıksınız.

“Barış... Anaların gözyaşı dinecek!” sözleri altında vatanımızın bölünmesi süreci olduğunun da kuşkusuz farkındasınız.

İşte bu nedenlerden ötürü 23 Nisan 2013 Salı günü Ankara Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet salonunda toplanan insanların “Yeniden Kuvayı Milliye-Atatürk’te birleştik” deyişi altında başlayan demokratik direnme hareketinin bir “siyaset ve demokrasi sınavı” olduğunu bir yerlere not etmek gerekli.

Bu sınavda daha işin başından bu yana sesi yükseltenin İşçi Partisi ve onun yan kuvveti Türkiye Gençlik Birliği olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

50 yıllık siyaset ve devlet adamı 9. Cumhurbaşkanı Sayın Demirel’in söyledikleri yerli yerine oturmaktadır. Demirel şöyle diyordu:

“- Meclisteki muhalefet yeterince gücünü gösteremedi. Bu konuda İşçi Partisi’ni örnek göstermek lazımdır.”

Açılımın böylesi

Açık ve net söyleyelim: Eğer İP lideri Perinçek’in hapishane yazıları, TGB’nin demokratik direnişleri olmasa, İP varıyla yoğuyla bu demokratik direnişe bal koymasa 23 Nisan 2013’de Nazım Hikmet salonunun içinde ve dışında partiler üstü bir direnme kararının coşkuyla alınması kolay olmazdı.

Önceki gün bu sütunda Gazi Mustafa Kemal’in hangi koşullar altında Samsun’a çıktığını Erzurum’a hareketinden önce Amasya’da kaleme aldığı bir tarihi mektuptan söz etmiştim. O mektup; Orduları elinden alınmış, hakkında idam fermanı hazırlandığından bile haberi olmayan bir Generalin çağrısı tıpkı bugünlerdeki, çığlıkları anımsatıyordu. Gene Ordularımız felç edilmiş, gene eşkiya ve düşmanla pazarlıklar, en önemlisi halktan, Meclis’ten saklanarak yapılmakta. Hukuken yetkisi olmayan bir Meclis Anayasa’yı tümden değiştirerek Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sarsma çabasında. Laiklik yok ediliyor, Türk Milleti sözünü söylemek bile suç sayılıyor. İmralı devlete yön verir ve Kandil koşul üstüne koşul dayatırken, PKK’nın Meclis’teki uzantısı partinin eş başkanı Kürt Devleti ilan edecek cüreti, hem de 23 Nisan günü bulurken, bu ülkenin Genelkurmay Başkanları, ordu komutanları çete mensubu olarak tutuklanmakta ve TSK’yi bir terör örgütü göstermek çabaları sürerken, lider sultasına bağlı milletvekilleri sessiz kalmakta.

Bunlar yetmezmiş gibi 23 Nisan resepsiyonlarında türbana yol verilmekte, anlı şanlı ordunun kurmay heyeti, o laiklik ilkesine aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilen ve AİHM tarafından yasa dışı ilan olan türban Sayın Başbakana göre “velev ki simge bile olsa” modern, Atatürk subaylarının başları açık eşleri Egemenlik ve Çocuk bayramını kutlamak için çocuklar gibi şen ve yürekleri rahat eğlenebiliyorlar.

89 yıllık Cumhuriyet böyle bir süreci sadece 1919 öncesi yaşamıştı.

Ülke bu hal içindeyken parlamentoda tek ve meydanlarda iki güç vardı: İşçi Partisi ve Bahçeli’nin MHP’si. Gözler meydanlarda CHP’yi arıyor! Neredeler?

Bereket gözü kara olanlar, yönetimin disiplin kurulunu takmayanlar Nazım Hikmet salonunda kürsüde iyi sınav verdiler. Bravo o CHP lilere...

Böylece 23 Nisan 2013’ten başlayarak tüm vatanseverleri Atatürk’te birleştiren bir güç daha halkın ayağına gidecek ve meydanlara inecek.

İşte o güç “Atatürk’te birleşen” o Atatürk’ün askerleridir.

Tarih tekrarlanıyor.

Hiç kuşkum yok ki bu kara bulutları kaldırmada gene Atatürk ve onun ilkeleri yol gösterici olacak.

Ne mutlu Türküm diyene...