Siyasi cinayet söyleminin amacı
Geçen Haziran ayında İzmir’de HDP binasında bir parti çalışanının öldürülmesiyle sonuçlanan saldırı sonrasında yazdığım yazıda, önümüzdeki süreçte kaos eylemlerinin tempolu biçimde yükseltilmesinin ve kamuoyunda infial yaratıcı işlerin yapılmasının şaşırtıcı olmayacağını yazmıştım. Özellikle muhalefet cephesine yönelik suikastların veya mitinglere yönelik bombalı saldırıların düşmanın çalışma tarzına uygun olduğunu belirtmiş ve dikkatli olunması çağrısı yapmıştım.
Geçen günlerde Koray Aydın ve Kemal Kılıçdaroğlu siyasi cinayetler işlenebileceğine dair duyumlar aldıklarını söylediler ama ayrıntı vermediler. Her iki siyasetçinin de söyleyip geçmelerinden ve üzerinde pek durmamalarından anladığımız kadarıyla ellerinde somut bir istihbarat yok. Bu durumda bilgi değil, analizden kaynaklanan bir öngörüde bulunuyorlar demektir. Ancak devlet yönetmeye talip siyasetçi aklına geldiği gibi konuşamaz. Cinayet iması siyasi rant devşirilecek bir konu değildir. Aydın ve Kılıçdaroğlu, üzerinde tartışabilmemiz için cinayet öngörüsüne neden olan akıl yürütme tarzlarını ortaya koymalı, analizin gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmalıdırlar.
Bugün AK Parti’nin oyları özellikle ekonomik krizin etkisiyle eriyor. Ancak Millet İttifakını oluşturan muhalefet partileri iktidar aritmetiğine PKK’nın yasal uzantısını ve FETÖ’yü de katmaktan vazgeçmedikleri için bir türlü açık seçik bir üstünlük sağlayamıyorlar. Üstelik Türk toplumunun önüne Batı sistemine tam bağlılık, borçlanmaya dayalı ekonomik genişleme ve bolca sızlanmanın ötesinde derli toplu, gerçekçi ve işlevsel çözümler de getiremiyorlar. Türkiye’de siyasetin girdiği bu tıkanma halini aşmak için siyasi cinayetler işlemek üzerinden hesaplar yapan merkezlerin olması mümkündür. Ancak böyle bir çıkarımda dikkat edilmesi gereken hususlar var.
Her şeyden önce siyasi cinayet siyasal güçler dengesine müdahale etmek için yapılan eylemdir. Ya güç toplamak ya da karşı tarafın çözülmesini, güç kaybetmesini sağlamak için yapılır. Amaç kimilerinin zannettiği gibi huzursuzluk çıkarmak, toplumu tedirgin etmek değildir. Bunlar siyasi amaçlar olamazlar. İşlenen cinayetler bu tür kitle duyguları yaratır ancak cinayeti planlayan merkezin hedefi her zaman iktidar ilişkilerine müdahale etmektir.
Bugün Türkiye’de siyasi cinayet işlenmesi kimlere güç toplatır veya kaybettirir? Nasıl bir güçler dengesinin oluşmasına hizmet eder? Muhalefet ittifakına yönelik bir saldırının bu partilerin tabanlarında dağılmaya değil pekişmeye hizmet edeceği açık. İstikrarsız bir ortamın hükümete yönelik eleştirilerin artmasına, güvensizliğin yükselmesine ve AK Parti tabanında kararsızlaşmaya neden olmaktan başka bir sonuç vermesi mümkün değil. Yani cinayetler, muhalefete yönelse de muhalefetin güç toplamasına hizmet eder. Bu koşullarda hükümetin rakiplerini siyasi cinayetlerle sindirmeye çalışacağına ilişkin imalar, bir gerçeğe tekabül etmekten çok kamuoyunu bu tür olaylara hazırlamaya hizmet edecektir.
Evet, Türkiye’de bir siyasi cinayet tehlikesi var ama bu iktidar-muhalefet rekabetinden yani iç dinamiklerden kaynaklanmıyor. Türkiye’nin Batı sistemi karşısındaki kararsızlaşmasına müdahale etmek isteyen merkezlerden geliyor. Muhalefet partilerinin yöneticilerinin kulaklarına fısıldanan cinayet istihbaratı, devletin içinden değil dışından gelmektedir.
NATO’ya girmemizden 15 Temmuz kalkışmasına kadar Türkiye’de sistemli ve profesyonel siyasi cinayetleri Gladyo işlemişti. ABD’nin Türkiye’ye sistemin içinde tutmak için kullandığı bu aygıt büyük ölçüde tasfiye edildi. Bugünün Türkiye'sinde ABD’nin siyasi güçler dengesine müdahale etme arzusu ile yeteneği arasındaki makas hiç olmadığı kadar açık durumda. Bu ortamda siyasi cinayet “duyumları” uğursuz planları çökertme tedbiri almak için kullanılmalıdır, bu duyumlar üzerinden rant yatırımı yapmak için değil.